Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, AA muhabirine TÜBİTAK ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Technomart: Malezya-Türkiye" etkinliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Etkinlik kapsamında "Havacılık, Uzay ve Savunma Sistemleri" alanında faaliyet gösteren Malezyalı kurum ve kuruluşlar ile Türk paydaşların bir araya geldiğini belirten Mandal, Malezya ile 2020'den bu yana bilimsel ve teknolojik işbirliklerinin sürekli büyüdüğünü söyledi.
Mandal, iki ülke arasındaki gıda güvenliği, sağlık, enerji ve dijital teknolojiler, uzay ve savunma alanlarındaki iş olanaklarına işaret ederek, TÜBİTAK ile Malezya Sanayi-Hükümet Yüksek Teknoloji Grubu (MIGHT) ile de işbirliklerinin güçlendiğini vurguladı. Mandal, "Malezya ile var olan işbirliklerimiz gün geçtikçe çeşitlenip güçleniyor. Beraber tek başımıza yapabileceğimizden çok daha fazlasını başarabileceğimize inanıyorum." dedi.
Pandemi, iklim değişikliği, hammadde kıtlığı, değer zincirlerinin bozulması, jeopolitik ve ekonomik gibi küresel krizlerin ülkeleri sürdürülebilir, dirençli ve kapsayıcı olmaya zorladığını belirten Mandal, güçlüklerle mücadele edebilmek için etkili bir araştırma yönetimiyle uzun vadeli, koordineli, Ar-Ge ve inovasyon odaklı bir bakış açısı gerektiğini anlattı.
Mandal, TÜBİTAK'ın uluslararası arenada özellikle son dönemde görünürlüğünün arttığına dikkati çekerek, "67 ülke ve 98 kurum ile ikili iş birliği içindeyiz. Ortak araştırma ve yenilik projeleri, bilimsel faaliyetler, araştırmacı değişimi konularında çok taraflı birlikler ve platformlar aracılığıyla 100'den fazla ülkeyle ayrıca işbirliği yaptık. 2022'de TÜBİTAK 1071 destek programımız kapsamında 19 ülke ile 28 farklı ikili çağrı açıldı." diye konuştu.
AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, etkinlikte konuşan MIGHT Başkanı Datuk Dr. Mohd Yusuf Süleyman, Mandal ile toplantı öncesinde Ar-Ge, eğitim sektörü, fonlama gibi konularda görüş alış verişinde bulunduklarını aktardı.
Bu görüşmelerin önemli olduğunu dile getiren Süleyman, şöyle devam etti: "İşbirliğimizin pek çok programın geliştirilmesine vesile olacağını düşünüyoruz. Elektronik ve elektrik endüstrisinde, havacılık endüstrisinde ve diğer sektörlerde küresel tedarik zincirleri açısından çok önemli bir oyuncu haline gelmiş olabiliriz, ancak sizden öğrenmek istiyoruz. Enerji, gıda, güvenlik, dijital gibi alanlara ilgi artıyor.
Araştırmacılarımızın yanı sıra sanayi aktörlerimiz de birlikte çalışmalı. Bu nedenle, birbirimiz arasındaki bu dostluğun ve bu kardeşlik duygularının güçlenmeye devam edeceğini ve gelecekte daha fazlasını yapabileceğimizi umuyoruz. Havacılık, savunma ve şimdi de uzay endüstrisinin gelişmesi konusunda gerçekten bir fark yaratıyorsunuz. Artık biliyoruz ki, bize yardım edebilecek, yol gösterecek ve bizi bu alanda başarılı bir millet yapacak bir dostumuz var."
Malezya'nın Ankara Büyükelçisi Sazali Mustafa Kamal de kaynakları bir araya getirmenin ve bilgiyi paylaşmanın önemine işaret ederek, geçen yılki ziyaretin ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin kapsamlı stratejik işbirliği düzeyine çıktığını söyledi.
Kamal, ülkeler arasında siyasi, ekonomik, eğitim ve teknoloji dahil çok sayıda iş birliği alanı olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İşbirliklerimiz havacılık ve savunmayı da kapsayan alanlarda devam etti. Yarı iletken, elektronik, biyoteknoloji, gıda güvenliği, sağlık ve yenilenebilir enerji alanlarında karşılıklı yarar ve tecrübe kazanımı elde edebiliriz. İlerlemeyi sağlayan bir inovasyon kültürünü teşvik ederek birbirimizden öğrenebiliriz. Türkiye ve Malezya, teknolojiye dayalı işletme endüstrileri için kendilerini merkezi yerler olarak kabul ettirebilir.
Bu sadece iş fırsatları yaratmakla kalmayacak, aynı zamanda girişimciliği teşvik edecek ve yerel girişimlerin gelişimini teşvik ederek sonuçta her iki ülke için ekonomik refahı artıracaktır. Malezya ve Türkiye arasındaki teknolojik iş birliğinin kilit yönlerinden biri yetenek geliştirme konusudur.
İnsanların eğitimine, öğretimine ve vasıflarını artırmaya yatırım yaparak, her iki ülkeye de fayda sağlarken dijital çağın zorluklarının üstesinden gelebilecek yetenekli iş gücümüz olmasını sağlayabiliriz. Kalıcı bir ortaklık oluşturmak için bu fırsatı değerlendirelim, daha parlak ve teknolojik açıdan daha gelişmiş bir geleceğe birlikte ilerleyelim. Bu işbirliğinin önümüzdeki yıllarda her iki ülkeye de fayda sağlayacağından eminim."