6 Şubat depremlerinin acısı hiç dinmiyor. Darmadağın hayatlar, gelecek endişesi yaşayan insanlar, yıkılan evler ve ne olduğunu kavrayamayan küçücük yürekler. Resmi rakamlar on binlerce kaybın olduğunu söylese de yaşananların tarifi kolay değil. Tüm bunların yanı sıra deprem bölgesinde görev yapan arama kurtarma ekipleri adeta destan yazdı. Binlerce canı kurtaran madenciler enkazda umudun sesi oldu. Riskli bulunan yapılarda madencilik tecrübeleriyle mucizeler yaratan Zonguldak ekibinden madenci Ertan Akar yaşadıklarını anlattı.
Zonguldak Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Tahlisiye ekibinden Ertan Akar 12 madenci arkadaşı ile depremden etkilenen Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde enkaz altından 18 kişiyi canlı olarak kurtarırken, 50'den fazla da cenazeye ulaştı.
Depremin 26. saatinde bir anne ve 2 kız çocuğunu enkaz altından sağ olarak çıkartan Zonguldak TTK ekibinde yer alan madenci Ertan Akar; girdikleri binanın çok riskli olduğunu ve sürekli artçı depremlerin yaşandığı enkazda verdikleri zorlu mücadeleyi anlattı.
Madenciler, kömür üretiminde kullandıkları tahkimat yöntemiyle ilerleyerek, yer altında edindikleri tecrübelerle deprem bölgesinde dişini tırnağına taktı.
"Zonguldak'ta yer altından kömür, deprem bölgesinde de insan çıkarttık. İşimiz aynıydı" diyen Akar, yıkılan binalara ilişkin de çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bazı yerlerde kepçeyle çalıştıklarını ve kepçenin betonu tuttuğunda tuzla buz olduğunu belirten madenci, yıkılan binaların deniz kumuyla yapıldığını söyledi.
F5 Haber'den Gül Pehlivan Al'ın haberine göre Ertan Akar, deprem bölgesine gönüllü olarak gittiğini ancak kendi imkanlarıyla oraya gidemeyeceğini dile getirerek devlet tarafından gönderildiğini ve kendisinin, ekip arkadaşlarının, depremzedelerin tüm ihtiyaçlarının fazlasıyla karşılandığını ifade etti.
"EN GÜVENLİ YER BAZANIN YANI"
Cenazelerin çoğunu merdiven boşluklarından ve kapı girişlerinden aldıklarını ifade eden Akar, "Deprem anında kolonlar, masa altları, kapı girişleri en tehlikeli; en güvenli yer ise bazanın yanı" dedi.
"ALINACAK TEDBİRLER"
Deprem için alınabilecek önlemlerden bahseden Akar, yatak odasında bulunan şifonyerlerin arkasına aynı boyutta domuz damı şeklinde korunaklı bir sığınak yapılabileceğini söyledi. Akar, evde deprem tatbikatı yapılması gerektiğini de belirterek, bazanın yanına su, kraker gibi bizleri bir süre idare edebilecek gıdaları koymanın önemini vurguladı.
Özellikle İstanbul'un deprem riskine dikkat çeken madenci Ertan Akar, vatandaş olarak görsele önem verdiğimizi, başımıza bir şey gelmeden tedbir almadığımızı söyledi. Akar, Evin içine çelik bir kondisyon yapılıp içerisinin de erzak, el feneri, düdük gibi ihtiyaç olabilecek eşyalarla doldurulmasının alınabilecek en güvenli tedbir olduğunu söyledi.
Öte yandan Ertan Akar, kurtardıkları aile ile aralarında özel bir bağ oluştuğunu anne Tuğçe'yi manevi kızı, çocuklarını da torunları gibi gördüğünü söyledi.
Kırıkhan ilçesinde yaşayan anne Tuğçe ve 2 kızına enkaz altında sağ olarak ulaşan Zonguldak TTK ekipleri, zorlu çalışmalar sonucunda aileyi kurtarmayı başardı.
Enkaza ulaştıklarında bulundukları binadan en son 10 saat önce ses alındığını belirten Akar, uzun bir süre ses alamadığı için öldüklerini düşündüğü Tuğçe ve 2 kızını 30 santimlik bir delikten çıkarttı!
İlk sesi 26 saat sonra kendisinin aldığını söyleyen madenci, Anne Tuğçe ve 2 kızının depreme salonda yakalandıklarını ve deprem anında hole kadar ilerleyebildiklerini, eşinin de deprem esnasında işte olduğunu ve enkazın başından bir an olsun ayrılmadığını anlattı. Akar, 2. katta yaşayan ailenin depremde bodrum katına kadar indiklerini ifade etti. 3 kişinin çamaşır makinesinin altında küçücük bir alanda sıkıştığını belirtti.
Depremden sonra Ankara'ya akrabalarının yanına giden anne Tuğçe Gövtaş kendisini kurtaran ekipten madenci Ertan Akar'a ulaştı ve kendileri ile görüşmek istediğini söyledi.
Zonguldak TTK Tuğçe Gövtaş, çocukları Ece Gövtaş ve Eylül Gövtaş’ı ziyaret etme kararı aldı. Kozlu Tahlisiye ekibi, Zonguldak’tan sabah saatlerinde yola çıkarak depremzede aileyi ziyaret etmek için Ankara’ya gitti.
Gövtaş ailesi kapılarını madencilere açtı. Madenciler memleketlerinden getirdikleri erzaklar ve hediyeleri Gövtaş ailesine teslim etti.