Biz yerel seçimler, adaylar, ittifaklar meselesiyle meşgul olurken, içeride ve dışarıda doğrudan varlığımızı ve birliğimizi ilgilendiren çok yakıcı, çok tehlikeli gelişmeler yaşandı. Fransa’daki sarı yelekliler eylemlerini ölçü alarak, Türkiye’de de benzer bir kalkışmanın yaşanması için harekete geçen soysuzları gördük. Diğer taraftan ABD, Fırat’ın doğusunda bir terör devleti kurmak için alenen harekete geçti. Kurulacağını söylediği gözlem noktaları, PKK-PYD terör örgütüne alan açmak ve korumak amaçlıdır ve kelimenin tam anlamıyla bir rezalettir.

BU İŞİN ŞAKASI YOK

Fransa’daki olayları Türkiye’ye taşıma gayretlerinin altında 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerini amacından saptırma ve yeni bir kaos oluşturma arayışları vardır. Bunun hayal edilmesine dahi izin verilemez. Herkes hesabını doğru yapmak, adımını doğru atmak zorundadır. Bu milletin sabrı daha fazla zorlanmamalıdır. Sayın Devlet Bahçeli, sarı yelek rüyası görenleri çok açık şekilde uyarmış ve şu açıklamayı yapmıştır: “Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan sarı yelek terörüne özenen varsa, bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini de şimdiden ifade etmek isterim. Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır. Bu işin şakası yoktur. Mesele beka meselesidir. Mesele Türkiye meselesidir. Adalet Bakanlığı’nın önüne sandalye atıp oturmak için rest çekenler, YSK’yı kuşatmadan bahsedenler, zoru görünce kaçacak yer arayanlar vakit geç olmadan ayaklarını denk almalıdırlar.”

ABD’NİN REZALETİ

İçerideki ihanetle dışarıdaki terörün birbirini nasıl tamamladığı gözden kaçırılmamalıdır. Uyanık olmak ve hiçbir şekilde taviz vermemek gerekiyor. Nitekim, Sayın Cumhurbaşkanı, Fırat’ın doğusuna birkaç güne kadar operasyon başlatılacağının açıklanması, son derece isabetli olmuştur. Geç bile kalındığını söylemek haksızlık olmayacaktır. Çok yüksek riskli bir süreç yaşanıyor. Terör örgütleriyle sürekli olarak yan yana, yanak yanağa olan ABD, Türkiye sınırının hemen dibinde, Suriye’nin kuzeydoğusunda gözlem noktaları kurmak gibi bir rezalete imza attı. ABD Savunma Bakanı bu kepazeliği, “gözlem noktalarını Türkiye’nin terör tehdidinden kaynaklanan meşru kaygılarına cevap vermek maksadıyla kurduk” diyerek, çok daha ileri götürdü.

GERİ ADIM HARAMDIR

Gözlerimizin önünde, bizim varlığımıza ve birliğimize yüksek derecede tehdit oluşturan bir terör devleti kuruluyor. Bu gidişata, bu kalleşliğe daha fazla seyirci kalınamazdı. Sayın Devlet Bahçeli 4 Aralık tarihli grup konuşmasında meselenin önemine değinmiş ve “ABD PKK/YPG’nin gözcüsü olmanın ayıbını asılsız ve fuzuli bahanelerle örtmeye çalışmasın, çünkü her şey ortadadır. Saklayacak, gizleyecek bir şey de yoktur; nitekim gözlem noktaları kurulmasının amacı, Fırat’ın doğusuna kilitlenmiş Türkiye’yi teröristlerin nam ve hesabına izlemek, perdelemek ve gerekirse de karşı tedbir geliştirmektir. Bunun adı terör ajanlığıdır, terörist seviciliktir. ABD, PKK/YPG’nin dümen suyuna çoktan girmiştir. Ancak hevesler beyhude, çabalar boşunadır. Fırat’ın doğusu temizlenesiye kadar, hainler ya inlerinde teslim alınıp ya da sığınaklarında imha edilesiye kadar mücadeleden taviz yoktur, tavsama yoktur, tehir yoktur, geri adım ise haramdır. Ok yaydan çıkmış, mızrak çuvalı delip geçmiştir.” demişti.

HAKLI OLAN BİZİZ

ABD aklımızla alay ediyor. PKK’lı terör başları için ödül koyduğunu söyleyerek bizi oyalarken, aynı terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD ile iş tutuyor. Bizi, bu kalleşlerle masaya oturtmaya uğraşıyor. Sınırımızın dibinde bir terör yapılanmasına her ne pahasına olursa olsun izin verilemez. Biran önce müdahale etmek ve dönülmeyecek noktaya gelmesinin önünü kesmek şart olmuştur. Haklı olan da, güçlü olan da biziz. Adı ABD’de olsa, müttefik olduğumuz bir ülkenin PYD-YPG lehine gözcülük yapması, PKK/YPG’yi alenen muhafaza altına alması ne hukukla, ne adaletle, ne de ittifak onuruyla bağdaşmaktadır. Terörizm aynı zamanda küresel bir tehdittir. Terörün kökünü kurutmak için gereğini yapmak hakkımızdır ve buna hiç kimse engel olamayacaktır.

BİZ OLMADAN HUZUR OLMAZ

Rusya ve İran bölgedeki önemli denge unsurlarıdır. ABD’nin İsrail’i korumak ve kollamak adına bölgeyi ateşe atmasının, teröristlerle kolkola girmesinin yanlışlığı, bizzat gösterilmelidir. ABD bir tercih yapmalıdır. Bizi müttefik olarak görüyorsa, talep ve beklentilerimizi de dikkate almak zorundadır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonları öncesindeki riskler, bugünkünden daha az değildi. Ama bir kararlılıkla bu müdahaleleri yaptık ve oyunları bozduk.Biz olmadan bu coğrafyada huzur olmayacağını ABD kabul etmelidir. Bizim onay vermediğimiz hiçbir şeyin hayata geçirilemeyeceği sahada bir defa daha gösterilmelidir.

VATAN GÖREVİDİR

Yapılacak operasyonun çapı, katılacak unsurlar ve hedefi konusunda gerekli hazırlıkların tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bekamız söz konusudur. Hedef ABD değil, terör unsurlarıdır. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz, itirazı olanı da ciddiye alamayız. Varlığımız ve birliğimiz her şeyin üzerindedir. İçeride de, dışarıda da bunun gerektirdiği her şeyi geç kalmadan yapmak bir tercih değil, ivedilikle yerine getirilmesi gereken vatan görevidir.