Türkgün Gündem Bakan Memişoğlu: Sağlığın bilim ve teknolojisinin gelişmesine öncülük ediyoruz

Bakan Memişoğlu: Sağlığın bilim ve teknolojisinin gelişmesine öncülük ediyoruz

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin açılışında konuştu. Bakan Memişoğlu, "Toplumumuzun güncel sağlık riskini azaltmaya yönelik adımlar atıyoruz. Sağlığın bilim ve teknolojisinin gelişmesine öncülük ediyoruz." dedi.

KAYNAK: AA

Memişoğlu, Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin açılışında yaptığı konuşmada, medeniyetin şifahane olarak tanımladığı hastaneleri aynı zamanda Türkiye'nin gerçekleştirdiği atılımların bir sembolü olarak gördüğünü ifade etti.

İstanbul'da ve Bağcılar'da yeni bir hastanenin daha hizmete açılmasının heyecanını yaşadığını dile getiren Memişoğlu, "Bağcılar ilçemizin ihtiyaçları doğrultusunda 400 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanemiz inşallah sizlere en iyi şekilde hizmet verecek. Bu sayede İstanbul Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemiz toplam 900 yataklı bir sağlık hizmet sunum kapasitesine kavuşmuş olacak." dedi.

Memişoğlu, İstanbul'un göz bebekleri olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesi ile İstanbul'u 1453'ten beri Dünya Kültür Başkenti kabul ettiklerini belirterek, "Sağlık Bakanlığı olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde İstanbul'da yaptığımız sağlık yatırımları ile bu güzel şehrimizi aynı zamanda uluslararası bir sağlık merkezi konumuna yükselttik." diye konuştu.

SSK Göztepe Hastanesinin hizmete açılmasının ardından yıllarca İstanbul'a 100 yatak ve üzeri herhangi bir sağlık yatırımı yapılmadığını söyleyen Memişoğlu, "Buna karşılık AK Parti iktidarıyla 2002'den itibaren İstanbul'a 41 devasa hastane yatırımı yapıldı. Bunların her biri vatandaşlarımıza sağlık hizmeti sunan çok değerli tesisler. Halihazırda çok sayıda hastane inşaatımız devam ediyor, yenilerini de planlıyoruz." dedi.

Memişoğlu, yine 2002'de hastanelerdeki odalarda 8-10 hastanın yattığını, tuvaleti ve banyosu bulunmayan koğuş sisteminin olduğunu hatırlatarak, "İstanbul'da kamu ve özelde bulunan yaklaşık 20 bin yatağın büyük bölümü koğuş sistemiyle hizmet veriyordu. Bugün ise tek ve iki kişilik odalarda hizmet veren bir sağlık altyapısına kavuştuk. 2025'te İstanbul'da yaklaşık 31 bin nitelikli yatak ile vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Toplam yatak sayımızı 46 bine çıkarmış bulunuyoruz." ifadesini kullandı.

"2002'de 92 bin olan hekim sayımız bugün 222 bine çıkmış durumda"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde 2002'den bugüne sağlık alanında dünyaya örnek olacak gelişim gösterildiğini vurgulayan Memişoğlu, şöyle devam etti:

"Bugün 1,5 milyon sağlık çalışanımızla, 1547 hastanemizle, 271 bin yatak kapasitesiyle sizlere hizmet veriyoruz. Sadece bir günde 2 milyon 800 bin muayene yapıyor, 18 binin üzerinde ameliyat, 500 binin üzerinde görüntüleme hizmeti gerçekleştiriyoruz. 2002'de 92 bin olan hekim sayımız bugün itibarıyla 222 bine çıkmış durumda. Nitelikli yatak kapasitemizi 18 binden 10 kat artırarak 183 bine ulaştırdık. Cumhurbaşkanı'mızın 'hayalim' dediği şehir hastaneleriyle sağlık altyapımızı en üst seviyeye çıkarttık. Pandemide ve asrın felaketi Kahramanmaraş depremlerinde, sağlık çalışanlarımızın fedakarlığıyla sağlık sistemimizin kapasitesini bütün dünyaya gösterdik."

Bakan Memişoğlu, Koruyan, Geliştiren ve Üreten Sağlık Modeli ile Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı'nın başarılı olması için gece gündüz demeden çalıştıklarını belirtti.

Vatandaşların hastalanmadan sağlıklı kalmaları için aile hekimliğini ve koruyan sağlık hizmetlerini güçlendirdiklerini söyleyen Memişoğlu, "Toplumumuzun güncel sağlık riskini azaltmaya yönelik adımlar atıyoruz. Madde, tütün ve teknoloji bağımlılığıyla mücadele ediyor, gereksiz ilaç kullanımını önlüyoruz. Sağlıklı beslenme ve nitelikli yaşamı destekliyoruz. Sağlığın bilim ve teknolojisinin gelişmesine öncülük ediyoruz." dedi.

Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yeni cihazlar geliştirdiklerini, ASELSAN'ın kalp akciğer makinesi için hayvan deneylerinin üçüncüsünü yaptıklarını, bunun da yakın zamanda hizmete sunulacağını kaydetti.

Sağlığın her şeyin önünde olduğunu belirten Memişoğlu, vatandaşlara sağlıklarına dikkat etmeleri uyarısında bulundu, hastanenin hayırlı olmasını diledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldı

Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldı

Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katılarak Türk mutfağının zenginliğine vurgu yaptı. Gastronominin kültürel kimlik üzerindeki etkilerine değinen Erdoğan, 12 bin yıllık mirasa sahip tematik liselerin önemini belirtti.

KAYNAK: İHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'nın Etiler Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ndeki etkinliğine katıldı. Programda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de hazır bulundu.
Programda öğrencilere yönelik bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Anadolu'nun, tarımın başladığı, ilk ekmeğin piştiği, zeytinin işlendiği, bereket topraklar olduğunu belirtti. Erdoğan, "Binlerce yıllık tarih ve eşi benzeri görülmemiş, bir kültür zenginliği ile iç içe olduğumuz için, ne kadar şükretsek az. Bu zenginliğin, en görünür olduğu yerlerden biri de, şüphesiz mutfağımızdır. Topraktan tabağa uzanan zincirin halkalarını; tarih, kültür, bilim, estetik, sanat ve şifa oluşturur. Bu mirasa sahip çıkmak, onu dünyada hak ettiği konuma taşımak, hepimiz için, hem bir ödev, hem de, bir vefa borcuydu" ifadelerini kullandı.

"Yemek, bir milletin kimliğidir"
 

Gastronominin son yılların yükselen yıldızı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Gastronomi, turizmin ana motivasyonlarından biri haline gelmiş, ünlü şeflerin alana yaptığı katkılarla, popüler bir kariyer seçeneği olmuştur. Ancak bunun da ötesinde gastronomi artık devletlerin sıkça başvurduğu, bir kamu diplomasisi aracıdır. Çünkü yemek, bir milletin kimliğidir, hikayesidir. Gastronominin, ülke algısını olumlu anlamda değiştirdiği gibi milli kültürü tanıtmada da etkin bir rol oynadığı hepimizin malumudur. Şahsen, Türkiye'nin, gastronomi dünyasının kutup yıldızı olması gerektiğine yürekten inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyaca tanınan yemekleri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Oysa ülkemizin her bir köşesinde, yerel ürünleriyle, pişirme teknikleriyle, kültürel unsurlarıyla, ayrı bir gastronomi dünyası mevcut. Anadolu'nun buğdayında, Akdeniz'in turunçlarında, Karadeniz'in fındığında, Ege'nin zeytininde sembolleşen, eşsiz bir çeşitliliğe sahibiz. Üstelik bu çeşitlilik, bugün dünyanın peşinden koştuğu, ‘yavaş yemek' gibi, birçok akıma da, cevap verebilecek niteliktedir" dedi.

"Mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir"
 

Türk mutfağının geniş yelpazesi, vejetaryen ve vegan tercihlere kadar her ihtiyacı karşılayan reçetelere sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, "Tüm bunlara ek olarak mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir. Küresel sağlık göstergelerine baktığımızda, batı tipi beslenmeye bağlı, kronik hastalıkların hızla arttığını görüyoruz. İşte bu yüzden tariflerimizin sağlığa olan iyileştirici etkilerini ön plana çıkarmalıyız. Bu noktada çağın ruhunu yakalayacak yeni bir anlatı kurmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Kimi zaman gastronominin, tabaktaki lezzete indirgendiğinin altını çizen Erdoğan, "Halbuki, İç Anadolu sofralarında buğdayın serüveni saklıdır. Marmara'da kurulan sofralarda, İmparatorluğun izleri ve medeniyetler etkileşiminin dinamizmi vardır. Güney Doğu Anadolu sofraları, zorlu doğa koşullarının insana kattığı ustalıkla kurulur. Doğu Anadolu sofraları, uzun kış hikayelerini, sert iklimleri ve ekolojik uyumu anlatır. Akdeniz sofraları, binlerce yıllık doğa ve insan etkileşiminin biyo-kültürel mirasıdır. Karadeniz sofraları, bahçe kültürünün, sabrın ve kolektif emeğin özetidir. Ege sofralarının baş tacı zeytinyağına, acelesi olmayan doğanın sükuneti, sadeliğin, derin anlamları eşlik eder" ifadelerini kullandı.

"12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler"
 

Türkiye'nin 7 bölgesinde hayata geçecek tematik gastronomi liselerinde öğrencilerin, bölgelerinin tüm gastronomi unsurlarını öğreneceklerini söyleyen Erdoğan, "Yani 12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler. Hem geleceğin hünerli elleri, hem de mutfağımızı küresel ölçekte hak ettiği konuma yükseltecek temsilciler olacaklar, inşallah. Reçetelerimiz, damakta lezzete, dilde duaya, kalpte şükre, sofrada, birlik ve beraberliğe dönüşür. Çorbalar, helvalar; hastalık ve ölüm gibi hayatın sert rüzgarlarını sakinleştirir. Şerbetler, pilavlar, doğumların ve düğünlerin sevincini pekiştirir. Lokmalar, insanlar arasında, müjdeli haberleri yayar. Adaklar, ihtiyaç sahiplerinin sofrasını şenlendirir. Tatlılar, her konuyu tatlıya bağlar. Dünyanın hiçbir yerinde, yaşamla bu kadar iç içe geçen ve sosyal ilişkileri güçlendiren, başka bir mutfak kültürü gerçekten yok" diye konuştu.

"Türkiye Gastronomi Liseleri sivil katılımlı bir model olacaktır"
 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de, "Bu ekosistem bütünlüğü içinde Türkiye Gastronomi Liseleri, üreticilerden yerel yönetimlere, ticari işletmelerden sivil toplum örgütlerine kadar sivil katılımlı bir model olacaktır. Bu çok paydaşlı yapı sayesinde öğrenciler, yalnızca akademik bilgiyle değil, aynı zamanda sektörel deneyimle de donatılacaktır. Her biri Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde konumlandırılacak olan bu tematik liseler, bulundukları bölgenin iklimsel özelliklerine, tarımsal zenginliğine ve kültürel mirasına uygun özgün alanlara odaklanacaktır. İtalya'nın bu alandaki güçlü temsiline alternatif olarak, daha kapsayıcı ve zengin bir öneri sunma potansiyeline sahiptir. Bu okulda üretilecek ürünlerin başta Antalya'daki beş yıldızlı oteller olmak üzere geniş bir pazara sunulması hedeflenmektedir" dedi.

Bakan Tekin, Erdoğan'a Osmanlı Mutfağı'ndan hediye takdim etti
 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, konuşmasını tamamlayan Emine Erdoğan'a, 1904 yılında Osmanlı Sarayı'nda misafirler için hazırlanan yemeğin İngilizce ve Osmanlıca yazılmış menüsünü armağan etti. Daha sonra proje yöneticileri, gastronomi araştırmacıları, şefler, STK temsilcileri ve lise öğrencisi şef adaylarının yer aldığı toplu aile fotoğrafı çekildi, Erdoğan bu karenin ardından şef adaylarını alkışladı. Projenin amacı, beklenen etkisi ve kurulacak liselerin Türk Mutfağı'nın tanıtıma yapacağı katkılar hakkında bilgiler alan Erdoğan, programın sonunda öğrencilerle özel olarak ilgilendi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *