Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Ekovitrin’in Ağustos sayısında yayınlanan makalesinde; Türkiye’nin yenilenebilir enerjide dünyada önde gelen ülkeler arasında yer aldığını belirtti.
Dönmez, şu ifadelere yer verdi: “Kaynaklarımızı verimli ve etkin kullanarak izlediğimiz politikalarımızla yenilenebilir kurulu gücünde dünyada on üçüncü, Avrupa’da altıncı sıradayız. Jeotermalde Avrupa’da birinci, hidroelektrikte ikinci, rüzgâr ve güneşte yedinci, biyokütlede ise on birinci sıradayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızla ürettiğimiz elektriğin yüzde 33,3’ünü hidrolikten elde ederek suyumuzu enerjiye dönüştürüyoruz. 2020’nin ilk 6 ayında hidrolik kaynaklardan elde ettiğimiz elektrikle 2002 Türkiye’sinin neredeyse tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güce ulaştık.”
“ENERJİ TEKNOLOJİLERİ YERLİLEŞTİRİYORUZ"
Makalesinde, “Elektriğimizi yerli kaynaklardan üretirken, enerji teknolojilerini de yerlileştirme gayretindeyiz” diyen Bakan Dönmez, Türkiye’nin yüksek potansiyeli, genç ve yetişmiş insan kaynağı, serbest piyasa kurallarının hâkim olduğu piyasası ve siyasi istikrarıyla enerji teknolojilerinde merkez olma konusunda tüm kriterlere sahip olduğunu vurguladı.
Yazısında Türkiye’nin, son 18 yılda ‘Bağımsız Enerji, Güçlü Türkiye’ hedefiyle pek çok projeyi hayata geçirdiğini hatırlatan Dönmez, “Yapılan bu yatırımlarla, enerjide merkez ülke olmak için üretimden dağıtıma uzanan enerji değer zincirinin çok ötesinde hedef ve stratejiler belirledik. Yerli Ar-Ge ve yerli üretimle Türkiye’yi enerji teknolojilerinde de merkez üs haline getirecek yeni adımlarımızı da eşgüdüm halinde attık.
Yerlileştirme, arz güvenliği ve öngörülebilir piyasalar anlayışıyla inşa ettiğimiz enerjideki yol haritamız ve stratejik aklımız Milli Enerji ve Maden Politikamızla, yerli ve yenilenebilir enerji başta olmak üzere pek çok alanda büyük mesafeler kat ettik. 2020’nin ilk yarısı bu anlamda yenilenebilir enerjide rekor ve teknolojik atılım dönemi olarak öne çıktı.
2020 Nisan’da elde ettiğimiz elektriğin yüzde 79,6’sını yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elde ettik. Aynı ay içerisinde sadece yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimimizin oranı ise yüzde 66 oldu. Böylece aylık bazda son 20 yılın en yüksek oranlarına ulaşarak önemli bir rekora imza attık” ifadelerini kullandı.
“DAHA FAZLA YERLİ, DAHA FAZLA YENİLENEBİLİR"
Bakan Dönmez makalesinin devamında şu ifadelere yer verdi:
“24 Mayıs’ta elektriğimizin yüzde 90’ını yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üreterek günlük bazda tarihimizin en yüksek verisine ulaştık. Bu oranlar bir taraftan enerji ithalatımızı giderek düşürürken diğer taraftan da yerli ve yenilenebilir enerjideki kararlılığımızın önemini de gösteriyor. Her zaman altını çizerek söylediğimiz “Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir” hedefimizin de ayaklarının yere ne kadar sağlam bastığını tescil ediyor.
2020 sadece aylık veya günlük bazdaki rekorlarla değil, toplam üretim içerisindeki yerli ve yenilenebilir enerji payının yüksekliğiyle de ülkemiz adına olumlu seyrediyor. 2019’da yüzde 62 olan elektrik üretimimizdeki yerli ve yenilenebilir oranı 2020’nin ilk 6 ayında yüzde 65,2 olarak gerçekleşti. Bu dönemde sadece yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik oranımız ise yüzde 50,6’ya yükseldi. Bu düzenli yükselişin, sürdürülebilir yenilenebilir enerji politikamızı göstermesi açısından anlamı büyük.
"ENERJİDE DÜNYADA ÖNDE GELEN ÜLKELER ARASINDAYIZ"
Bugün rahatlıkla söyleyebiliriz ki yenilenebilir enerjide dünyada önde gelen ülkeler arasında yer alıyoruz. Kaynaklarımızı verimli ve etkin kullanarak izlediğimiz politikalarımızla yenilenebilir kurulu gücünde dünyada on üçüncü, Avrupa’da altıncı sıradayız. Jeotermalde Avrupa’da birinci, hidroelektrikte ikinci, rüzgâr ve güneşte yedinci, biyokütlede ise on birinci sıradayız.
18 yıl öncesine kadar Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları arasında başat rolü hidroelektrik üstlenirken, bugün rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyokütle enerji sepetimizde her geçen gün artan ağırlığıyla yeni oyuncular olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik 18 yıl öncesine kadar Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretimi sıfır ve rüzgârda yüzde 1-2 seviyelerinde iken bugün rüzgâr ve güneşin toplam elektrik portföyü içerisindeki payı kimi zaman yüzde 20’ler seviyesine kadar gelebiliyor.
ENERJİDE ÖNEMLİ BİR DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRDİK
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızla ürettiğimiz elektriğin yüzde 33,3’ünü hidrolikten elde ederek suyumuzu enerjiye dönüştürüyoruz. 2020’nin ilk 6 ayında hidrolik kaynaklardan elde ettiğimiz elektrikle 2002 Türkiye’sinin neredeyse tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güce ulaştık. Bu önemli yükseliş dahi gerçekleştirdiğimiz dönüşümün önemini tek başına göstermeye yeter.
Hidrolik kaynaklı enerji üretiminin artmasının yanı sıra, teknolojik yenileşme ve yerlileşme adına da ciddi gelişmeler kaydediyoruz. Keban HES’deki iki jeneratörümüzü yüzde 100 yerli imkânlarla ürettik ve devreye aldık. Türk mühendislerimiz ve teknik personelimizin çalışmalarıyla üretilen jeneratör sayesinde 16 milyon Avro’luk ekipman ithalatının önüne geçtik. Ayrıca jeneratörlerimiz sayesinde yüzde 10 enerji verimliliği sağlayarak önemli bir başarı elde ettik.
"DOĞALGAZI OLMAYAN İL BIRAKMADIK"
Hatırlanacağı gibi eskiden her kış Türkiye’de “Doğalgaz vanaları kapanacak mı?” tartışması ve tedirginliği yaşanırdı. Doğalgaz arz güvenliğimizi teminat altına alarak bu tartışmaları tarihin tozlu sayfalarına gömdük. Bugün doğalgazı olmayan il kalmadı. Doğalgaz depolama, LNG ve FSRU tesisleri ile TANAP, TürkAkım gibi uluslararası boru hatlarıyla Türkiye’nin doğalgazda arz güvenliği sıkıntısı kalmadı.
Temel hedefimiz Türkiye’nin enerji ithalatını azaltmak. Yerli ve yenilenebilir enerjiyi, enerji piyasalarımızın kalbine yerleştirmek. Bu nedenle geçmişteki başarılardan daha çok geleceğe bakıyoruz. Uzun vadeli planlar yapıyor, projelerimizi kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde toplam 11.3 milyar yatırımla hayata geçirdiğimiz 52 yeni HES’in açılışını gerçekleştirdik. 26 farklı şehrimizde inşa ettiğimiz bu santrallerle bir taraftan 1,85 milyon hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılarken diğer taraftan da vatandaşlarımıza 10 binden fazla istihdam sağladık. 1439 MW kurlu güce sahip bu 52 HES ile Ardahan, Artvin, Bartın, Bayburt, Bingöl, Çankırı, Gümüşhane, Iğdır, Kars, Kırşehir, Muş, Sinop ve Tunceli’nin toplam elektrik ihtiyacı kadar üretim yapacak.
Sadece hidrolikte değil güneş enerjisinde de önemli virajları Yenilenebilir Kaynak Alanları (YEKA) ile dönüyoruz. Daha önce gerçekleştirdiğimiz YEKA’lardan farklı olarak küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri de sistemin parçası haline getirecek Mini YEKA yarışmalarımızı Ekim’de geçekleştireceğiz. Böylece hem piyasadaki oyuncu sayısını artırarak, rekabeti ve serbest piyasa koşullarını güçlendirecek hem de ciddi bir üretim elde edeceğiz. Toplamda 1000 MW kurulu güce sahip olacak Mini YEKA yarışmalarımızın her biri 10, 15 ve 20 MW’lık bölümlerden oluşacak.
Toplamda 36 farklı şehrimizde kurulacak olan santrallerle 700 binden fazla hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacağız. Sözleşme süresinden itibaren 15 yıl alım süresi vereceğimiz Mini YEKA GES-3 kapsamında toplam 74 yarışma gerçekleştireceğiz. YEKA modelimiz, lisanssız üretim desteğimiz ve diğer teşviklerimizle Mayıs’ta yüzde 5,6’ya kadar yükselen elektrik üretimindeki güneş enerjisi payımız 2020’nin ilk 6 ayında yüzde 4 civarında gerçekleşti.
"HEDEFİMİZ ENERJİDE MERKEZ ÜLKE OLABİLMEK"
Yerli ve yenilenebilir enerji üretimini yükseltmenin yanında teknolojik atılım zorunluluğunun da farkındayız. Hedefimiz, her anlamda enerjide merkez bir ülke olabilmek. Enerji teknolojilerinde ve özellikle de yenilenebilir enerji teknolojilerinde dünyada başı çekmek.
Güneşten hidroliğe, rüzgârdan jeotermale kadar her alanda teknolojik dönüşümü yerli üretim, yerli insan kaynağı ve yerli Ar-Ge ile gerçekleştirmek.
Bir taraftan yerli üretimi artırmaya çalışıp diğer taraftan teknoloji ithalatı gerçekleştirmek sürdürülebilir bir durum değil. Elektriğimizi yerli kaynaklardan üretirken, enerji teknolojilerini de yerlileştirme gayretindeyiz. Türkiye yüksek potansiyeli, genç ve yetişmiş insan kaynağı, serbest piyasa kurallarının hâkim olduğu piyasası ve siyasi istikrarıyla enerji teknolojilerinde merkez olma konusunda tüm kriterlere sahip.
"ENTEGRE GÜNEŞ PANELİ FABRİKAMIZI AÇACAĞIZ"
Sahip olduğumuz bu olumlu yatırım ve üretim atmosferiyle sadece ülkemizde değil, bölgemizde de ilk olacak entegre güneş paneli fabrikamızı Ağustos ayında açacağız. Avrupa ve Ortadoğu’daki ilk entegre güneş paneli fabrikamız, Karapınar GES ile birlikte yaklaşık 1,4 milyar dolar yatırımla üretime başlayacak. Yıllık 500 MW güneş paneli üretim kapasitesine sahip olacak tesis, bin 400 kişiye de istihdam sağlayacak. Büyük bir teknoloji merkezi olarak üretime başlayacak fabrikada 100 mühendisimiz görev yapacak. İçerisinde Ar-Ge merkezinin de kurulacağı tesis tam anlamıyla yenilenebilir enerji teknoloji üssü olarak ortaya çıkacak. Yurtiçi panel talebinin yanında ihracat imkânı da bulacak olan tesisle Türkiye adına önemli bir yatırımı daha hayata geçirmiş olacağız.
Tüm bu yatırımlar ve enerjide yükselen yerli üretim ivmemiz güçlü siyasi irade ve hedef temelli çalışmalarımızın ürünü olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’nin kendi enerjisini, kendi kaynaklarından, kendi insan kaynağı ve kendi teknolojisiyle elde etmesini sağlayacağız. Sadece yurtiçine değil yurtdışına da üretici olarak açılan bir teknoloji merkezine dönüşeceğiz. Türkiye olarak enerjide bağımsız, arz güvenliği, kaynak çeşitliliği, temiz enerji, teknoloji ve Ar-Ge ile anılan bir ülke olma yolunda ilerliyoruz.
İnanıyorum ki Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ilerlediğimiz 2023, 2053 ve 2071 yolunda Türkiye’nin enerjisi her zaman yüksek olacak. Türkiye büyürken enerjisiyle dünyaya örnek olmaya devam edecek.”