Türkgün Faydalı Bilgiler Kırış kırış gömlekler jilet gibi olacak!

Kırış kırış gömlekler jilet gibi olacak!

Sıcak havalarda çekilmeyen ev işlerinden biri de ütü yapmak oluyor. Bir de kalabalık bir aileye sahipseniz bu durum saatleriniz bile alabiliyor. Ütü yapmayı avantajlı konuma getirmek artık çok basit. Bazı küçük taktikler ile yorulmayacak öte yandan zamandan tasarruf bile edeceksiniz. İşte kırış kırış gömlekleri jilet gibi yapacak o yöntemler...

KAYNAK: Haber Merkezi

Kırışık gömlekleri ütülemek çoğu kişinin yakındığı konulardan oluyor. Dağ gibi yayılan çamaşırları toplama ardından kırışıkları ütülemek bazen yorucu olabiliyor. Bu durumu daha basit ve hızlı bir şekilde tamamlamak isteyenler için birkaç ipucu bulunuyor. 

Kırışık gömlekleri “jilet gibi” görünmesini sağlamak için bazı yöntemler kullanabilirsiniz. İşte bazı etkili ipuçları:

  • Doğru ütüleme: Gömleğin kumaş türüne uygun sıcaklıkta ütü yapın. Pamuklu gömlekler yüksek sıcaklık gerektirirken, sentetik kumaşlar daha düşük sıcaklıkta ütülenmelidir. Ütü tablasında kumaş türüne uygun sıcaklığı seçtiğinizden emin olun.
  • Buğu Kullanımı: Ütü yaparken buğu fonksiyonunu kullanarak kırışıklıkları daha kolay giderebilirsiniz. Eğer ütünüzde buğu fonksiyonu yoksa, hafifçe su püskürtmek de işe yarayabilir.
  • Çamaşır Makinesi: Gömleği yıkadıktan sonra, mümkünse çamaşır makinesinde düşük devirde sıkın. Bu, kırışıklıkları azaltabilir.
  • Kurutma: Gömleği kurutma makinesine koyarken, kurutma makinesinin “buhar” veya “hafif kurutma” programını kullanarak, kırışıklıkları azaltabilirsiniz. Ancak, dikkatli olun; bazı kumaşlar kurutma makinesinde çekebilir.
  • El İle Düzeltme: Ütü yaparken, gömleğin üzerine hafif nemli bir bez koyarak ütü yapabilirsiniz. Bu, kumaşın daha kolay düzelmesini sağlar ve parlaklık kazandırır.
  • Düzgün Katlama: Eğer gömleği katlayacaksanız, düzgün ve dikkatli bir şekilde katlamaya özen gösterin. Özellikle dikiş yerlerini ve kol kısımlarını düzgün bir şekilde yerleştirin.

Bu yöntemlerle gömleklerinizi daha düzgün ve kırışıksız hale getirebilir, profesyonel bir görünüm elde edebilirsiniz. Aceleniz varsa ya da o an ütü yapmak zor geliyorsa bu basit yöntemleri mutlaka denemelisiniz. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Saldırının perdesi aralanmalı

Saldırının perdesi aralanmalı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Özgür Özel, sicili oldukça bozuk bir kişi tarafından saldırıya uğrayarak büyük bir tehlike atlattı. Kendi öz evlatlarını öldürmüş ve daha pek çok suça karışmış birinin böyle bir eylemi gerçekleştirmesi, olayın ciddiyetini daha da artırmaktadır. Bu nedenle, saldırının hangi saiklerle yapıldığı ve arkasında başka kişi ya da grupların olup olmadığı en ince ayrıntısına kadar aydınlatılmalıdır. Saldırgan, ilk ifadesinde, “Daha önce yemek kartı için Cumhuriyet Halk Partisi’ne başvurdum, ancak partili olmadığım için bana yardım edilmedi. Bu nedenle uzun zamandır öfkeliydim,” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak, İstanbul’da geceliği 1500 TL olan bir otelde dört aydır konakladığı ortaya çıktı.

Saldırı anından hemen sonra, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun saldırgana “Sen kimsin oğlum?” diye sorduğu, saldırganın ise “Osmanlı çocuğuyum,” yanıtını verdiği basına yansıdı. Ancak, saldırganın öz abisi ve Zafer Partili olan Davut Tengioğlu, Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür ve Osmanlı düşüncesine yakın değildir,” diyerek bu iddiayı yalanladı.

Bu kadar kirli bir sicile sahip bir kişiyi bile “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” etiketleriyle pazarlayarak halkı kamplaştırmaya çalışıyorlar ve bunda hızla başarılı oldular. Saldırganın “Osmanlı çocuğuyum” dediğini duyan bazı kesimler, sosyal medyada hemen kin ve nefret kusmaya başladı. Ardından, saldırganın abisinin “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür” açıklamasından sonra bu öfke diğer tarafa yöneldi. Oysa iki öz evladını öldürmüş bir katilin “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” olup olmaması bir yana, böyle bir suçlunun toplum tarafından nasıl kabul görebileceği sorgulanmalıdır. Böylesine ağır suçlar işleyen birinin öldüğünde toprak tarafından bile kabul edilmeyeceği düşünülmelidir.

Sırrı Süreyya Önder’in cenaze programında gerçekleşen bu saldırı, ilk anda, saldırganın görünümünden yola çıkarak, CHP içindeki kongre sonrası parti içi hesaplaşmaların bir sonucu olabileceği izlenimi uyandırdı. Zira kongreyi kaybeden bazı CHP’liler, olaya “sırtımızdan hançerlendik” gözüyle bakıyor. 

 

Şu an için saldırının hangi gerekçeyle gerçekleştiğine dair somut bir bilgi ortaya çıkmadığından, herkes sebep-sonuç ilişkisine dair spekülasyonlar üretiyor. CHP’nin temel bir sıkıntısı var. O da toplumsal dinamikleri anlayamaması ve gelişen olayları kavrayamamasıdır. Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi görüntüsünden bir türlü çıkamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kalabalıkları görüp, onları kavgaya, yakmaya, yıkmaya davet edercesine konuşmalar yapması, aynı zamanda kendine yönelecek provokasyonlara da zemin hazırlamaktadır. Özgür Özel’in Saraçhane önünde topladığı kalabalıkların İBB binasına saldırması ve oraya toplanan kalabalık içindekilerle Özgür Özel’in ağız dalaşına girmesi buna bir örnektir. Polislerimize asitli, baltalı saldırılar ise olayın en vahim halidir. Ne demişler : Kontrol edemediğin güç güç değildir.

Özgür Özel’de ne kalabalıkları kontrol edecek bir tecrübe ne de onlara yön verecek ideolojik bir vizyon bulunuyor. Böyle birinin mikrofon tutkusuna kapılarak “asmalı-kesmeli” konuşmalar yapması, yalnızca provokatörleri harekete geçirmektedir. Yarattığı bu atmosfer, görüldüğü gibi dönüp kendisini vurmaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir hataya düşmüştü. “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan bir oluşum” dedikten sonra,  terör örgütü YPG’nin şehit ettiği askerimizin cenaze törenine katılması, doğal olarak her türlü provokasyona davetiye çıkarmıştı. Ya ilkini ya sonuncusunu yapmayacaksın. CHP Genel Başkanlarının öğrenemediği maalesef budur. Siyasi menfaat ve gizli ajandalar için ülkede provokasyonlara davetiye çıkarmamak lazımdır. Birileri gündem değiştirmek için bu tür tezgâhlar mı deniyor? Kuklalar, figüranlar üzerinden oynanan oyunlara dikkat etmek lazımdır. Ne de olsa CHP’nin hali kendi mahallesinden sanatçının dediği gibi değil mi: Ne yapsın işte böyle
Oyna demiş birileri
Bir ileri iki geri
Birilerinin elinde ipleri 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *