Türkgün Gündem AKINCI İHA düşen helikopteri nasıl buldu?

AKINCI İHA düşen helikopteri nasıl buldu?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, helikopter kazasında hayatını kaybetti. Dağlık bir alana düşen ve İran ekiplerince tespit edilemeyen enkazın yerini, Türkiye’den giden AKINCI İHA buldu. Gözetlemede edinilen bilgiler İran ile anlık olarak paylaşıldı.

KAYNAK: TRT Haber

Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’nın da bulunduğu helikopterin düştüğü bilgisinin alınmasını müteakip; Dışişleri Bakanlığı tarafından 19 Mayıs'ta saat 20:00’de İran’ın gece görüşlü arama/kurtarma helikopter yardım talebi Milli Savunma Bakanlığı'na bildirildi.

Bunun üzerine derhal bir adet Coguar tipi helikopter Diyarbakır’dan Van’a hareket etti.

İran’ın helikopter talebine yönelik hazırlıklar devam ederken, bir yandan da Millî Savunma Bakanlığı tarafından saat 22:20’de yurt dışında İHA kullanılması için Cumhurbaşkanlığından onay alındı.

Kötü hava şartları nedeniyle helikopterin uçuş gerçekleştirememe ihtimali göz önüne alınarak; gece ve kötü hava şartlarında tespit ve görüş yetenekleri üst seviyede olan Akıncı İHA ile arama ve tespit yapılabileceği, talep edilmesi halinde hemen faaliyete başlanabileceği Dışişleri Bakanlığı üzerinden İran tarafına iletildi.

AKINCI KISA SÜREDE BÖLGEYE ULAŞTI

İran makamlarının Akıncı İHA teklifini kabul etmesi üzerine bir adet silahsız Akıncı İHA saat 23:30’da Batman’dan havalanarak saat 00.45’te kaza bölgesine ulaştı ve çalışmalara başladı.

Saat 02:36’da kaza kırıma uğrayan helikopter ile görsel temas sağlanarak enkazın koordinatları İran makamlarına ulaştırıldı.

Kaza kırım bölgesinde yapılan keşif gözetleme esnasında elde edilen bilgiler, İran makamları ile anlık paylaşıldı.

Tüm devlet kurumları ile İran makamları ile de sürekli ataşelikler üzerinden koordinasyon sağlandı.

Başarı ile görevini tamamlayan Akıncı İHA saat 06:45’de Türkiye hava sahasına geri döndü.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Özel bir provokasyon!

Özel bir provokasyon!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen cenaze töreninin ardından bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı. Öncelikle, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Bu olay, yalnızca açık bir provokasyon değil, aynı zamanda ciddi bir koruma zaafını da gözler önüne sermektedir. Allah korusun, saldırganın elinde bir bıçak ya da silah olsaydı, çok daha vahim sonuçlarla karşı karşıya kalabilirdik. Çünkü saldırganın ortaya çıkan kirli geçmişi bunu herkese düşündürdü.

Saldırganın, iki öz çocuğunu öldürdüğü için 16 yıl hapis yatmış bir katil olduğu bilgisi ilk anda kamuoyuna yansıdı. Ayrıca, hırsızlık ve taciz gibi başka suçlara da karıştığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Saldırgan Selçuk Tengioğlu’nun, Zafer Partisi kurucu üyelerinden Davut Tengioğlu’nun kardeşi olduğu da ortaya çıkmıştır.

Böylesine kirli bir geçmişe sahip birinin, Sırrı Süreyya Önder’in cenaze programında böyle bir provokasyonda bulunması son derece düşündürücüdür. Kim tarafından yönlendirildi? Kim ya da kimler, onu böyle bir saldırıya motive etti? Bu soruların tüm yönleriyle aydınlatılması şarttır.

Kaos yaratmak isteyen provokatörler her zaman uygun zamanı ve zemini kollar; fırsatını bulduklarında da harekete geçerler. Belki de bu saldırgan, böylesi bir senaryoda rolünü oynayan bir figürandı.

Özgür Özel’i, haftalardır bu tür bir atmosfere katkı sağlayan eylem ve söylemleri konusunda uyarıyoruz. “Polis barikatlarını yıkın, geçin” şeklindeki çağrıları, halkı ve yandaşlarını sokağa iten bu çiğ söylemler, tam da kaos peşinde koşanların aradığı zemini yaratmıştır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli her açıklamasında Özgür Özel’in kullandığı dilin tehlikesi noktasında defalarca uyarıda bulundu. Özgür Özel bunun farkına daha varamadı ve aynı ölçüsüzlükleri sürdürüyor.

Ben de bir yazar sorumluluğunda haftalar önce bu köşedeki bir yazımda şu ifadelere yer vermiştim:

“CHP, Saraçhane toplantılarını bir hafta daha uzatsaydı; kontrolsüz ve her türlü provokasyona açık kalabalık, önce söylemleri ve davranışlarıyla her yanından çiğlik ve tecrübesizlik akan Özgür Özel’i ve onun yönetimini hedef almaya başlardı. Birileri bunun farkına vardığı için Özgür Özel’e ‘Saraçhane’de yarın toplanma olmayacak’ açıklamasını yaptırdı. Çünkü bunu kendi başına düşünmesi pek mümkün değil… Hatırlayın, ilk günlerde toplanan kalabalıklar İBB binasının camlarını ve kapılarını kırmıştı. Eylemciler, ‘Bizi içeri almadılar’ diyerek CHP yönetimine tepki göstermek için bunu yaptıklarını söylemişti. Hatta şu sloganı atmışlardı: ‘Özgür dışarı, halk içeri!’” (27 Mart 2025)

Özgür Özel’in kullandığı dilin hem toplum hem de CHP yönetimi açısından ne denli tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini göstermektedir.

Özgür Özel’e saldıran kişi ilk ifadesinde “CHP’nin sokağa gençleri çağırmasıyla ilgili daha önceden biriktirdiğim sinirimi içimde muhafaza ediyordum.” demiş… Özgür Özel’in eyleme çağırdıkları nasıl ki, İBB binasının kapısını, pencerelerini kırdıysa, bakın bu saldırgan da CHP’nin “sokağa gençleri çağırmasını” kendine bahane etmiş…

Özgür Özel, Sayın Bahçeli’nin son açıklamasındaki “Türkiye’yi şiddet sarmalına çekmek, tahrik ve tahrip ortamını alevlendirmek, buna müzahir faaliyetleri gafilce yürütmek tarihi bir yanlıştır. Bilerek veya bilmeden bu yanlışın içinde olanlar evvelemirde aklını başına almalı, ahlaki sorumluluğun ve sağduyulu tutumun yörüngesinden ayrılmamalıdır.” cümlelerini iyi idrak etmeli, Türkiye’yi provokasyon ortamına getiren, provokatörleri memnun eden siyaseti terk etmelidir. Çünkü “Dilencinin keyfi işlek caddede gelir” misali onların en çok sevdiği ortamı mevcut CHP yaratmaktadır. Yarın daha büyük olaylar yaşanmaması için sağduyunun artık CHP’ye uğraması lazımdır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *