Doktor ve hasta arasında yaşanan aşk ilişkileri belirli bir noktaya kadar anlaşılabilir. Ancak bu haberde ele aldığımız olay, asla sıradan ve masum bir aşk hikayesi değil. Doktor ya da tıp uzmanı olduğu iddia edilen Carl Tanzler'in saplantılı bir tutku ile başlayan ve nekrofiliye evrilen garip ve ürpertici bu hayat öyküsünü okuyunca ağzınız açık kalacak. İşte, gelmiş geçmiş en korkunç aşk hikayesinin istemeden kahramanı olan Elena Hoyos'ın başına gelenler…
31 Temmuz 1909 tarihinde dünyaya gelen Maria Elena Milagro de Hoyos, oldukça trajik bir hayat hikayesine sahipti.
Kız kardeşi tüberküloz hastalığına yakalandı ve hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra evlendikten kısa bir süre sonra düşük yaptı. Bir çocuğu ve kocası onu terk edip Miami'ye taşındı. Ancak tüm bunlar ileride yaşayacaklarının yanında küçük kalıyor.
TÜBERKÜLOZA YAKALANDI
Tıpkı kardeşi gibi tüberküloza yakalanan Elena, Key West'teki Birleşik Devletler Deniz Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. İşte tam da bu noktadan sonra hayatı daha da ilginç bir hal almaya başladı.
Hastanede tedavi gördüğü sırada Carl Tanzler ya da onun kendi tabiriyle "Carl von Cosel" adındaki bir Alman radyoloji uzmanıyla tanıştı.
8 Şubat 1877 tarihinde Almanya'da dünyaya gelen Carl Tanzler'in geçmişi hakkında çok az şey biliniyordu. Geçmişini kendi kendine icat ediyor ve sürekli değiştirmeye çalışıyordu. Bu nedenle oldukça kafa karıştırıcıydı.
Almanya'da büyüyen Tanzler, I. Dünya Savaşı sırasında elektrik işleri yaptığını, bir uçak inşa etmeye başladığını ve Hindistan ve Avustralya'ya seyahat ettiğini ifade etmişti.
Doktor mu yoksa sadece tıp alanında oldukça bilgili olan bir uzman mı olduğu tartışmalı olan Tanzler, 1926 yılında ABD'ye göç etti ve Florida'ya yerleşti. 1927 yılında ise Carl von Cosel adını kullanarak ABD Deniz Hastanesi'nde çalışmaya başladı.
HER ŞEY ELENA'YLA TANIŞTIKTAN SONRA BAŞLADI
İşte hikaye tam da burada başlıyor aslında. Tanzler, ABD Deniz Hastanesi'nde Elena ile tanıştı ve ilk görüşte ona aşık oldu. Doktorun iddiasına göre Elena, çocukken aşık olduğu Anna Constantia'ya birebir benziyordu ve bu yüzden ona aşık olmuştu.
Tanzler, tıbbi bilgi birikimi elverdiği kadarıyla çeşitli ilaçlar, elektrikli cihazlar ve röntgen kullanarak Elena'yı iyileştirmeye çalıştı. Aşkından gözü kör olan adam, genç kadına kıyafet ve mücevher gibi hediyeler aldı ve aşkını ilan etti. Ancak Elena, Tanzler'in bu tutkulu aşkına hiçbir zaman karşılık vermedi.
Genç kadın, Tanzler'in tüm çabalarına rağmen 25 Ekim 1931 tarihinde henüz 22 yaşındayken tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetti.
Oldukça farklı bir ruh hali ve psikolojiye sahip olan Tanzler; Elena'nın, mezarından ona seslendiğini söyledi ve içinde bulunduğu hapishaneden onu kurtarmasını istediğini ifade etti.
Bununla da sınırlı kalmayan doktor, genç kadının mezarının başından bir an olsun ayrılmadı ve en sevdiği şarkıyla ona serenatlar yapıp Elena'nın ruhunun kendisine göründüğünü söyledi.
Olayların çığırından çıktığı nokta ise Tanzler'in genç kadının mezarlığını kazıp cesedini oyuncak bir vagon ya da bir arabayla oradan çıkarmasıyla başladı.
CESEDİ KORUMAK İÇİN TÜRLÜ YÖNTEMLER DENEDİ
Elena'nın cansız bedenini evine götüren adam, ceset çürüyeceği için üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Elbise askıları ve tellerle kemiklerini birbirine bağladı, gözlerini çıkarıp yerine cam gözler yerleştirdi. Cildini ipek ve balmumu ile işledi. Alçıya batırılmış bir bezle vücut görünümünü korumaya çalıştı.
Elena'nın ölümünü bir türlü kabullenemeyen saplantılı aşık, genç kadının cansız vücudundan yayılan kokuyu bastırmak ve vücudun ayrışmasını yavaşlatmak için ise bol miktarda dezenfektan, parfüm ve koruyucu maddeler kullandı.
Ona yeni giysiler giydirdi, hatta eldiven ve mücevherler taktı. Saçları döküldüğünde ise cenazeden kısa bir süre sonra Elena'nın annesinin kendisine verdiği saçlardan bir peruk yaptı.
Neredeyse tüm kasaba, sık sık kadın kıyafetleri ve parfümleri satın alırken görülen bu adamdan bahsediyordu. Bunun yanında bir çocuk, doktorun dev bir oyuncak bebek gibi görünen bir şeyle dans ettiğine tanık olduğunu ifade etmişti.
KIZ KARDEŞİ TARAFINDAN BULUNDU
Tanzler, Elena'nın cesedini 7 yıl boyunca sakladı. Ancak genç kadının kız kardeşi Florinda, Elena'nın cesedinin mezarından çıkarıldığına dair çeşitli söylentiler duydu.
Söylentileri kulak ardı etmeyip bu olayın izini süren Florinda, bir zamanlar kardeşinin doktorluğunu yapan adamın evini buldu ve yatağında ise kardeşinin cansız bedeniyle karşılaştı. O zamanlar bir ceset çalmak yasa dışı sayılmıyordu ancak Carl Tanzler, Elena'nın mezarına saygısızlık etmekten tutuklanıp gözaltına alındı.
Ayrıca Carl'ın, Elena'ya tecavüz ettiği ve nekrofili hastası olduğuna dair çeşitli şüpheler ortaya çıktı. İncelemeler bunun mümkün olduğunu gösterse de net bir sonuca ulaşılamadı.
DAVA ZAMAN AŞIMINA UĞRADI
Tutkulu aşkının esiri olan bu adam, psikiyatrlar tarafından muayene edildi ve mahkemeye çıkmasına engel olacak herhangi bir rahatsızlığı olmadığı tespit edildi. Zaman aşımına uğrayan bu dava, Güney Florida gazetelerinin ilgisini çekti ve sınırları aşarak dünya çapında sansasyon yarattı.
Bu sırada Elena'nın cesedi, patologlar tarafından incelendi. Ardından Key West'teki Dean-Lopez Cenaze Evi'nde halka teşhir edildi.
En sonunda genç kadının cansız bedeni Key West Mezarlığı'na getirildi. Cesede verilebilecek olası zararları engellemek için hiç kimsenin bilmediği bir mezara tekrar gömüldü.
ÖLENE KADAR ELENA'NIN KUKLASIYLA YAŞADI
Doktor ise bu saplantılı aşktan bir türlü kurtulamadı. Elena'nın boyutlarında bir kukla yaptı ve yaşamının son yıllarını o kuklayla geçirdi.
Tanzler bu yaptıklarından bir an bile pişman olmamış olmalı ki Elena ile olan anılarını anlattığı bir kitap kaleme aldı.
1952 yılında ölümünden 3 hafta sonra evinde bulunan Tanzler, 75 yaşında hayata gözlerini yumdu.