Türkgün Gündem 3 aylık hamileydi! Akraba ziyaretinde cani kocası tarafından öldürüldü

3 aylık hamileydi! Akraba ziyaretinde cani kocası tarafından öldürüldü

Kütahya'da, 3 aylık hamile eşi Esra Uşak’ı (26) gittikleri akraba ziyaretinde bıçakla öldüren Enes Uşak (29) tutuklandı. Uşak, ifadesinde madde etkisinde olduğunu ileri sürerek olayı hatırlamadığını iddia etti.

KAYNAK: DHA

Ziraat Mahallesi’nde oturan Enes ve Esra Uşak çifti, dün akşamüstü Nazar Sokak'taki bir akrabalarının evine gitti. Burada çift arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Enes Uşak, eşi Esra Uşak’ı göğsünden bıçaklayarak ağır yaraladı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan 3 aylık hamile Esra Uşak, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı.

"Madde etkisindeydim"

Polis tarafından yakalanarak gözaltına alınan Enes Uşak, ifadesinin ardından Kütahya Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık sorgusundan sonra Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan Enes Uşak, tutuklanarak cezaevine konuldu. Enes Uşak’ın ifadesinde, “Eşimle sebebini hatırlayamadığım bir konuda tartışmaya başladık. Ancak ben madde etkisi altında olduğum için neden kendisiyle tartıştığımı hatırlamıyorum. Bir arbede yaşandı, bu esnada eşime yumruk ya da tokat atmadım. Tartışma esnasında amcam ve kuzenim beni sakinleştirmeye çalıştı, birden tezgahın üzerinde bulunan bıçağı aldım ve eşim ile itişme esnasında bıçak elimdeydi. Ben baktığımda eşim sol göğüs kısmını tutuyordu. Ben eşimi bıçaklamak ya da yaralamak istemedim. Ancak madde etkisinde olduğumdan bu şekilde bir olay meydana geldi” dediği öğrenildi.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Şu dünyanın dengesine ve adaletine bakar mısınız?

ABD Başkanı Trump, Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes çağrısında bulunuyor. Bu çağrıya yanaşmadığı için Rusya Devlet Başkanı Putin’e şu sözlerle sesleniyor:

“Ben olmasaydım, Rusya’nın başına çok kötü şeyler gelecekti. Ateşle oynuyor.”

Yüzeyden bakıldığında Trump, sanki dünya barışı için çabalıyormuş gibi görünüyor, değil mi?

Oysa tam da bu açıklamaların yapıldığı sırada, haber ajansları şu bilgiyi geçiyordu: ABD, 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nde başlayan saldırılardan bu yana İsrail’e 90 bin tondan fazla silah ve askeri mühimmat gönderdi.

İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar büyük sivil kayıplara yol açarken; ABD, hem sağladığı askeri destekle hem de siyasi tutumuyla bu vahşetin başlıca sorumlularından biri haline geldi.

Seçim öncesinde “Gazze’de barışı ben sağladım” söylemleriyle sahneye çıkan Trump, göreve gelir gelmez İsrail’e verdiği açık destekle, Gazzelilerin başka ülkelere gönderilmesini savunarak ve hatta Gazze Şeridi’nin ABD tarafından devralınabileceğini öne sürerek bu vahşetin ve soykırımın daha da artmasına zemin hazırladı.

Dünya kamuoyunda tepkiler yükselmeye başlayınca da “Gazze’ye bakıyoruz, ediyoruz, görüşüyoruz” gibi muğlak ifadelerle zaman kazanmaya çalıştı. Ancak bu sırada İsrail’in Gazze’deki vahşetleri aralıksız sürdü.

Şimdi de Trump, “Gazze konusunda Hamas’la da aynı şekilde. Bunu durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz. İsrail’le de konuşuyoruz ve tüm bunları mümkün olduğunca çabuk durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz” diyerek aynı oyalama stratejisini sürdürüyor. Görünen o ki, İsrail Gazze’de neredeyse canlı bırakmayana kadar bu “cambaza bak” oyunu devam edecek.

Gazze’de bugün, çağımızın en büyük vahşetlerinden biri yaşanıyor. Sivil yerleşimlerin kasten hedef alındığı, çocukların ve kadınların bilerek öldürüldüğü bu ortamda, uluslararası toplumun sessizliği kadar, bu vahşete doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerin tutumu da insanlık vicdanında derin yaralar açıyor. İsrail’in Siyonist tüm sapkınları “Bebeklere kadar öldürelim” diyor ve dediklerini yapıyorlar. Dünya kör, sağır olmuş izliyor.

Bu çağda böyle bir vahşet ne görüldü, ne duyuldu.

Ancak ABD ve İsrail, el ele vererek dünyanın en büyük vahşetini adeta canlı yayında insanlığa izletiyor.

Bu zulmü durdurmaya çalışanları ya da durdurma potansiyeli olanları tehdit ederek sindirmeye çalışıyorlar.

Kendi çapında İsrail’e füze atan Yemen’i de zaman zaman bombalayarak “terbiye” ediyorlar.

Gazze’de:
Bebekler ölüyor…
Çocuklar ölüyor…
Gençler ölüyor…
Kadınlar ölüyor…
Yaşlılar ölüyor…
Hayvanlar ölüyor…
Ağaçlar ölüyor…

Velhasıl, bu vahşet ortamında nefes alan her canlı sistematik olarak yok ediliyor.

Gazze’de bu vahşeti onaylayan bir ABD’nin, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta ateşkes istemesinin sebebi ne olabilir?
İnsanlık ya da dünya barışı adına olmadığı açık.

Olsa olsa, Ukrayna’yla yapılan maden anlaşmaları sekteye uğramasın diye Rusya’nın olası bir işgalini “ateşkes” adı altında frenlemek istiyor olabilirler.

Trump’un insan hayatına ne kadar değer verdiğini Gazze’deki vahşete onay verirken tüm dünya gördü.

On binlerce çocuk ve masum ölürken, vicdanında zerre kadar insanlık emaresi göstermeyen biri, şimdi kalkıp “barış” çağrısı yapıyorsa bu olsa olsa timsah gözyaşıdır.

Bir mücahit tarafından kafasının koparılmasını sabırsızlıkla beklediğimiz yaratık Netanyahu, hem öldürüyor hem de aç bıraktığı Gazzelilerle alçakça dalga geçiyor: 'Gazze’de kıtlık yok, çünkü binlerce sivili tutukladık, onları çıplak halde görüntüledik ve üzerlerinde açlık izine rastlamadık; hatta spor bile yapmıyorlar.' 

Ne diyelim yaratık Netanyahu; İnşallah bir gün masumlarla dalga geçen o iğrenç dilini eline verirler!

Bu çağda, Gazze’de hayatta kalan insanlar açlıktan ölüyorsa,

Yere batsın sizin süper gücünüz!

Yere batsın küresel nutuklarınız!

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *