Türkgün Faydalı Bilgiler Çamaşır Makinesi Kokusu Nasıl Giderilir?

Çamaşır Makinesi Kokusu Nasıl Giderilir?

Çamaşır makinesi kokusu, çamaşırlarınıza kötü bir koku bulaştırabilir ve makinenizin performansını olumsuz etkileyebilir. Bu sorunu çözmek için evde doğal malzemeler kullanarak kolayca kokuyu gidermek mümkündür.

KAYNAK: Haber Merkezi

Çamaşır makinesinde kötü koku oluşumu, evlerimizde sıkça karşılaştığımız can sıkıcı problemlerden biridir. Peki, çamaşır makinesinin kokma nedenleri nelerdir? Koku oluşumunun önüne geçmek mümkün müdür? Çamaşır makinesi kokusunu giderme yolları ile ilgili ayrıntılar, yazımızın devamında sizlerle...

Çamaşır Makinesinde Koku Oluşmasının Nedenleri Nelerdir?

1) Çamaşır makinenizin ıslak veya nemli kalması, zaman içerisine bakteri oluşumuna yol açar. Bu durumda makinenizden kötü kokular yayılmaya başlar. Dolayısıyla çamaşırlarınızı yıkayıp makineyi boşalttıktan sonra kapağını hemen kapatmamanız gerekir. Yıkama işleminin ardından en az 30-45 dakika boyunca makinenizin kapağını açık tutarak içerisindeki buhar, nem ve ıslaklığın tamamen kurumasını sağlamanız, koku ve bakteri oluşumunu önlemek açısından oldukça önemlidir.

2) Yıkama sonrasında bazen makinenin lastik kısmında pis su birikimi meydana gelebilir. Lastik ile kazan arasındaki bağlantı noktalarında biriken suyu mutlaka temizlemeniz gerekir. Aksi takdirde lastiğin bazı kısımlarında sararmalar, kötü koku oluşumu ve zamanla yıpranmalar meydana gelebilir. Temizleme işlemini sirkeli su ve temiz bir bez yardımıyla gerçekleştirmeniz önerilir.

3) Makinenizde tıkanıklık olup olmadığını kontrol edin. Çorap, madenî para ve sütyen demiri çamaşır makinelerini tıkayan başlıca parçalardır. Bu malzemelerin meydana getirdiği tıkanmalar, makine içerisinde su birikmesine yol açar. Hortum veya su pompasında oluşan tıkanıklıklar, makinenizin hem çalışma performansını olumsuz yönde etkiler hem de bakteri oluşumunu önemli ölçüde hızlandırır.

Çamaşır Makinesi Kokusunu Gidermek için Hangi Doğal Yöntemler Kullanılabilir?

Çamaşır makinesi kokusunu gidermek için; sirke, limon, ılık su, karbonat ve tarçın gibi doğal malzemelerden faydalanabilirsiniz. Makinenizdeki kötü kokuyu gidermek amacıyla ılık su, limon ve çubuk tarçından meydana gelen organik bir karışım hazırlayabilirsiniz. Böylece hem bakteri oluşumunu azaltabilir hem de makinenizin çok daha güzel ve taze bir koku ile dolmasını sağlayabilirsiniz. Eğer kazan bölümünde paslanma sorunu mevcutsa bunu sirke-karbonat karışımı ile kökten çözebilirsiniz. Bu karışım, pas sökücü özelliğinin yanı sıra olası kireç problemlerini de en aza indirir. Dolayısıyla aslında kireç çözücü işlevi de görür.

Çamaşır Makinesinde Koku Oluşumunu Önlemek için Nelere Dikkat Edilmelidir?

Çamaşır makinesinde kötü koku oluşumunu önlemek için:

  • Çamaşırlarınızı makineye atmadan önce mutlaka ceplerini kontrol edin. Peçete, madenî para, not kâğıdı gibi malzemelerin kıyafetler içerisinde kalmamasına özen gösterin.
  • Çamaşırlarınızı uzun süreler boyunca kirli sepetinde biriktirmeyin. 4-5 günden fazla kirli sepetinde bekletilen nemli çamaşırlar, küf ve bakteri oluşumu gibi sorunlara yol açar. Bu durum, hem çamaşırlarınızın deforme olmasına hem de makinenizin kötü kokmasına sebebiyet verebilir.
  • Makinenizin kazan hacmini sonuna kadar doldurmayın. Çamaşırlarınızın yıkama esnasında rahatça yer değiştirebilmesi için kazanın üst kısmında bir miktar boşluk bırakın.
  • Çamaşırlarınızı yıkama işlemini uygun sıcaklık ve doğru süre ayarına getirerek gerçekleştirin. Yıkama ayarını belirlerken çamaşırlarınızın rengi, kumaş özellikleri ve kirlilik düzeyini göz önünde bulundurun.
  • Kalitesiz çamaşır deterjanı, yumuşatıcı ve kireç çözücüler kullanmaktan olabildiğince kaçının. Ucuz ve düşük kaliteli kimyasallar, makinenizin çeşitli bölgelerinde tahribat meydana gelmesine yol açarak koku problemini tetikler.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Saldırının perdesi aralanmalı

Saldırının perdesi aralanmalı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Özgür Özel, sicili oldukça bozuk bir kişi tarafından saldırıya uğrayarak büyük bir tehlike atlattı. Kendi öz evlatlarını öldürmüş ve daha pek çok suça karışmış birinin böyle bir eylemi gerçekleştirmesi, olayın ciddiyetini daha da artırmaktadır. Bu nedenle, saldırının hangi saiklerle yapıldığı ve arkasında başka kişi ya da grupların olup olmadığı en ince ayrıntısına kadar aydınlatılmalıdır. Saldırgan, ilk ifadesinde, “Daha önce yemek kartı için Cumhuriyet Halk Partisi’ne başvurdum, ancak partili olmadığım için bana yardım edilmedi. Bu nedenle uzun zamandır öfkeliydim,” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak, İstanbul’da geceliği 1500 TL olan bir otelde dört aydır konakladığı ortaya çıktı.

Saldırı anından hemen sonra, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun saldırgana “Sen kimsin oğlum?” diye sorduğu, saldırganın ise “Osmanlı çocuğuyum,” yanıtını verdiği basına yansıdı. Ancak, saldırganın öz abisi ve Zafer Partili olan Davut Tengioğlu, Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür ve Osmanlı düşüncesine yakın değildir,” diyerek bu iddiayı yalanladı.

Bu kadar kirli bir sicile sahip bir kişiyi bile “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” etiketleriyle pazarlayarak halkı kamplaştırmaya çalışıyorlar ve bunda hızla başarılı oldular. Saldırganın “Osmanlı çocuğuyum” dediğini duyan bazı kesimler, sosyal medyada hemen kin ve nefret kusmaya başladı. Ardından, saldırganın abisinin “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür” açıklamasından sonra bu öfke diğer tarafa yöneldi. Oysa iki öz evladını öldürmüş bir katilin “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” olup olmaması bir yana, böyle bir suçlunun toplum tarafından nasıl kabul görebileceği sorgulanmalıdır. Böylesine ağır suçlar işleyen birinin öldüğünde toprak tarafından bile kabul edilmeyeceği düşünülmelidir.

Sırrı Süreyya Önder’in cenaze programında gerçekleşen bu saldırı, ilk anda, saldırganın görünümünden yola çıkarak, CHP içindeki kongre sonrası parti içi hesaplaşmaların bir sonucu olabileceği izlenimi uyandırdı. Zira kongreyi kaybeden bazı CHP’liler, olaya “sırtımızdan hançerlendik” gözüyle bakıyor. 

 

Şu an için saldırının hangi gerekçeyle gerçekleştiğine dair somut bir bilgi ortaya çıkmadığından, herkes sebep-sonuç ilişkisine dair spekülasyonlar üretiyor. CHP’nin temel bir sıkıntısı var. O da toplumsal dinamikleri anlayamaması ve gelişen olayları kavrayamamasıdır. Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi görüntüsünden bir türlü çıkamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kalabalıkları görüp, onları kavgaya, yakmaya, yıkmaya davet edercesine konuşmalar yapması, aynı zamanda kendine yönelecek provokasyonlara da zemin hazırlamaktadır. Özgür Özel’in Saraçhane önünde topladığı kalabalıkların İBB binasına saldırması ve oraya toplanan kalabalık içindekilerle Özgür Özel’in ağız dalaşına girmesi buna bir örnektir. Polislerimize asitli, baltalı saldırılar ise olayın en vahim halidir. Ne demişler : Kontrol edemediğin güç güç değildir.

Özgür Özel’de ne kalabalıkları kontrol edecek bir tecrübe ne de onlara yön verecek ideolojik bir vizyon bulunuyor. Böyle birinin mikrofon tutkusuna kapılarak “asmalı-kesmeli” konuşmalar yapması, yalnızca provokatörleri harekete geçirmektedir. Yarattığı bu atmosfer, görüldüğü gibi dönüp kendisini vurmaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir hataya düşmüştü. “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan bir oluşum” dedikten sonra,  terör örgütü YPG’nin şehit ettiği askerimizin cenaze törenine katılması, doğal olarak her türlü provokasyona davetiye çıkarmıştı. Ya ilkini ya sonuncusunu yapmayacaksın. CHP Genel Başkanlarının öğrenemediği maalesef budur. Siyasi menfaat ve gizli ajandalar için ülkede provokasyonlara davetiye çıkarmamak lazımdır. Birileri gündem değiştirmek için bu tür tezgâhlar mı deniyor? Kuklalar, figüranlar üzerinden oynanan oyunlara dikkat etmek lazımdır. Ne de olsa CHP’nin hali kendi mahallesinden sanatçının dediği gibi değil mi: Ne yapsın işte böyle
Oyna demiş birileri
Bir ileri iki geri
Birilerinin elinde ipleri 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *