Türkgün Gündem Eski kaymakam inkar etmişti: Operasyonel hattan defalarca görüşmüş

Eski kaymakam inkar etmişti: Operasyonel hattan defalarca görüşmüş

Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen eski Aladağ Kaymakamı Ahmet Ziya Filizer'in 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırıldığı davanın gerekçeli kararında, sanığın sürekli olarak FETÖ'nün inkar stratejisine sığındığı belirtildi.

Sanık Ahmet Ziya Filizer'in savunması ve tanık beyanları, delil değerlendirmesi ve hüküm gibi kısımların da yer aldığı 13 sayfalık gerekçeli kararda, FETÖ/PDY'nin yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi, kendisinden olmayanlar üzerinde oluşturduğu baskı gibi ayrıntılara da yer verildi.

Darbe girişimi ve FETÖ/PDY ilişkisinin detaylı şekilde anlatıldığı kararda, sanıkla ilgili değerlendirmelerde bulunuldu.

Gerekçeli kararda, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan eski kaymakam Filizer'in örgütsel bağı kuvvetlendirmek, muhafaza etmek, örgütsel sırların deşifre olmasını engellemek amacıyla FETÖ'nün mahrem imamıyla "operasyonel hat" kullanmak suretiyle haberleştiği belirtildi.

Sanığın örgüt mahrem yapılanmasında "99. dönem kaymakamlar mahrem imamı" olan M.G. ile S.K. adına kayıtlı telefon hattı ile irtibat kurduğu vurgulanan kararda, Filizer'in FETÖ/PDY'nin "operasyonel hat" kullanmak suretiyle oluşturulan hücresel haberleşme ağında yer aldığının teknik verilerle belirlendiğine işaret edildi.

Kararda, itiraflarına yer verilen tanık mahrem imam M.G, kendisinin bir dönem örgüt içerisindeki kaymakam adaylarından sorumlu kişi olduğunu bildirerek, "Ahmet Ziya Filizer de benim sorumluluğumda olan kaymakam adaylarından birisiydi. 2010-2012 yılları arasında kaymakam adayı olarak bulunduğu dönemde Ankara'da benim verdiğim sohbetlere katıldı." ifadesini kullandı.

Tanık M.G. ise 2010-2012 yılları arasında Ankara'da bulunan bir evde sanıkla birlikte örgütün sohbetlerine katıldığını anlattı.

"OPERASYONEL HATTAN" DEFALARCA GÖRÜŞME YAPILMIŞ

Sanığın çarptırıldığı cezanın gerekçelerine yer verilen kararda, Filizer'in operasyonel hatla mahrem imamla 11 kez irtibat kurduğunun tespit edildiği aktarıldı.

Kararda, sanığın tüm tespit ve birbirini teyit eden birçok delile rağmen mahkeme aşamasında FETÖ'nün inkar stratejisine sığındığı ve savunmasının kendisini suçlamalardan kurtarmaya yönelik olduğu kaydedildi.

HAKKINDAKİ SUÇLAMALARI İNKAR ETMİŞTİ

Adana'da FETÖ/PDY'ye ilişkin davada yargılanan tutuksuz sanık Ahmet Ziya Filizer'in "silahlı terör örgütü" üyesi olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmedilmişti.

FETÖ/PDY'nin mahrem sorumlusunun düzenlediği ve örgüt ideolojisinin aşılanıp örgütsel bağın kuvvetlendirildiği, örgütsel takibin yapılarak talimatlarının iletildiği toplantılara katıldığı tespit edilen sanık Filizer, yargılama aşamasındaki beyanlarında hakkındaki suçlamaları inkar etmişti.

Terör örgütünün içinde yer almadığını savunan sanık, savunmasında ''Hakkımdaki tanık beyanları gerçek değildir. FETÖ/PDY üyesi değilim. Mustafa Güzel'i hiç tanımam. Kendisini hiç görmedim. Operasyonel hat kullanmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum.'' şeklinde savunma yapmıştı.

Eski Aladağ Kaymakamı Ahmet Ziya Filizer hakkında, ilçede 29 Kasım 2016'da, 10'u öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda öğrencinin yaralandığı yangınla ilgili "Gözetim ve denetim görevini ihmal etmek suretiyle görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle de dava açılmıştı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Eğitim Milli değerlerle uyumlu dijital dönüşüm! Bakan Tekin açıkladı

Milli değerlerle uyumlu dijital dönüşüm! Bakan Tekin açıkladı

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Kod yazabilen ama aynı zamanda o kodun hangi niyetle, hangi amaçla üretildiğini sorgulayabilen, teknolojinin künhüne vakıf olabilecek evlatlar yetiştirmek zorundayız" dedi.

KAYNAK: AA

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Kod yazabilen ama aynı zamanda o kodun hangi niyetle, hangi amaçla üretildiğini sorgulayabilen, teknolojinin künhüne vakıf olabilecek evlatlar yetiştirmek zorundayız." dedi.

11. Kalkınma Planı kapsamında yürürlüğe konulan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi çerçevesinde hazırlanan "Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi"nin tanıtım programı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Bakan Tekin'in katılımıyla MEB Şura Salonu'nda gerçekleştirildi.

Burada konuşan Tekin, teknolojik imkanların çoğaldığını, böyle bir zeminde eğitimle kurulan bağı yeniden tanımlamakla mükellef olduklarını söyledi.

Bu bağı zihni, ahlaki ve medeniyet ölçeğinde yeniden kurma mecburiyetinde olduklarını belirten Tekin, "Eğer bunu kurmazsak dünyada bugün İsrail'in İran'a saldırısıyla başlayan, insan haklarının ve hürriyetlerinin hiçe sayıldığı, işgallerin, hukuksuzlukların alıp başını gittiği bir çağı bizler teknolojik gelişmeler sayesinde kendimiz yaratmış oluruz." ifadesini kullandı.

Tekin, eğitim felsefesinin izini taşıyan "Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi ve Eylem Planı"nın insanı merkeze alan, teknolojiyi ise insanın değer dünyasıyla uyumlu biçimde konumlandıran perspektifle kaleme alındığının altını çizdi.

Türkiye'de eğitimin uzun yıllar boyunca kendi tarihsel birikimiyle, kültürel kodları ve toplumsal gerçekliğiyle bağ kurmadan şekillendirilmeye çalışıldığını aktaran Tekin, evrensel ile yerelin bağını gözetmeyen, insanı anlamdan çok ölçüye indirgemeye çalışan bir anlayışın eğitim politikasına uzun süre egemen olduğunu dile getirdi.

Tekin, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde AK Parti hükümetleriyle büyük zihniyet dönüşümüne imza attığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Bu dönüşüm, Batı'dan tercüme edilmiş modelleri takip etmekten, kendi medeniyet havzasının birikimiyle yol almayı tercih etmeye uzanan tarihi kırılma noktasıdır. Eğitimde ilk kez kendi değerlerimizle konuşmaya, kendi çocuklarımızı hayata ve hakikate hazırlamaya yöneldik. Bilginin ezberlenmediği, anlamın ve idrakin inşa edildiği bir iklimi tesis etme çabası içerisinde olmaya gayret ettik. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimiz ile bu zihniyet dönüşümünün sistematik bir karşılığı olarak, müfredattan öğretmen eğitimine, ölçme-değerlendirmeden okul iklimine kadar tüm yapıyı yeniden tasarlayan kapsamlı model geliştirdik.

Temel amacımız, dijital çağın gerekliliklerine uyum sağlayabilen aynı zamanda fikri derinliği, ahlaki sorumluluğu ve medeniyet idrakini kuşanmış bireylerden oluşan bir nesli hep beraber inşa etmek. Ezberin değil anlayışın, taklidin değil tahkikin, tüketimin değil üretimin merkezinde olduğu Maarif Modelimiz, künhüne vakıf bir nesil inşasını Türkiye'nin en stratejik yatırımı olarak görmektedir. Çünkü bir milletin asıl gücü, ne yeraltı kaynaklarıdır ne teknolojik ekipmanıdır, hepsine güce dönüştürecek olan beşeri sermayesidir."

“Milli değerlerle uyumlu dijitalleşme ekosistemi”

Bakan Tekin, teknolojiyi ithal eden değil, yöneten ve yön veren bir Türkiye'yi hedeflediklerini vurguladı.

Yapay zekanın, insanı, toplumu ve hakikatle olan ilişkiyi yeniden şekillendiren bir kuvvet haline geldiğini belirten Tekin, "Bu kuvvet, eğer sağlam bir değer zeminine oturmazsa insanı merkeze almak yerine, insanı gözden çıkaran yeni canavarlar yaratabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Tekin, yapay zeka çağında Türkiye'yi bağımlı değil bağımsız, edilgen değil özne olan bir ülke olarak hayal ettiklerini dile getirerek, "Bunun yolu dijital altyapıdan geçtiği kadar insan altyapısından da geçiyor. Kod yazabilen ama aynı zamanda o kodun hangi niyetle, hangi amaçla üretildiğini sorgulayabilen, teknolojinin künhüne vakıf olabilecek evlatlar yetiştirmek zorundayız." dedi.

"Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi"nin çok boyutlu çerçevede 4 hedef, 15 politika ve 40 eylem adımından oluştuğunu aktaran Tekin, bu adımların teknolojik gelişmelerin öğrenci ve öğretmenlere anlamlı biçimde temas etmesini sağlayacak somut uygulamalardan oluştuğunu söyledi.

Seçmeli derslerle ortaokul ve lise öğrencilerini erken yaşlardan itibaren bilinçli dijital geleceğe hazırlarken, öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimlerle bu süreci daha da derinleştirdiklerini anlatan Tekin, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde EBA Öğrenci Asistanı, Yapay Zeka Öğretmen Asistanı, DİLİM platformu, MEBİ ve Açık Uçlu Soruların Yapay Zeka ile Değerlendirilmesi gibi birçok projelerle eğitim sistemimizin tüm bileşenlerini kapsayan, insan merkezli ve milli değerlerle uyumlu dijitalleşme ekosistemi inşa etme yolculuğuna başladık. Kuşkusuz bu büyük ekosistemin merkezinde öğretmenlerimiz yer alıyor. Yapay zeka çağında öğretmenlerimizi güçlendiren, öğretmenlerimizin mesleki gelişimini destekleyen yapay zeka temelli uygulamaları, onların karar süreçlerine katkı sunacak dijital araçları sistemimize entegre ediyoruz. Bu süreçte üzerinde hassasiyetle durduğumuz en önemli alanlardan biri de etik ilkeler ve veri güvenliğidir. Yapay zeka teknolojilerinin eğitime entegre edilmesi, beraberinde bazı sorumlulukları da getirmektedir. Öğrencilerimizin verilerinin korunması, ayrımcılığın önlenmesi, algoritmaların şeffaflığı ve karar süreçlerinde hesap verebilirlik asla vazgeçemeyeceğimiz temel ilkeler olacaktır."

“Erişilebilir ve esnek öğrenme ekosistemi oluşturmaya çalışıyoruz”

Tekin, Bakanlık Yönetim Sistemi ile eğitimde karar alma süreçlerini daha şeffaf, hızlı ve etkili yapıya kavuşturmayı hedeflediklerini bildirdi.

Veri güvenliğinden taviz vermeden, yapay zeka uygulamalarını sorumlu anlayışla yöneteceklerini, eğitim sistemini dijital çağın risklerine karşı daha dirençli ve esnek yapıya kavuşturacaklarını vurgulayan Tekin, dijital dönüşümün adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir olması için güçlü altyapının da öncelikli hedefleri olduğunu dile getirdi.

Bakan Tekin, şunları ifade etti:

"Türkiye'nin her köşesinde, büyük şehirlerden en ücra beldelere kadar tüm öğrencilerimizin eşit imkanlarla yapay zeka temelli öğrenme süreçlerine erişimini sağlamak üzere dijital altyapı yatırımlarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Özel eğitim gereksinimi olan bireylerden kırsalda yaşayan çocuklarımıza, göçmen öğrencilerimizden yetişkin bireylere kadar tüm vatandaşlarımızı dijital çağın imkanlarıyla buluşturacak, erişilebilir ve esnek öğrenme ekosistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu yaklaşımla eğitim hakkını mekanla ve yaşla sınırlamayan, her bir bireyin potansiyelini açığa çıkaracak bir sistem olarak inşa etmiş olacağız."

Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda hazırlanan "Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi" ile 2025-2029 döneminde atacakları her adımın yarının Türkiye'sini inşa edecek nesillerin yetişmesi adına stratejik çerçeveye kavuştuğunu dile getiren Tekin, milli değerlerle yoğrulmuş, evrensel bilgiyle donanmış, dijital çağın imkanlarını hakkıyla kullanan ama istikametini kendi medeniyetinden alan bir gençlik hedeflediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın da konuşma yaptığı programda, "Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi"nin tanıtım videosu izletildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *