
“Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşların Tanzimi Projesi” kapsamında, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mutluhan Taş’ın liderliğindeki ekip, 6 yıl süren uğraşlarla, hanedan üyelerine ait yüz ve beden özelliklerini yansıtan silikon heykeller üretti. Bu projede, tarihi ve genetik bilgilere ulaşarak Selçuklu sultanlarının profilleri hakkında derinlemesine bir anlayış sağlandı.

Çalışmalar sonucunda, 12'si sultan, toplamda 17 hanedan üyesinin silikon heykeli, yaklaşık 2 yıldır Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Dar-ül Mülk Sergi Sarayı’nda ziyaretçilere sergileniyor. Bu tür çalışmalara duyulan ilgi her geçen gün artarken, geçmişle günümüz arasındaki bağı güçlendiren bir köprü vazifesi görüyor.

Projeyi osteoarkeolog Emel Akpolat ile birlikte yürüten Prof. Dr. Mutluhan Taş, Türk tarihine önemli katkılar sağlayan bu çalışmanın, Kültür ve Turizm Bakanlığı onayı ile 2017 yılında hayata geçirildiğini açıkladı. Sultanlara ait kemiklerin bir araya getirilmesi, tasnifi ve düzenlenmesi konusundaki çalışmalarla, tarihin derinliklerindeki sırlar gün yüzüne çıkarıldı.

Yapılan analizler, Anadolu Selçuklu sultanlarının hastalıkları ve ölüm nedenleri gibi pek çok detayın anlaşılmasını sağladı. Prof. Taş, bu kapsamda yapılan çalışmaları aktarırken, tarihi metinlerin yanı sıra genetik bulguların da önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.

İbni Bibi’nin eserleri ve Bizans tarihçilerinin tanıklıklarıyla ortaya konan bilgilere karşı yapılan yeni bulgular, bazı sultanların fiziksel özellikleri hakkında yanlış bilgilerin olduğunu gösteriyor. Örneğin, 2. Kılıçarslan’ın boyunun 1.83 metre olduğu, yaşlanmayla birlikte kemik yapısının değişmesi sonucu daha kısa algılandığı belirlendi. Ayrıca, 1. Gıyaseddin’in saldırı sonucu şehit olduğu ve 2. Gıyaseddin’in genetik rahatsızlıkları üzerine de çarpıcı bilgiler elde edildi.

Sonuç olarak, yapılan bu çalışmalar yalnızca tarihimize dair yeni bilgiler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk milletinin geçmişe olan bakış açısını da değiştiriyor. Prof. Dr. Taş, elde edilen bu bilgilerin ciddiyetini ve gurur verici yanını birer değer olarak ön plana çıkartıyor.