Türkgün Gündem Bakan Tekin: Vakıflar bizim medeniyetimizin inşa ettiği bir yapı

Bakan Tekin: Vakıflar bizim medeniyetimizin inşa ettiği bir yapı

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bugün sivil toplum örgütü diye tanımladığınız genel çerçevenin içerisinde vakıflar bizim medeniyetimizin inşa ettiği bir yapı. Bizde de bu anlamda 6 bin civarında vakıf, bunların 3 bin 200 civarının tüzüğünde eğitim ile ilgili faaliyet yapmak var" dedi.

Milli Eğitim Vakfı'nın 44. yıl dönümü, Ankara'da kutlandı. Programa katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin yaptığı konuşmada, "Vakfa, Milli Eğitim Bakanı olarak tüm faaliyetlerinde destek olmak, vakıf yönetiminin yanında olmak taahhüdümü huzurlarınızda ifade etmek üzere huzurlarınızdayım. Bakanlık olarak, vakfımız ile beraber hareket edeceğiz ve bütün çalışmalarımızda onların yanında olacağız. Hepimizin bildiği gibi devlet bir kurum olarak ortaya çıkmaya başladıktan itibaren kamusal hizmetlerin yerine getirilmesi noktasında devletin bu hizmetleri yerine getiremediği durumlarda devlet adına kamusal hizmetleri ve sorumlulukları yerine getirmek üzere her medeniyet kendine ait mekanizmalar icat etmiş. Dünyanın başka ülkelerine gittiğinizde başka isimlerle, tanımlamalarla bu tür yapıları görebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Vakıflar bizim medeniyetimizin inşa ettiği bir yapı"
 

Bakan Tekin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün sivil toplum örgütü diye tanımladığınız genel çerçevenin içerisinde vakıflar bizim medeniyetimizin inşa ettiği bir yapı. Bizde de bu anlamda 6 bin civarında vakıf, bunların 3 bin 200 civarının tüzüğünde eğitim ile ilgili faaliyet yapmak var. Bu şu anlama geliyor. Milli Eğitim Bakanlığının 3 bin 200 tane destekçisi olabilecek, kendisine kamusal sorumlulukları yerine getirmek noktasında yardım talebinde bulunabileceğimiz bize destek olabilecek 3 bin 200 tane paydaşımız var demektir. Bu bir bakanlık için oldukça büyük bir zenginlik. Bu bütün vakıflara bize verecekleri destek için teşekkür ediyorum."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Amedspor ve Türk bayrağı

Amedspor ve Türk bayrağı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

• 1972–1985: Melikahmet Turanspor
• 1985–1990: Melikahmetspor
• 1990–1993: Diyarbakır Belediyespor
• 1993–1999: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
• 1999–2010: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİspor
• 2010–2015: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
• 2015–günümüz: Amed Sportif Faaliyetler

Görüldüğü gibi, kulübün zaman içerisindeki isim değişimleri bir dönüşüm sürecine işaret etmektedir. Turanspor’dan Amedspor’a uzanan bu yolculuk, yalnızca bir isim değişikliği değil; aynı zamanda kimlik ve duruş bakımından da farklı bir çizgiyi yansıtmaktadır. Ancak gelinen noktada, maalesef provokasyon ve tahriklere dönüşen bir çark hâlini almıştır.

Amedspor, Diyarbakır’daki bir spor kulübü olarak yalnızca sportif faaliyetleriyle anılmak yerine, bu ismi aldığı günden itibaren kamuoyunda sürekli olarak bölücü tartışmaların odağı hâline gelmiştir. Maçlarında İstiklal Marşı’nın ıslıklanması, bölücü sembollerin dalgalandırılması ve terörizmle ilişkilendirilen simgelerle poz veren futbolcular gibi olaylar, kulübün bölücülükle anılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, hem kendi sahasında hem de deplasmanlarda oynadığı maçlarda sürekli gerginlikler yaşanmaktadır.

Nitekim Amedspor, MKE Ankaragücü maçı öncesinde de bir tahrik unsuruna başvurmuştur. Kulübün resmî sosyal medya hesabından paylaşılan “Maça Doğru” temalı görselde, Ankara Kalesi üzerinde dalgalanan Türk bayrağı, görselde Amedsporlu futbolcunun tam o noktaya yerleştirilmesiyle örtülmüş ve görünmez hâle getirilmiştir. Bu durum, kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştır. Özellikle millî konularda oldukça hassas olan Ankaragücü taraftarlarının karşılayacağı bir maç öncesinde böyle bir paylaşım yapılması, provokasyondan başka bir anlam taşımamaktadır.

Sosyal medyada oluşan yoğun tepkiler üzerine Amedspor, “Bayrağın futbolcumuzun arkasında kalmasının tamamen tasarımsal yerleşimden kaynaklandığı açıkça görülecektir” açıklamasını yapmak zorunda kalmıştır. Ancak “bayrağımız” demeye dahi çekinen Amedspor’un ne formasında ne de sosyal medya hesaplarında Türk bayrağına yer verilmektedir. Ayrıca, millî bayramlara ilişkin tek bir paylaşımda dahi bulunmamaktadır. Bu durum, Ankara Kalesi’ndeki Türk bayrağı görselinin kaldırılmasına dair yapılan savunmayı da geçersiz kılmaktadır. Zira bugüne kadar Türk bayrağına yönelik herhangi bir hassasiyet göstermemişlerdir.

“Terörsüz Türkiye” yolunda ciddi adımlar atılırken ve iç cepheyi Türk bayrağı altında güçlendirmeyi hedefleyen çağrılar yapılırken, bu tür tahrikler ve provokasyonlar yalnızca Türkiye düşmanlarının işine yaramaktadır.

Logosunda kalp içinde Türk bayrağı bulunan Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlı olarak sportif faaliyetlerini sürdüren Amedspor’un yalnızca geçmiş sicili değil; adının kullanılış biçimi dahi bölücülüğe hizmet edecek şekilde araçsallaştırılmaktadır.

DEM Partisi’nin Türkiye partisi olma yolunda bir siyasi güzergâha girdiği bir dönemde, Amedspor’un bağlılık gösterdiği terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan dahi, “Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” açıklamasında bulunmuş; kendi kurduğu örgüte “Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısını yapmıştır.

Bu durumda Amedspor, toplumda gerginlik yaratacak provokasyonları kim adına ve ne amaçla yapmaktadır?

Madem Amedspor, Ankara Kalesi görselindeki Türk bayrağının kaldırılmasının bilinçli bir tercih olmadığını savunuyor, o hâlde bu iddiasını somut bir adımla güçlendirmelidir. Ankaragücü maçına elinde Türk bayrağıyla ya da formasında Türk bayrağı logosuyla çıkarak hem oluşan gerginliği sona erdirebilir hem de geçmişteki siciline sünger çekebilir.

Peki, Amedspor bunu yapabilir mi? Yoksa spor maskeli provokasyonlarına ve tahriklerine devam mı edecek?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *