14 Mayıs seçimlerine günler kala HDP'nin dahil olduğu 7'li koalisyon tehdit dilini artırırken fondaş medya ise algı operasyonlarına hız verdi.
Türkiye 90'lı yıllarda medyanın koalisyon kurma girişimlerini, pazarlıklara ev sahipliği yaptığı dönemleri çok gördü. Şimdilerde 7'li koalisyon ile benzer bir sürece tekrar geçiliyor. Muhalefet medyası ise postmodern taktiklerle milleti koalisyonlara razı etmeye çalışıyor.
CHP yandaşı Enver Aysever'in 'Deprem bölgesinde AKP dışında herkes elinden geleni yaptı. TKP, sol gruplar, Suavi, AHBAP hepsi oradaydı. Kim yoktu? AKP yoktu. Devlet yoktu" sözleriyle yalanda hangi noktaya ulaştığı net bir şekilde görülüyor.
Sözde "ojbektif, tarafsız" gazeteciler ekranlardan açık açık "Cumhur İttifakı'na oy vermeyin" diye muhalefet ağzıyla çağrılar yapıyor. 7 başlı yönetimi savunmaya çalışan bu fondaş isimler, özellikle gençlere "koalisyonlar iyidir" algısını yerleştirmeye çalışıyor.
Kadın seçmeni korkutup oyunu alabileceğini hesaplayanlar, Cumhur İttifakı'nı, ona destek verenleri Taliban rejimine benzetebiliyor. Halk TV moderatörü Şirin Payzın'a göre Saadet Partisi cici, ama Yeniden Refah Partisi ve destek verdiği Cumhur İttifakı Taliban kafası...
Athena Gökhan, Muharrem İnce'yi Atatürkçülükten aforoz edebileceğini düşünüyor. Piyanist Fazıl Say mesela... Diyor ki Akşener'i sosyal medya linci ile masaya oturtmayı başardık. Aynı taktiği Muharrem İnce için de uygulamamız lazım... Seve seve olmazsa, söve söve o da olmazsa döve döve taktiği uygulanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı üzerinden algı operasyonları yapanlar zihinleri bulandırıyor. Ekranlardan millete haddini bildirmeye çalışanlar oluyor. 28 şubat kafası hala pusuda bekliyor.
HDP kampanyaları ile zihni işgal edilenler artık, PKK bombacısı teröristin Ağrı Doğu Beyazıt'ta HDP binasına girip çıkması da sanki normalmiş gibi davranıyor. Terörist elebaşların peş peşe yaptığı açıklamaları düşünce özgürlüğü gibi algı oluşturuluyor. Türkiye'de HDP kampanyası yürütülürken, Fransa Senato'sunda teröristlere madalya veriliyor. Cici PKK/YPG algısı pekiştirilmeye çalışılıyor.
Aynı şekilde PKK ile bağlantısını inkar etmeyen HDP'yi kucaklarken, Türkiye'ye bağlılığını açık açık ilan eden Hüda Par'ı karalamaya çalışıyorlar. Üstelik altılı masadan herkesin Hüda-Par'ın kapısına gidip destek istediği halde muhalif medyanın kalemşorları gerçekleri çarpıtmakta da bir sakınca görmüyor.
PKK'lı, FETÖ'cüsü azılı Erdoğan düşmanları pusuda... "Hesaplaşma yakın" mesajları da bunun bir yansıması. Türk milleti, bu postmodern taktikleri ve algı operasyonlarını göz önüne alıp 14 Mayıs'ta kararını verecek.