Bu coğrafyanın Türkmen ve Yörük olduğunu anımsatan Prof. Dr. Alyılmaz, Genetik hafıza ile buraya ilk gelip yerleşen Türklerin burayı Tanrı'ya daha yakın gördüğü için tıpkı Asya coğrafyasındaki, Tanrı Dağları, Altay Dağları ve Sibirya'daki gibi buralara kaya üstü resimler işlediklerini görüyoruz. Buradakiler kök boya ile yapılmış kaya üstü tasvirler. Bunların benzerleri Türk dünyasının farklı bölgelerinde var. Özellikle Doğu Türkistan’da Mongol Küre dediğimiz bölgedeki aynen böyle doğal mağara yapısı içerisinde bu tür yapılar var. Boya söz konusu olduğu için tarihlendirme mümkün. Milattan Önce olarak tarihlendirme mümkün. Biz şu an ciddi bir şekilde yüzey araştırması yaptık. Bunların tarihlendirilmesi çok daha profesyonelce çalışma gerektiriyor. Ben ekip arkadaşlarımla birlikte buraya her türlü izni de alıp bilimsel akademik belgelemesini hem de tarihlendirmeler konusunda çalışmalar yapacağım. Her tarihi eser, her epigrafik belge bunlar bulundukları yerin tapu senetleridir. Bunlar insanlık tarihinin en eski yazılı belgeleridir diye konuştu.
Emekli tarih öğretmeni Ahmet Refik Erdem de, daha önce ziyaret ettiği bölgeyi muhtarla birlikte Prof. Dr. Alyılmaz'a göstererek bulunmasıyla ilgili bilgi verdi.
Buranın bulunmasının tamamen tesadüf olduğuna değinen Erdem, Keçi yukarıdan aşağı düşmüş. Bu köyden Osman Erdoğan isimli bir genç keçiyi ararken buradaki resimleri görmüş. O getirdi bizi buraya beraber gördük ifadelerini kullandı.
Bugün tekrar bölgeye geldiklerini kaydeden Erdem, Prof. Dr. Alyılmaz'ın incelemesinden sonra tarihlendirmenin yapılacağı ve koruma altına alınması gerekeceğini söyledi.
u003cb style=background-color: rgb(255, 255, 0);u003eu003cspan style=font-size: 24px;u003eu003ca href=https://www.turkgun.com/heyecanlandiran-kesif-coban-keci-ararken-buldu-onlarca-kisi-bolgeye-akin-etti-video-181461 target=_blanku003eVİDEO İÇİN TIKLAYINu003c/au003eu003c/spanu003eu003c/bu003e