Ülkemizde Sosyal Güvenlik bilinci Son yıllarda önem kazanmaya başladı. Neredeyse 60 Yıldan bu yana bir şekilde Sosyal Güvencenin var olduğu ülkemizde ne yazık ki bilinçte çok geç kalındı.

Sevindiren tarafı ise, insanımızın artık Sosyal Güvenlik bilincini benimsemesidir.

Hep söylediğim bir şey var. Sosyal Statünüz ne olursa olsun. Geliriniz ne olursa olsun. Makamınız mevkiiniz ne olursa olsun ama mutlaka ve mutlaka bir Sosyal Güvenceniz olsun.

Sosyal Güvence denilince aklımıza ne geliyor ? Yaşam boyu gelir garantisi sunan. Yaşam boyu Sağlık hizmeti sunan hatta ve hatta Sosyal Güvence sahibinin vefatı sonrası, geride kalan eş, çocuk, Anne, Baba’ya da sahip çıkan bir sistemden söz ediyoruz.

Sanatçı ve Sporcu dostlarımızla sohbet ediyoruz. Parıltılı yaşamınız sizleri aldatmasın diyorum. Bugün belki renkli yaşan sürebilirsiniz. Bugün belki Sosyal Güvenceye ihtiyaç duymayabilirsiniz. İmkanlarınız vardır. Bireysel Tasarruf Sigortanız vardır.

Özel Sağlık Sigortasınız ile özel Hastanelerden hizmet alabilirsiniz. Bu durumda olan insanlarımıza önerim, yukarıda belirttiğim imkanlarınızın olması gayet güzel ama olmazsa olmaz. Mutlaka ve mutlaka Sosyal Güvencenizin olması. Bunu kazanmanın yollarını arayın.

Her bireyin Çalışma Hayatına atıldığı andan itibaren kendisi ,eş ve Çocukları için yapması gereken, üç önemli dönemin planlamasını ve bu planlamanın nasıl olması gerektiğidir.

Hayat ve yaşam kendi ekseninde yaratanın emrettiği ve buyurduğu şekilde devam ediyor. Doğum ve Ölüm .Her canlı mutlak ölümü tadacaktır. İnsanoğlu bir fanidir.

Üç Önemli dönem dedik .Kısa , Orta ve Uzun vadeli planlama dönemi;

Kısa vadeli Planlama :Sosyal Güvenlik Sisteminde Ölüm Aylığı diye adlandırdığımız ,Sigortalının kadın ve erkek fark etmez ,vefat etmesi halinde geride kalan hak sahiplerine bağlanan aylık. Bu aylığı elde edebilmenin de şartları var elbette. İşte Kısa vadeli plan içinde yapmamız gereken bu şartların oluşmasını sağlamak. En az beş Yıllık Sigortamızın olmasına ve Bu beş yıl içinde de en az 900 Gün prim ödenmesine gayret edip kısa vade de ölüm aylığı hakkını elde edip, olası bir vefat durumunda geride kalan eş ve Çocukları başkalarına muhtaç halde bırakmamak olmalı.

Orta Vadeli Planlama: Hayatın içinde Hastalık, sakatlık gibi durumlar ile karşılaşılmakta. Bugünün sağlıklı insanı yarının potansiyel malulü olabilir. İnsanoğlu Hastalık, sakatlık gibi durumlarda çalışma gücünü kazanma gücünü kaybedebilir. Bu durumlarda da yine Sosyal Güvenlik Sistemi devre girip sigortalısına sahip çıkıyor. Biz buna Malulen emeklilik şartları diyoruz. Bunu elde edebilmenin de elbette şartları var. Sigortalı olarak çalışmaya başladıktan sonra başımıza Hastalık, sakatlık gibi durum meydana geldiğinde malulen emekli olmak için en az 10 Yıllık sigortamız, en az 1800 Gün ödenmiş prim günümüz ve % 60 Üzeri kaybımız olmalı. Bu şartları yerine gelmişse, Sosyal Güvenlik Kurumu bu kişiyi malulen emekli yapar ve başkalarının bakımına muhtaç etmez.

Uzun Vadeli Planlama: Bu planlamamız ise ; Her şeyin yolunda gittiği çalışma hayatımızın, şartların ve koşulların el verdiği ölçüde devam ettiğini varsayarak kayıt dışı çalışmadan ,Kayıt dışı ücret ödenmesine izin vermeden ,Sosyal Güvencemize gözümüz gibi bakarak. Normal emeklilik şartlarının oluşması için planlama yapmaktır.