Türkgün Futbol Yılmaz Vural'dan sert eleştiriler: “Türk futbolu, iki takım arasındaki kavgayı izliyor”

Yılmaz Vural'dan sert eleştiriler: “Türk futbolu, iki takım arasındaki kavgayı izliyor”

Tecrübeli teknik direktör Yılmaz Vural, Türk futbolunun mevcut durumunu sert bir dille eleştirdi. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki ekonomik dengesizliği ve hakem sorunlarını gündeme getiren Vural, Türkiye'deki derbilerin içerik olarak zayıf olduğunu vurguladı.

KAYNAK: DHA

Türk futbolunun deneyimli teknik direktörlerinden Yılmaz Vural, son açıklamalarında futbolun geldiği noktayı ve Türk futbolunun sorunlarını masaya yatırdı. Vural, özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki ekonomik uçurumu, derbilerdeki oyun kalitesini ve hakem sorunlarını eleştirdi.

Türk Futbolundaki Ekonomik Dengesizlik

Yılmaz Vural, Türk futbolunun en büyük sorununun ekonomik dengesizlik olduğunu dile getirdi. Fenerbahçe ve Galatasaray gibi büyük kulüplerin devasa bütçelerle yarıştığını ve bu durumun alt sıralardaki takımlar için bir fırsat yaratmadığını belirtti:

“Fenerbahçe ve Galatasaray, 300 milyon Euro gibi bir bütçeyle yarışan takımlar. Dikkat edersen açık ara gittiler. Aşağıdan kimsenin yetişme olasılığı yok. Böyle bir lig sana keyif veriyor mu? Demek ki bir ekonomik dengesizlik var.”

Derbilerde Kalite Sorunu: “Vasat Oyun”

Türk futbolunun en çok beklenen maçları olan derbilerle ilgili de sert eleştirilerde bulunan Vural, maçların içerik olarak vasat seviyede olduğunu söyledi.

“Beşiktaş için önemli değil, Galatasaray için çok önemli. Beşiktaş büyük bir takımımız. Onların sahasında oynanacak. Türkiye’de derbiler şekil olarak dünyanın en büyük derbisi oluyor. Maç bir başlıyor, İngiltere Ligi’nin vasat bir takımının oynandığı maç kalitesiyle oynanmıyor.”

Vural, Türkiye'deki derbilerde genellikle iki takımın da kaybetmemek için mücadele ettiğini ve bu yüzden maçların heyecanının azaldığını vurguladı:

“Bizde şekil olarak hakikaten önemli bir derbi ama içerik olarak derbiler Türkiye Ligi'nin vasat oynanan maçlarından daha kötü oyunla sonuçlanıyor maalesef.”

Yabancı Hakem Tartışması

Türk futbolunun bir diğer sorunu olan hakem kararlarına da değinen Vural, maçlardan sonra hakemlerin çok konuşulduğunu ve bu durumun futbolun önünde yer aldığını ifade etti.

“Bu karar niye verildi? Hakikaten hakemlerimiz iyi maç yönetmiyorlar. Her maçtan sonra maçtan çok hakem konuşuluyor. Bir 'yapı' olduğu söyleniliyor, bu gerçek. Bunları kabullenmek zorundayız.”

Vural, yabancı hakem uygulamasının da bu sorunu çözmekte yetersiz kaldığını belirtti. Yabancı hakemlerin Türk futbolundaki olumsuz görüntüyü ortadan kaldırmadığını söyledi.

“Yabancı hakem getirildi. Ondan sonrasıyla ilgili bakalım bu iş nerede devam edecek, ne zaman bitecek... Bu tartışmalar her zaman olacaktır.”

Futbolun Sosyal Rolü

Yılmaz Vural, futbolun sadece bir oyun değil, toplumun psikolojisini dengeleyen önemli bir sosyal olay olduğunu vurguladı. Ancak Türk futbolunun bu sosyal rolü yeterince değerlendiremediğini belirtti:

“Futbol spor falan değil, futbol çok önemli sosyal bir olay. Toplum psikolojini dengeleyen, önemli bir sosyal olay. Biz buna o değeri veremedik maalesef.”

Vural, Türk futbolunun felsefesini değiştirmediği sürece sorunların devam edeceğini ifade etti:

“Futbol felsefesini değiştirmezsek daha çok şey konuşuruz.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Her 25 kişiden biri fenilketonüri taşıyıcısı

Her 25 kişiden biri fenilketonüri taşıyıcısı

Türkiye'de her 25 kişiden biri fenilketonüri (FKÜ) taşıyıcısı. 6 bin 200 doğumda bir bebek FKÜ hastası olarak dünyaya geliyor. Ulusal Yenidoğan Tarama Programı ile hastalık erken tespit edilebiliyor, tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

KAYNAK: AA

Sağlık Bakanlığınca, Türkiye'de yaklaşık her 25 kişiden birinin fenilketonüri (FKÜ) taşıyıcısı olduğu belirtildi.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Türkiye, beyin dokusunda hasara yol açan kalıtsal bir hastalık olan fenilketonürinin sık görüldüğü ülkeler arasında yer alıyor.

Yaklaşık 6 bin 200 canlı doğumda bir bebek fenilketonüri hastası olarak dünyaya geliyor ve Türkiye'de yaklaşık her 25 kişiden birinin taşıyıcı olduğu ifade ediliyor.

Türkiye'de ilk olarak 1987'de başlatılan fenilketonürine ilişkin taramalar, 2006'da oluşturulan Ulusal Yenidoğan Tarama Programı kapsamında tüm illerde sürdürülüyor.

Tarama testleriyle erken dönemde tespit edilebiliyor

Ulusal Yenidoğan Tarama Programı kapsamında ücretsiz sunulan, hızlı ve kolay tarama testi sayesinde bebekten alınan birkaç damla topuk kanıyla hastalık erken dönemde tespit edilebiliyor.

Tarama testleri sonucunda hastalık şüphesi bulunan bebekler, çocuk metabolizma hastalıkları uzmanının olduğu kliniklere yönlendiriliyor. Kesin tanı, bu kliniklerde yapılan ileri tetkikler sonucunda konuluyor. Tarama testi sonucu, aile hekiminden veya annenin e-Nabız hesabından öğrenilebiliyor. Hastalık şüphesi veya tekrar numune alınması gereken durumlarda sağlık personelince aileye en kısa sürede ulaşılarak bilgi veriliyor.

Tedavi edilmemiş çocuklarda otizme sebep olabiliyor

FKÜ'de belirtiler genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç haftada başlıyor ancak hastalık erken tanı konulamadığı ve tedavi edilmediğinde zamanla belirgin hale geliyor.

Tedavi edilmeyen çocuklarda konuşma gecikmesi, oturma ve yürümede gecikme, hiperaktivite, otizm, saldırgan davranışlar ve kasılmalar görülebiliyor. Bebeğin ten rengi, saçları ve gözleri normalden daha açık olabiliyor.

Ulusal Yenidoğan Tarama Programı kapsamında altı hastalık taranıyor

Ulusal Yenidoğan Tarama Programı kapsamında "Fenilketonüri, Konjenital Hipotiroidi, Biyotinidaz Eksikliği, Kistik Fibrozis, Konjenital Adrenal Hiperplazi, Spinal Musküler Atrofi" olmak üzere altı hastalık taranıyor.

Tarama paneline eklenebilecek hastalıklar konusunda çalışmalar sürdürülüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *