Türkgün Gündem Ankara'da alarm! 'Boğulacak gibi hissediyoruz'

Ankara'da alarm! 'Boğulacak gibi hissediyoruz'

Ankara’daki hava kirliliği seviyesi kritik noktaya ulaştı. Bazı vatandaşlar, başkentte yoğun sis nedeniyle rahatsız olduğunu söyledi.

KAYNAK: AA

Ankara'da hava kalitesi, Sürekli İzleme Merkezi bünyesindeki Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı tarafından yapılan ölçümlere göre birçok noktada "hassas" seviyeye ulaştı. Bazı bölgelerde ise değerler "sağlıksız" seviyeye yaklaştı.

TRAFİK YOĞUNLUĞUNUN OLDUĞU YERLERDEKİ KİRLİLİK DAHA BELİRGİN

Hava kirliliğinin ulaştığı seviyeler, dron ile görüntülendi. Şehrin üzerinde asılı kalan yoğun pus tabakası, binaların siluetlerini adeta örterken, özellikle trafik yoğunluğunun olduğu ana arterlerde kirliliğin daha belirgin olduğu dikkat çekti.

“HAVANIN KİRLİ OLDUĞUNU GERÇEKTEN ÇOK İYİ HİSSEDEBİLİYORUZ”

Doğalgaz kullanımın artması gerektiğini söyleyen Elif Yaren Yılmaz, "Ankara'nın havasının kirli olduğunu gerçekten çok iyi hissedebiliyoruz. Daha çok hastalanıyoruz. Önceki havaya göre daha kötü geliyor hava. Ankara'nın dışına çıktığımızda daha çok yeşillikli olan bölgelerde daha iyi nefes alabiliyoruz. Oksijen daha fazla. Ama burada kötü. Çünkü kömür çok kullanılıyor" ifadelerine yer verdi.

"KÖMÜR KULLANIMI ARTTIĞINI GÖRDÜM"

Ankara havasının kirli olmasında rahatsız olan bir diğer vatandaş ise "Doğal gaz kullanımının daha artması gerekir. Özellikle ekonomik sıkıntılardan dolayı biraz kömür kullanımı arttığını gördüm. Özellikle akşamları daha çok arttığını gördüm daha çok Yenimahalle ve Mamak bölgelerinde hem kötü koku oluyor hem de sis yoğunluğu oluyor. Daha dikkatli olunması gerekiyor" dedi.

"BOĞULACAK GİBİ HİSSEDİYORUZ"

"Boğulacak gibi hissediyoruz" diyen Gülşen Balçok da son zamanlarda Ankara'da yoğun sis olduğunu bu durumun astımı olanları rahatsız ettiğine değindi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem MHP'li Yurdakul: Gazze yalnızca bombalarla değil açlıkla da savaşıyor...

MHP'li Yurdakul: Gazze yalnızca bombalarla değil açlıkla da savaşıyor...

MHP'li Yurdakul "Gazze, yalnızca bombalarla değil; açlıkla, susuzlukla ve çaresizlikle katledilmeye devam ediyor. Üstelik gerçekleşen saldırılar sonucunda artık sadece insanları değil; anneleri, bebekleri, sütü, mamayı, ilacı, umudu da hedef almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres ve travmanın birleşimiyle, binlerce annenin sütü kesilmiş, anneler bebeklerini emziremez hale gelmiştir. dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul İsrail'in Gazze'ye hain saldırıları hakkında açıklamalarda bulundu.

Yurdakul, "Gazze, yalnızca bombalarla değil; açlıkla, susuzlukla ve çaresizlikle katledilmeye devam ediyor. Üstelik gerçekleşen saldırılar sonucunda artık sadece insanları değil; anneleri, bebekleri, sütü, mamayı, ilacı, umudu da hedef almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres ve travmanın birleşimiyle, binlerce annenin sütü kesilmiş, anneler bebeklerini emziremez hale gelmiştir. Birleşmiş Milletler ve UNICEF raporları, Gazze’deki annelerin büyük kısmının ciddi besin yoksunluğu yaşadığını, bebeklerin ise büyüme ve gelişim açısından geri dönüşü olmayan zararlara maruz kaldığını ortaya koymuştur. Bu durum, yalnızca insani değil, hukuki olarak da savaş suçudur. Bilinçli olarak gıda, ilaç ve insani yardım engellenerek, bebekler ve anneler yavaş, sistematik ve planlı bir şekilde yok edilmektedir." ifadelerini kullandı.

MHP’li Ahmet Selim Yurdakul’un açıklamasının tamamı:

14 Bin Bebeğe Ölüm Fermanı, Gazze Açlığa Mahkûm! Aile, insanlık tarihinin başından beri en kadim ve en güçlü kurumdur. Bir toplumu yok etmek için ailenin temel direği olan kadınlarla birlikte, onun ayrılmaz parçası çocukların ve bebeklerin hedef alınması hiçbir insanlık değerine ve hiçbir vicdana sığmaz. İsrail Hükümetinin Gazze’de sürdürdüğü saldırılar; uluslararası hukuku hiçe sayarak, açıkça sivil halkı hedef alan, kadınları ve çocukları yok eden ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisinde yer alan bir soykırımdır. 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 53.573 Filistinli hayatını kaybetmiş, 121.688 kişi yaralanmıştır. Ölenlerin en az %70'indan fazlası kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Yani her 10 kurbandan 7’si silahsız, savunmasız, sivil insanlardır.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarında şimdiye dek yaklaşık 18.000 çocuk yaşamını yitirirken, aralarında doğduğu gün hayatını kaybeden 274 bebekle birlikte bir yaşın altındaki 1.150 bebek katledilmiştir; aynı saldırılarda 12.365 kadın öldürülmüş, 14.323 kadın ise eşini kaybederek yaşam mücadelesine tek başına devam etmek zorunda bırakılmıştır.

GAZZE YALNIZCA BOMBALARLA DEĞİL AÇLIKLA DA SAVAŞIYOR

Gazze, yalnızca bombalarla değil; açlıkla, susuzlukla ve çaresizlikle katledilmeye devam ediyor. Üstelik gerçekleşen saldırılar sonucunda artık sadece insanları değil; anneleri, bebekleri, sütü, mamayı, ilacı, umudu da hedef almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres ve travmanın birleşimiyle, binlerce annenin sütü kesilmiş, anneler bebeklerini emziremez hale gelmiştir. Birleşmiş Milletler ve UNICEF raporları, Gazze’deki annelerin büyük kısmının ciddi besin yoksunluğu yaşadığını, bebeklerin ise büyüme ve gelişim açısından geri dönüşü olmayan zararlara maruz kaldığını ortaya koymuştur. Bu durum, yalnızca insani değil, hukuki olarak da savaş suçudur. Bilinçli olarak gıda, ilaç ve insani yardım engellenerek, bebekler ve anneler yavaş, sistematik ve planlı bir şekilde yok edilmektedir.

YARDIM MERKEZLERİ VE AŞEVİ HEDEF ALINDI: AÇLIĞA BİLİNÇLİ BİR SALDIRI

İsrail’in hedef gözetmeksizin yürüttüğü saldırılar, sadece sivilleri değil; hayatta kalmaya çalışanlara yardım ulaştıran merkezleri de yok etmeyi amaçlamaktadır. Gazze'de bugüne dek 100'den fazla aşevi ve yardım dağıtım merkezi doğrudan saldırıya uğramış ya da faaliyet yürütemeyecek hale getirilmiştir. UNRWA (Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı) bünyesinde faaliyet gösteren en az 160 merkez ya tamamen yıkılmış ya da ciddi biçimde hasar görmüştür. Bu saldırılar sonucunda, her gün yüzbinlerce kişiye sıcak yemek, içme suyu, ekmek ve temel yardım sağlayan altyapılar çökmüş; Filistin halkı, açlıkla baş başa bırakılmıştır. Özellikle kuzey Gazze’de yardım ulaştıran gönüllü merkezler, fırınlar ve sivil koordinasyon noktaları sistematik biçimde hedef alınmış, yardımı ulaştıranlar da hayatını kaybetmiştir. Bu durum, yardım alma hakkının bile açıkça gasp edildiği bir insanlık suçudur.

Yardım tırlarının engellenmesi, bebeklerin mamaya ulaşamaması, annelerin yetersiz beslenme nedeniyle süt veremez hâle gelmesi, vicdan sahibi her insanı derinden sarsmaktadır. Gazze halkının temel yaşam hakkı gasp edilmekte, milyonlarca insan sistematik bir şekilde açlığa mahkûm edilmektedir.

İSRAİL'E YAPTIRIM ŞART, HESAP VERMEK ZORUNDALAR

İsrail’in Gazze’ye yönelik bu politikası, 1949 Cenevre Sözleşmeleri, Roma Statüsü ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başta olmak üzere uluslararası hukukun tüm temel ilkelerini ihlal etmektedir.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de açıkça ifade ettiği üzere: “Bu kapsamda, İsrail’e karşı derhâl etkili bir yaptırım mekanizması kurulması, askeri, siyasi ve ekonomik anlamda kuşatıcı önlemler alınması zaruridir. Başta İsrail Başbakanı olmak üzere, bu soykırımın failleri uluslararası hukuk önünde yargılanmalı, Lahey Adalet Divanı’nda hesap vermelidir.”

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, her zaman zalimin karşısında, mazlumun daima yanında olmaya devam edeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *