Milliyet'te yer alan habere göre, Gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarından biri olarak görülen Alman teorik fizikçi Albert Einstein, zekasıyla yaşadığı döneme damga vurdu.
Ölümünün ardından dahi en büyük bilim insanlarından biri olarak anılmaya devam eden ve neredeyse tüm dünya tarafından saygıyla anılan Einstein'ın 140'ıncı doğum gününde şaşırtıcı bir mektup ortaya çıktı. Birçok kişi tarafından heyecanla karşılanan bu mektubun detayları ise oldukça sıra dışıydı.
Takvimler 1922 yılını gösteriyordu. Bilimsel araştırmalarına devam eden Albert Einstein için oldukça yoğun bir yıldı. Birleşik Alan Teorisi (Unified Field Theory) için yazdığı makalesini tamamlamış ve çalışmalarını anlatmak üzere bir konferans turuna çıkmıştı. Yolculuk Asya'ya doğruydu ve Uzak Doğu seyahati Einstein'ı fikren dahi çok heyecanlandırıyordu. Yola çıkmasına sayılı günler kala 1921 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandığını öğrendi. Ancak ödül töreni için İsveç'in başkenti Stockholm'e gitmek yerine şaşırtıcı bir kararla Japonya'ya doğru yola çıktı.
Japonya'nın başkenti Tokyo'ya vardığında binlerce kişi onu İmparatorluk Sarayı'nda karşıladı. Tüm gözler onun imparator ve imparatoriçe ile tanışmasına tanık oldu.
Eşi Elsa'yla çıktıkları bu yolculuk onun için çok kıymetliydi. Karşılama esnasında onları karşılayan kalabalığı görünce Einstesin eşine dönerek esprili bir dille, "Yaşayan hiçbir insan bu tür bir karşılamayı hak etmez. Korkarım biz dolandırıcıyız. Sonumuz hapis olacak" dedi.
Yüzlerce kişinin en az binlerce dolar ödeyerek katıldığı konferans herkes için adeta bir ders niteliğindeydi. Einstein da bu konferansı oldukça önemsiyordu. Tokyo Imperial Hotel'de eşiyle birlikte kalıyordu. Odasında dinlendiği bir gün kapısı çaldı ve içeri bir garson girdi. Einstein'ın meraklı bakışları altında elinde bir belge uzatan delikanlı sessizce bekledi. Belgeyi alan Einstein, garsonu eli boş göndermek istemedi ancak bunu yapamadı.
Kimileri Einstein'ın o an üzerinde bozuk para olmadığını kimileri de bahşiş veremeyecek kadar parası olmadığını iddia ediyor. Ancak asıl gerçek şu: Japonya'da bahşiş bırakmak, aldığınız hizmetten memnun olmadığınız anlamına gelebiliyor. Diğer bir deyişle bahşiş bıraktığınızda Japonlar bunu hakaret olarak algılıyor. Dolayısıyla Einstein'ın para vermek istediği Japon garson bu bahşişi kabul etmiyor.
Ancak bahşişten çok daha değerli bir şey vardı onun için. Hemen eline bir kağıt ve bir kalem alarak iki ayrı kağıda iki ayrı şey yazdı. Daha sonra iki kağıdı da gence uzatarak orada yazanın mutluluğun formülü olduğunu ve o iki kağıdın ileride çok değerli belgeler olabileceğini söyledi.
Kağıtların birincisinde şöyle yazıyordu: "Huzurlu ve gösterişsiz bir yaşam, sürekli huzursuzluk ile birleşen başarı arayışından daha fazla mutluluk getirir." İkinci notta ise şunlar yazılıydı: "Nerede bir irade varsa orada bir yol da vardır."
Bu anlamlı iki not garson için çok önemli bir yere sahip oldu. İddialara göre bu notları sonrasında torununa bırakmıştı. Not sonunda garsonun Almanya'da yaşayan erkek kardeşinin torununa kaldı ve o da notu satmaya karar verdi. Notlar, 2017 yılında Einstein'ın ölümünden 62 yıl sonra Kudüs'teki bir müzayedede satışa çıktı. Mutluluğun formülü 1.56 milyon dolara (yaklaşık 44.5 milyon lira) ikinci not ise 240 bin dolara (yaklaşık 6 milyon 850 bin lira) satıldı. Ünlü fizikçi, onlarca yıl önce notun değerlenebileceğini söylemişti ancak işlerin bu şekilde gelişmesini muhtemelen o da tahmin edemezdi.