Türkgün Galeriler Gündem Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin...

Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin...

Sebepsiz baş ve boyun ağrıları, zamanlı zamansız mide yanmaları, kalp atımında aşırı hızlanma, baş dönmesi, görmede bozukluk... İçinde olduğumuz ruh hali ve psikolojik rahatsızlıklar muhakkak bedenimizde bazı tepkilere ve rahatsızlıklara yol açıyor Uzmanlar ruhun bedene yansımasının meydana getirdiği olumsuzluklara psikosomatik rahatsızlıklar diyor. Peki, hangi duygu durumu, psikolojik özellikler ve rahatsızlıklar vücudumuza nasıl yansıyor? Bu tür rahatsızlıklarda nasıl bir tedavi uygulanıyor?

MUHABİR: Beybin Usanmaz
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 1
İnsan tabiatı, her ruh hali bedene de yansıyor. Beden ve ruh bir bütün... Kaygılar, üzüntüler hatta aşırı coşku ve neşe bile bir şekilde bedende karşılık buluyor. Psikolojik rahatsızlıklar, karakter özellikleri vücut sağlığımızı da etkiliyor. Psikiyatr Cem Keçe, ruh ve beden sağlığı arasındaki ilişkiyi şöyle özetliyor: "Psikoloji ve beden sağlığı arasındaki ilişki oldukça karmaşık ve karşılıklıdır. İki alan birbirini etkiler ve birçok farklı yolla ilişkilidir... Psikolojik stres, vücut üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda sindirim sorunlarına, baş ağrılarına ve diğer fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir... Ruhsal sağlık sorunları, beden sağlığı üzerinde de etkili olabilir. Örneğin, depresyon veya anksiyete, uyku problemlerine neden olabilir ve kişinin genel sağlık durumunu kötüleştirebilir... İyi bir psikolojik sağlık, sağlıklı yaşam tarzı seçimlerini teşvik edebilir. Mutlu ve motive hisseden kişiler, düzenli egzersiz yapma, sağlıklı beslenme ve düzenli doktor kontrollerine gitme konularında daha motive olabilirler... Kronik fiziksel hastalıklar, psikolojik belirtilere yol açabilir. Ağrı, yorgunluk ve kısıtlanmış yaşam tarzı gibi faktörler, kişinin ruh halini ve duygusal sağlığını etkileyebilir.
1 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 2
ÇOK YÖNLÜ VE KARMAŞIK BİR İLİŞKİ Keçe, fiziksel sorunların tedavisinde psikoloji bilimine de büyük rol düştüğü görüşünde: "Psikoloji, fiziksel sağlık sorunlarının tedavisinde önemli bir rol oynar. Psikoterapi, kronik ağrı, obezite, bağımlılık ve diğer fiziksel sağlık sorunlarına yardımcı olabilir. Aynı zamanda, hastalıkla başa çıkma becerilerini geliştirmek için önemlidir... Sosyal destek, psikolojik sağlığı ve fiziksel sağlığı iyileştirebilir. İyi ilişkiler kurma ve sürdürme, insanların duygusal ve fiziksel sağlıklarını destekleyebilir... Bu faktörler, psikoloji ve beden sağlığı arasındaki ilişkinin sadece birkaç örneğidir. İnsanların psikolojik sağlığı ile beden sağlığı arasındaki ilişki karmaşık ve çok yönlüdür. Bu nedenle hem fiziksel hem de ruhsal sağlığın korunması ve geliştirilmesi önemlidir. Her iki alanı da destekleyen bütünsel bir sağlık yaklaşımı, insanların daha iyi yaşam kalitesi ve genel sağlık durumu elde etmelerine yardımcı olabilir."
2 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 3
RUH KELİMESİNİN KÖKENİ BEDEN Psikolojik rahatsızlıkların vücuda yansıttığı sorunlara psikomotik hastalıklar deniyor. Uzman klinik psikolog Tuğçe Betül Şenel, psikomotik hastalık kavramını şu sözlerle açıklıyor: "Psikosomatik, psikolojik kökenli fiziksel hastalıklar için kullanılan bir isimdir. Eski Yunanca'da ''ruh'' anlamına gelen psyche ile ''beden'' anlamına gelen soma kelimelerinin birleşmesinden türemiştir. Kişinin aşırı mükemmeliyetçi, hırslı olması, ayrıntılara fazlasıyla takılıp kalması ve işkolik olması bu hastalıklara yol açabilir. Kronik olarak depresyonlu kişiler ya da kronik olarak anksiyeteli kişilerde psikosomatik hastalıklar görülebilir." Peki hangi psikolojik rahatsızlıklarda ve karakter özelliklerinde ne gibi fiziksel rahatsızlar görülüyor? Psikomotik rahatsızlıklarda ruh ve beden sağlığı uzmanları birlikte nasıl bir tedavi uyguluyor? Uzmanların görüşleri eşliğinde tüm bu soruların cevaplarını aradık.
3 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 4
AYSU ÇELENOĞLU (Uzman Klinik Psikolog) Ruh ve beden sağlığı uzmanları, birlikte tedavi ediyor "Psikosomatik rahatsızlıkların psikolojik kökenli olması, yalnızca ruhsal tedaviyle iyileştirileceği anlamına gelmez. Bedensel semptomların giderilmesi için medikal ve ruhsal tedavi birlikte yürütülmelidir. Şikayetlerin altında yatan sıkıntıyı bulmak ve çözmek, eğer psikolojik bir hastalık mevcutsa bu hastalığı tedavi etmek, kişilik yapısı ve davranış örüntülerini keşfetmek, stresi etkili bir şekilde yönetmeyi öğrenmek önemlidir. Fakat bu bir süreçtir ve zaman alabilir. Bu arada, fiziksel ağrının ve diğer semptomların tedavi edilmesi gerekir. Örneğin; boynunuzda ağrı varsa, stres tetikleyicileriyle baş etmeyi öğrenmek, ağrıyı önlemeye yardımcı olabilir. Ancak kronik stres, boynunuzdaki kaslarda iltihaplanmaya neden olan bir dizi kimyasal maddenin vücudunuzda salgılanmasına sebep olur ve bu da ağrıya davetiye çıkarır. Ağrınızı yönetmek için anti enflamatuar ilaçlara veya fizik tedavi gibi ek kaynaklara da ihtiyacınız olacaktır. Bunun dışında; bazı durumlarda, psikiyatrik ilaçların kullanımına da ihtiyaç duyulabilir. Antidepresanlar, anksiyolitik (kaygi giderici) ilaçlar, antipsikotikler ve duygudurum düzenleyiciler bir uzman kontrolü altında belirli dozlarda kullanılarak, tedavinin daha hızlı ve etkin sonuç verebilmesi sağlanır. Bu tür ilaçların mutlaka psikoterapi ile beraber kullanılması önemlidir."
4 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 5
BEDENİMİZ HER OLAYA TEPKİ VERİR! "Ruh ve beden sağlığı birbiriyle doğrudan ilişkide olan iki alandır. Fiziksel sağlığımız kötüyse, kendimizi ruhsal anlamda iyi hissedemeyiz. Veya ruhsal olarak iyi değilsek, bedenimiz buna mutlaka bir şekilde tepki verir. Baş, boyun, sırt ve eklem ağrıları, migren, egzama, sedef, mide ve bağırsak sorunları, yüksek tansiyon, vücutta karıncalanma ve uyuşma, göğüste ağrı, sıkışma, çarpıntı, nefes darlığı ve halsizlik gibi duyumsamalar iç dünyadaki çatışmaların dışa vurumlarıdır. Kronik stres, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal hastalıklar; hayat kalitemizi düşüren bu gibi fiziksel semptomlara neden olabileceği gibi, yaşamımızı önemli ölçüde etkileyen ciddi rahatsızlıklara da neden olabilir. Bazen bedenimizde bir kist veya tümör görülebilir, bazen de aşırı stres sebebiyle, vücudumuzdaki fiziksel sistemler zayıflar ve çeşitli hastalıklar gelişebilir." (Aktaran: Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu)
5 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 6
AYHAN ALTAŞ (Uzman Klinik Psikolog) Kişilik özelliklerine göre rahatsızlıklar Tip A Kişiliği ve Kalp Hastalıkları: Tip A kişilik özellikleri, rekabetçi, sabırsız ve sürekli olarak hızlı sonuçlar isteyen bireyleri tanımlar. Bu tür kişilikler, kronik stres ve yüksek tansiyon riskini artırabilir, bu da kalp hastalıkları riskini artırabilir. Yüksek Kaygılı Kişilik ve Gastrointestinal Sorunlar: Yüksek kaygılı kişiliklere sahip bireyler, mide rahatsızlıkları, irritabl bağırsak sendromu (IBS) veya sindirim sorunları gibi gastrointestinal rahatsızlıklara daha yatkın olabilirler. Zihinsel stres, mide ve bağırsak işlevini etkileyebilir. Obsesif-Kompulsif Kişilik ve Yeme Bozuklukları: Obsesifkompulsif kişilik özelliklerine sahip kişiler, aşırı düşünce ve mükemmeliyetçilik eğilimleri gösterebilirler.
6 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 7
Bu, yeme bozuklukları gibi psikolojik sorunlara yol açabilir ve vücut ağırlığı, kilo kontrolü gibi fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilir. Depresif Kişilik ve İmmün Sistem Sorunları: Depresif kişilik özellikleri, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir ve dolayısıyla enfeksiyonlara veya diğer immün sistemiyle ilgili rahatsızlıklara daha yatkın olabilirler." Yüksek Stresli Kişilikler: Yüksek stresli kişiler, stresli durumlarla daha fazla başa çıkma güçlüğü yaşayabilirler. Kronik stres, psikosomatik semptomların tetikleyicisi olabilir. Depresif Kişilikler: Depresif kişilik özellikleri, duygusal sıkıntılar ve fiziksel semptomlar arasında bir ilişkiyi işaret edebilir. Depresyon, psikosomatik semptomları artırabilir. Anksiyöz Kişilikler: Yüksek anksiyete düzeylerine sahip bireyler, vücutlarında fiziksel semptomlar yaşama eğiliminde olabilirler. Anksiyete bozuklukları, mide rahatsızlıkları, baş ağrıları ve diğer somatik belirtilere yol açabilir. Somatik Hassasiyet: Bazı kişiler fiziksel rahatsızlıklara daha hassas olabilirler ve küçük fiziksel belirtileri bile büyük bir anlam yükleyebilirler. Bu durum, psikosomatik semptomların gelişme riskini artırabilir. Obsesif-Kompulsif Kişilikler: Obsesif- kompulsif kişilik özelliklerine sahip bireyler, mükemmeliyetçi ve aşırı düşünce eğilimleri gösterebilirler. Bu düşünce kalıpları, psikosomatik semptomları tetikleyebilir. Aşırı Hassas Kişilikler: Her yaşananı aşırı derece önemseyen, kafaya takan sürekli bunları düşünen, başka insanların kendisi ile ilgili düşüncelerini aşırı önemseyen, sürekli başka insanların kendisi hakkında olumlu düşünsünler diye uğraşan, güçlü gözükmeye çalışan, herkesin yardımına koşmaya çalışan kişilerde de psikosomatik yatkınlık gözlemlenmektedir.
7 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 8
TUĞÇE BETÜL ŞENEL (Psikolog) Danışanımın kaygısı nefes darlığına yol açmıştı "Yetişkin bir kadın danışanımın uzun süredir devam eden nefes darlığı şikayetleri devam etmekteydi. 5-6 ay boyunca sürekli doktor doktor gezmiş ve organik bir sebep bulunamamış. Psikolog yönlendirmesinden sonra terapi sürecimiz başladı. Süreç başladığında seans içerisine bile konu getirmekte zorlanmaktaydı çünkü kendisine göre hayatında sorun olarak gördüğü bir durum yoktu. Sürecimiz ortalama iki ay devam ettikten sonra bir seansta kayıp konusu geçti ve ortalama bir sene önce çok sevdiği bir komşusunu birden kaybettiklerini dile getirdi. Bu durumun üzerine bir süre konuştuktan sonra nefes darlığındaki artış, dışarıdan fark edilebilecek boyuta geldi. Komşusunun kaybı danışanımda yoğun kaygıya sebep olmuştu. Ve o an fark etti ki ölüm konusu onda yoğun bir kaygıya sebep oluyor. Bu korkusunu kendi iç dünyasında o kadar yoğun şekilde bastırıyor ve kimseyle rahatça konuşamıyordu. Bir süre bu kaygı yaşadığı durum üzerine seanslara devam ettikten sonra semptomlarında giderek azalmalar göze çarpıyordu."
8 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 9
CEM KEÇE (Psikiyatr) Kötü bir evlilik, fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir! "Psikosomatik rahatsızlıkların psikolojik tedavisi için çeşitli terapi yöntemleri ve yaklaşımları kullanmak mümkündür. MetaPsikoterapi psikosomatik semptomların altında yatan olumsuz düşünce ve duygusal kalıpları tanımlamayı ve değiştirmeyi hedefler. Kişiye semptomlarını anlaması ve duygusal olarak nasıl tepki verdiğini fark etmesi konusunda yardımcı olur. Ayrıca stres yönetimi teknikleri ve rahatlama egzersizleri gibi becerileri öğretir. Psikodinamik terapi, psikosomatik semptomların altında yatan bilinçdışı konuları keşfetmeyi amaçlar. Terapist, hastanın içsel çatışmalarını ve geçmişteki deneyimlerini anlamasına yardımcı olur. Bu yaklaşım, kişinin semptomlarını daha iyi anlamasına ve çözmesine yardımcı olabilir. Duygusal özgürleştirme terapisi, kişinin içinde biriken duygusal yükleri ifade etmesini ve serbest bırakmasını teşvik eder.
9 / 10
Ruhunuz, bedeniniz aracılığıyla sizi uyarıyor! Basit bir ağrı deyip geçmeyin... 10
Bu terapi, kişinin psikosomatik semptomlarına duygusal nedenleriyle başa çıkmasına yardımcı olabilir. Mindfulness ve kabul temelli psikoterapi kişinin anlık deneyimlerine odaklanmasını ve stresle daha iyi başa çıkmasını teşvik eder. Bu terapi, kişinin duygusal ve fiziksel durumlarını daha iyi tanımasına yardımcı olabilir. Biofeedback terapisi, kişinin fiziksel reaksiyonlarını ölçmesine ve kontrol etmesine yardımcı olur. Kişi, vücudu üzerindeki gerilimi ve stresi azaltmayı öğrenir. Psikosomatik rahatsızlıkları olan kişiler için grup terapisi, destek sağlayabilir ve duygusal deneyimlerin paylaşılmasına yardımcı olabilir. Aile ve evlilik terapisi aile içi ilişkilerin ve aile dinamiklerinin psikosomatik semptomlara etkisi olabilir. Bu nedenle aile terapisi, aile üyeleri arasındaki etkileşimleri ele alarak tedavi sürecine katkıda bulunabilir. Her birey farklıdır, bu nedenle tedavi yaklaşımı bireyselleştirilmelidir. Tedavinin etkili olabilmesi için hastanın semptomlarının altında yatan psikolojik etkenleri anlaması ve bu etkenlerle başa çıkma becerilerini geliştirmesi önemlidir. Bu nedenle, psikosomatik rahatsızlıkların psikolojik tedavisi, bir uzman psikiyatrist, psikolog veya psikoterapist tarafından yönlendirilmelidir." Kaynak: Sabah
10 / 10
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem MHP'li Mustafa Kalaycı: Terörsüz Türkiye süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir

MHP'li Mustafa Kalaycı: Terörsüz Türkiye süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Terörsüz Türkiye vurgusu yaptı. Kalaycı, "Terörsüz Türkiye Türkiye’nin baharı, Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesidir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir." ifadelerini kullandı.

MUHABİR: Burhan Tural

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Genel kurulunda önemli açıklamalarda bulundu. MHP'li Kalaycı, "Bugünlerde Terörsüz Türkiye hedefine yönelik önemli mesafeler alınmıştır. Tarihî adımlar, tarihî sonuçlar doğurmak üzeredir. Terörsüz Türkiye gayesine adım adım ulaşma gayreti son bir asrın mucizevi atılımıdır." dedi. 

"kanununun bir an önce düzenlenmesi gerekli görülmektedir"

Görüşülmekte olan 208 sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.

Kanun Teklifinde, 2017 yılı Anayasa değişikliklerine uyum amacıyla 2018 yılında çıkarılan 703 sayılı kanun hükmünde kararnameyle getirilen hükümlerin önemli bir kısmının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle ortaya çıkacak hukuki boşluğun giderilmesi için ilgili hükümlerin kanunla düzenlenmesi öngörülmektedir.

Aynı mahiyet arz eden kanun tekliflerinden ilki geçen hafta kanunlaşmış, görüşülmekte olan kanun teklifi ikinci pakettir. Üçüncü teklif de Komisyon aşamasındadır.

Görüşülmekte olan Kanun Teklifinin 6 maddesi Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile ilgilidir.

Mevcut uygulamaları koruyan ve yeni bir hüküm getirmeyen bu düzenlemeler şunlardır.

Teklifin beşinci maddesi ile TRT Genel Müdürünün mali ve sosyal haklarının kanuni dayanağı belirlenmektedir. Söz konusu mali ve sosyal haklar, 1983 yılından bu yana uygulanmaktadır.

Teklifin altıncı maddesinde, Kurumun şirket ve ortaklık kurabilmesi, mevcut ortaklıklara iştirak edebilmesi, şirket satın alabilmesi ya da devralabilmesine yönelik mevcut yetkileri aynen korunmaktadır.

Kurum personelinin Kuruma ait veya ortak olduğu şirketlerde görev alabilmesi ve bu görevler karşılığında yapılacak ödemelere ilişkin esasların ilgili şirketlerin yönetim kurulları tarafından belirlenmesi düzenlenmektedir.

Ayrıca, Kurumun ve payına bakılmaksızın ortağı olduğu şirketlerin her türlü alım, satım, hizmet, danışmanlık, yapım ve taşıma işlerinin kamu ihale mevzuatına tabi olmadığı, ihale işlemlerinin belirlenen ilkeler çerçevesinde yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir.

Aslında her kamu idaresinin ihtiyacını karşılayabilecek, günümüz şartlarına uygun yeni bir ihale kanunu hazırlanması gerekmektedir. Kamu idarelerinin çeşitli gerekçelerle mevcut kamu ihale sisteminin dışına çıkma isteği sonucu, kamu ihale sisteminden muaf ya da istisna tutulanların sayısı iyice kabarmıştır.

Kamu ihale ve sözleşme süreçlerini iyileştirerek rekabeti artıracak, kamu idarelerinin ihtiyacını karşılayabilecek, günümüz şartlarına uygun yeni bir ihale kanununun bir an önce düzenlenmesi gerekli görülmektedir.

Teklifin yedinci maddesinde, Kurumda kadro karşılığı sözleşmeli personel çalıştırılabilmesi; memur kadrolarına uygulanacak ek göstergeler ile sözleşmeli personelin her türlü mali ve sosyal haklarına ilişkin usul ve esasların Yönetim Kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca belirlenmesi, özel hukuk hükümlerine tabi yerli veya yabancı uyruklu personel çalıştırılabilmesi ve bunların her türlü mali ve sosyal haklarına ilişkin usul ve esasların da Yönetim Kurulunca belirlenmesi düzenlenmektedir.

Maddede özel hukuk hükümlerine tabi personelin yönetici kadrolarında görevlendirilebilmesi de yer almaktadır.

Ayrıca, Genel Müdürlük personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmaların, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre yapılması ve bunlar hakkında soruşturma izninin Genel Müdür tarafından verilmesi öngörülmektedir.

Özel hukuk hükümlerine tabi personelin memurların yöneticisi olması kamu personel rejimine uymamakta olup, Danıştay’ın da buna yönelik kararları vardır. Ayrıca özel hukuk hükümlerine tabi personel 4483 sayılı Kanuna da tabi değildir. Bu durumun düzeltilmesi doğru olacaktır.

Teklifin sekizinci maddesinde, TRT’de özel hukuk hükümlerine tabi olarak çalışan personele de Yönetim Kurulu onayı ile ikramiye verilebilmesi düzenlenmektedir.

Teklifin dokuzuncu maddesinde, kamu idarelerine ait taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin, TRT’ye bedelsiz tahsis edilebilmesi düzenlenmektedir.

Teklifin onuncu maddesinde, istihdam fazlası olarak nakle tabi tutulan personelin herhangi bir hak kaybına uğramaması için, Kurumda almış oldukları özlük haklarının hepsini almaya devam etmeleri öngörülmektedir.

Kamu yayıncılığı hizmetinin küresel ölçekteki örneklerinden biri olan ve 18 farklı ülkede yurt dışı temsilcilikleri bulunan TRT, faaliyetleri ile kamu diplomasisine katkı sunan ve uluslararası düzeyde Türkiye’yi temsil eden bir kuruluştur.

TRT’nin, yalnızca haber faaliyetleriyle değil, aynı zamanda tarihi, kültürel ve eğitime yönelik faaliyetleriyle de ön plana çıktığı görülmektedir.

Nitekim, TRT’nin hayata geçirdiği Gönül Dağı, Diriliş Ertuğrul, Alparslan: Büyük Selçuklu, Kudüs Fatihi: Selahaddin Eyyubi, Mehmet Fetihler Sultanı, Bir Zamanlar Kıbrıs, Tozkoparan İskender, Kod Adı Kırlangıç gibi yapımlar ile TRT BELGESEL, TRT MÜZİK, TRT 2, TRT Kürdi, TRT Spor Yıldız, TRT Çocuk, TRT EBA gibi tematik kanallar; radyo kanalları; tabii ve TRT Akademi Eğitim platformları; TRT Çocuk Kitaplık, Bil Bakalım, TRT Dinle, TRT Çocuk Oyun Dünyası gibi mobil uygulamalar bulunmaktadır.

Geçmişte TRT’de ne inancımıza ne kültürümüze ne de töremize uymayan dizilerle milletimiz âdeta bir kültür emperyalizmine maruz kalmıştır.

Son dönemde TRT’de Türk tarihi ile ilgili birçok yerli ve milli içerikli filmlerin yapımı ve yayınlanması gerçekten memnuniyet vericidir. Bu konuda başta TRT Genel Müdürümüz ile çalışma ekibine ve aynı mahiyette filmler yayınlayan diğer televizyon kanallarımızın yöneticilerine hassaten teşekkür ediyorum.

Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.

Aleme nizam veren, Allah’ın adını ve adaletini dünyaya yayan ceddimizi, Türk devletlerini, devlet büyüklerimizi, manevi önderlerimizi ve kahramanlarımızı konu alan filmlerin yapımı ve gösterimi daha da artırılmalı ve bu çalışmalar özel olarak desteklenmelidir.

"emeklilerin ve çalışanların refahını artıracak düzenlemelerin yapılması görüşündeyiz"

Değerli milletvekilleri;

Kanun Teklifinin diğer maddelerinde düzenlenen konular şunlardır.

Teklifin birinci maddesinde; kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları tarafından mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle yapılacak alımlarda otuz beş yaş üst sınırının aranması şartının, aynen devamı öngörülmektedir. Kariyer mesleklere girişte azami 35 yaş şartı 2011 yılında 657 sayılı Kanuna eklenen ek 40’ncı maddeyle getirilmiştir.

Teklifin ikinci maddesinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının, Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesince kendi üyeleri arasından seçilmesi öngörülmektedir.

Teklifin üçüncü maddesiyle 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunda değişiklik yapılarak, vergi incelemesine yetkili olanların, görevden ayrıldıktan sonra yapamayacağı işler düzenlenmektedir.

2531 sayılı Kanun 1981 yılında yürürlüğe girdiğinden, o dönemde olmayan örneğin üst kurumlar gibi bazı kurumlarda görev alanlar kanun kapsamında sayılmamaktadır. Bu itibarla 2531 sayılı Kanunun tüm kamu idarelerini kapsayacak şekilde değiştirilmesi, ayrıca Kanun’a uymayanların takibine dair kamu idarelerine sorumluluk verilmesi uygun olacaktır.

Teklifin dördüncü maddesinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Kurul üyelerinin, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde belirtilen bazı şartları taşımaları ve herhangi bir siyasi partinin yönetim ve denetim organlarında görev almamış veya bu görevlerinden ayrılmış olmaları gerektiği düzenlemektedir.

Teklifin onbirinci maddesinde, 3212 sayılı Kanun kapsamında Milli Savunma Bakanına verilmiş olan yetkilerin, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen projelerdeki iş ve işlemler için Savunma Sanayii Başkanına ait olacağı düzenlemektedir. Ayrıca, Savunma Sanayii Başkanlığı personeli için Kişi Güvenlik Belgesi aranmaması öngörülmektedir.

Teklifin onikinci maddesinde, Kamu İhale Kurulu üyelerinin geçmişte ve halen bir siyasi parti ile aday gösterilme dâhil üyelik ve görev alma ilişkilerinin bulunmaması gerektiği düzenlenmektedir.

Teklifin onüçüncü maddesinde, Devlet memuru istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarında iş mevzuatına tabi olarak veya idari hizmet sözleşmesiyle kariyer meslek personeli istihdam edilebilmesine imkân sağlanmakta ve bu istihdama ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir.

Mevcutta 5 farklı kamu kurum ve kuruluşunda bu kapsamda görev yapmakta olan 1.135 personel bulunmaktadır.

Teklifin on dördüncü maddesinde, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerde, yerli veya yabancı personelin tam zamanlı, kısmi zamanlı veya projelerle sınırlı olarak sözleşmeyle istihdam edilebilmesine yönelik usul ve esaslar belirlenmektedir.

Bunlara verilecek ücretlerin, 4/B’li sözleşmeli personel ücret tavanının beş katını aşmamak üzere Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makamca tespiti öngörülmektedir.

Mevcutta 44 farklı kamu kurum ve kuruluşunda 104 personel istihdam edilmektedir.

Teklifin onbeşinci maddesinde, teşkilat düzenlemelerinin zorunlu kıldığı personel devrine ilişkin iş ve işlemlerin yürütüleceği ilke ve kurallar belirlenmektedir.

Teklifin onaltıncı ve onyedinci maddelerinde, Türkiye İş Kurumundaki il müdürlerinin görevden alınmaları veya görevlerinin sona ermesi hâlinde hangi kadroya atanacakları düzenlenmekte ve söz konusu kadroda 24.11.2023 tarihinde Türkiye İş Kurumu il müdürü olarak görev yapanların kariyer uzmanlığa atanma haklarının korunması amaçlanmaktadır.

Kamuda uygulanmakta olan gerek personel sistemi gerekse ücret sistemi karmakarışık bir yapıya dönüşmüş, had safhada statü ve ücret karmaşası yaşanmaktadır.

Kamuda istihdam karmaşasının giderilmesi, aylıklar arasında adalet sağlanması, aylık ücret düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi gerekli görülmektedir. Bununla birlikte emeklilerin ve çalışanların refahını artıracak düzenlemelerin yapılması görüşündeyiz.

"terör koridoru girişimi bertaraf edilmiştir"

Değerli milletvekilleri;

Ülkemiz, 9 Temmuz 2018 tarihinde uygulamaya giren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetimde istikrarın, temsilde adaletin sağlandığı bir yönetim sistemine kavuşmuştur.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, güçlü yönetim için gereken şartları tesis etmiş, devletin işleyişinde uyumlu, hızlı ve etkili karar verme mekanizmaları devreye girmiştir. Türkiye'nin maruz kaldığı tehlike ve tehditlere daha güçlü bir karşılık verebilmesi sağlanmıştır.

Nitekim, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle başlatılan ülkemizi işgal planının çok cepheli olarak devam ettiği bir süreçte, tüm tehdit ve saldırılar bertaraf edilmiş, oyunlar bozulmuştur.

Yaklaşık 7 yıllık sürede birçok alanda tarihî adımlar atılmış, başarılar elde edilmiştir; her alanda bekamıza, güvenliğimize, egemenlik haklarımıza ve tarihî mirasımıza sahip çıkılmıştır.

Terörle kararlı ve etkin mücadele kapsamında yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarla Türk devleti kudretini göstermiş, güney sınırlarımızda terör koridoru girişimi bertaraf edilmiştir.

Mavi vatanımızda gücümüze güç katılmış, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışanların oyunları bozulmuştur

Türk yurdu Karabağ yirmi sekiz yıl sonra esaret ve işgalden kurtarılmış, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kırk altı yıldır kapalı kalan Maraş’ı açmış, Hamdolsun, Ayasofya Camii de seksen altı yıl sonra ibadete açılmıştır.

"Türk Birliği" ülküsü canlanmış, Türk Devletleri Teşkilatı kurulmuş, Avrasya coğrafyasının kalbinde yeni bir jeostratejik güç yükselmeye başlamıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gözlemci statüsü verilmesi tarihî bir adım olmuştur.

Türkiye yürüttüğü çok boyutlu ve kapsayıcı dış politikayla bölgesel ve küresel etkisini artırmış, diplomasinin merkezi, aynı zamanda dünyada barışın merkezi olmuştur.

Türk milletinin refah ve istikrar içerisinde yaşaması için başlatılmış en hayati girişimlerden olan millî teknoloji ve teknoloji odaklı sanayi hamleleriyle Türkiye bugün ileri teknolojileri kendi imkân ve kabiliyetleriyle geliştirip üretebilen bir noktaya ulaşmıştır.

1961 yılında üretilen ancak müzeye kaldırılan ilk yerli otomobilimizden altmış bir yıl sonra geliştirilen teknoloji harikası Togg, 29 Ekim 2022 tarihinden beri seri üretilmektedir.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ilk Türk uçağı üretilmiş, uçak fabrikası kurulmuş, ancak üretim sürdürülememiştir. Türkiye yüz yıl sonra insansız hava araçlarıyla başlattığı atağı beşinci nesil savaş uçaklarıyla sürdürmektedir.

Hamdolsun, havacılık ve savunma sanayinde lider ülke olduk. KAAN, HÜRJET, GÖKBEY, ATAK, KIZILELMA, Akıncı, AKSUNGUR, TCG ANADOLU gibi tüm havacılık ve savunma sanayi ürünlerimiz artık ülkemizde üretilmekte ve de ihraç edilmektedir.

Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A hizmete alınmış, Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükselmiştir.

Türkiye, millî enerji atılımıyla yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5'inci dünyada 11'nci sıraya çıkmıştır. Türkiye, uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden biri olma yolundadır.

Millî teknoloji hamlesi ve millî enerji atılımıyla gerçekleştirdiğimiz yerli ve millî üretimlerden ve keşfettiğimiz doğal gaz, petrol ve kıymetli madenlerden sağlanan kaynaklar ekonomik güvenliğimizi sağlam esaslara bağlarken stratejik gücümüze güç katmış, elbette vatandaşlarımızın refahına da peyderpey yansıyacaktır.

Ekonomide en önemli sorunumuz olan enflasyonla mücadele kararlılıkla sürdürülmektedir. Enflasyon mutlaka kalıcı olarak düşecek, vatandaşlarımızı bunaltan hayat pahalılığı bitecek ve kalıcı refah sağlanacaktır.

Son dönemde açıklanan ekonomik veriler, Türkiye’nin alınan tedbirler doğrultusunda olumlu bir seyir izlediğini ortaya koymakta, büyüyen ve güçlenen bir ekonomiyi işaret etmektedir.

OECD, IMF ve Dünya Bankası küresel olumsuzluklar nedeniyle 2025 yılı dünya ekonomisi büyüme tahminlerini aşağı çekerken, Türkiye için büyüme tahminlerini yükseltmiştir.

OECD, geçen ay açıkladığı Türkiye İnceleme Raporu'nda, Türkiye ekonomisinin son 10 yılda OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğu ve yıllık ortalama yüzde 4,9 büyüdüğü vurgulanmıştır.

"Terörsüz Türkiye Türkiye Türkiye Yüzyılının müjdesidir"

Bugünlerde Terörsüz Türkiye hedefine yönelik önemli mesafeler alınmıştır. Tarihî adımlar, tarihî sonuçlar doğurmak üzeredir. Terörsüz Türkiye gayesine adım adım ulaşma gayreti son bir asrın mucizevi atılımıdır.

Terörsüz Türkiye Türkiye’nin baharı, Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesidir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda süper güç Türkiye’nin mukaddimesidir.

Terörsüz Türkiye’nin gerçeğe dönüşmesi, bölgemizde kardeşlik, huzur ve güven ortamını iyice artıracak, Türkiye terör prangasından kurtulacak, uygulanmakta olan büyüme, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı politikalara yüksek ivme kazandıracak, yatırım iklimini sağlayarak bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacak, gelir dağılımı adaletine katkı sunacak ve Türkiye’nin hedeflerini daha da güçlendirecektir.

Cumhur İttifakı olarak bizim ana gayemiz, lider ülke Türkiye hedefine ulaşmak, Türk dünyasının, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne umudu olan Türkiye'yi küresel bir güç hâline getirmek, tarihin tekerrürünü sağlamaktır.

Allah'ın izniyle ve inayetiyle Türkiye kutlu hedeflerine Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ulaşacaktır.

Bu düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kabul oyu vereceğimiz kanun teklifinin hayırlı olmasını diliyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *