Türkgün Gündem Bakan Tunç'tan Gezi güzellemesi yapan Kılıçdaroğlu'na tepki: Utanç verici

Bakan Tunç'tan Gezi güzellemesi yapan Kılıçdaroğlu'na tepki: Utanç verici

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gezi Parkı davası kararıyla ilgili, 'Yargı kararına saygı duymak gerekir ki o beyanlar, özellikle 'Gezi direnişinin suç olmadığını' söylemek, ona karar vermek Sayın Kılıçdaroğlu'nun görevi değil. Onun suç olup olmadığına karar verecek, Türk milleti adına karar verecek olan bağımsız yargıdır ve bağımsız yargı da karar vermiştir. Ana muhalefet partisi genel başkanının Gezi davasıyla ilgili 'utanç verici' şeklindeki nitelendirmesi bir kere onun açısından utanç verici.'

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Tunç, Kastamonu Valiliğini ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevpladı.

Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yargıtay 3. Dairesinin Gezi Parkı davası kararıyla ilgili değerlendirmesini hatırlatması üzerine Tunç, "Ana muhalefet partisi genel başkanının Gezi davasıyla ilgili 'utanç verici' şeklindeki nitelendirmesi bir kere onun açısından utanç verici." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin 2013'te en parlak dönemlerini yaşadığını, enflasyon ve faizlerin yüzde 5 seviyelerine düştüğünü, büyük projelerin temellerinin atıldığını, IMF ile defterlerin kapatılıp nükleer santral ihalelerinin gerçekleştiğini anlatan Tunç, "Enerjide, ekonomide bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz o parlak dönemde sokakları ateşe vermek isteyen, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyen bir kesim, Taksim'deki iki ağacı bahane ederek, maksat o iki ağaç değildi, kendileri de bunu zaten ifade ettiler, İstanbul'u ateşe vermeye çalıştılar ve İstanbul'da yaktıkları ateşin bütün Türkiye'yi yakacağını zannettiler ama Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde bunu başaramadılar." diye konuştu.

O dönemde sokakların, dükkanların, kamu binalarının ve araçlarının ateşe verildiğini hatırlatan Tunç, şunları kaydetti:

"Hep beraber o günleri hatırlayalım. Atatürk Kültür Merkezi'nde teröristlerin, terörist başlarının posterlerinin asıldığı o dönemi hatırlayalım. Bir kaos oluşturma ve hükümete karşı ayaklanma girişimiydi. Orada insanlar öldü, polislerimiz şehit oldu. Dolayısıyla onlarca insanın vefat ettiği, şehit olduğu, kamu araçlarının, özel araçların, vatandaşlarımızın canına ve malına zarar verildiği bu olayları bir direniş olarak, sempatik bir gösteri gibi göstermek hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez. Bu, şiddet olaylarıdır. Demokratik hukuk devleti, şiddete müsaade etmez. Hukukta şiddetin yeri yoktur, şiddet yaşam hakkının düşmanıdır."

"ANAYASA'MIZIN 9. MADDESİ AÇIK, HERKES OKUSUN"

Bakan Tunç, hukuk devletinin duruma el koyduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Yargılama süreçleri, istinaf, ardından Yargıtay sürecinde de dün itibarıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi karar verdi. Yargıtayın bu kararında beraat edenler var, cezası onananlar var. Bakıyoruz, 'Beraat edenlerle ilgili memnuniyetimizi belirtiyoruz' diyor aynı kişiler, aynı siyasetçiler. Mahkumiyet alanlar için de 'Kınıyoruz' diyorlar. Böyle bir çifte standart olabilir mi? O da aynı mahkemenin verdiği karar. Dolayısıyla burada yargı bağımsız. Anayasa'mızın 9. maddesi açık, herkes okusun. 'Yargı yetkisi tarafsız mahkemelerce, bağımsız mahkemelerce kullanılır' diyor. Anayasa'mızın 138. maddesi açık. Hiçbir organ, merci ya da kişi mahkemelere talimat veremez, mahkemelerin kararını eleştirebilir ama mahkemeleri, 'Talimatla karar veriyor' şeklinde yaftalayamaz, karalayamaz."

Bağımsız yargının bu konuyla ilgili kararını verdiğinin altını çizen Tunç, "Süreç içerisinde tüm deliller değerlendirilmiştir ve karara varılmıştır. Yargı kararına saygı duymak gerekir ki o beyanlar, özellikle Gezi direnişinin suç olmadığını söylemek, ona karar vermek Sayın Kılıçdaroğlu'nun görevi değil. Onun suç olup olmadığına karar verecek, Türk milleti adına karar verecek olan bağımsız yargıdır ve bağımsız yargı da karar vermiştir. Yargının vermiş olduğu bu karara, 'Talimatla Gezi direnişini suç yaptılar' şeklinde nitelendirmede bulunmak bir ana muhalefet partisi genel başkanına yakışmaz. Yargı kararlarını eleştirelim ama saygı duyalım." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Şu dünyanın dengesine ve adaletine bakar mısınız?

ABD Başkanı Trump, Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes çağrısında bulunuyor. Bu çağrıya yanaşmadığı için Rusya Devlet Başkanı Putin’e şu sözlerle sesleniyor:

“Ben olmasaydım, Rusya’nın başına çok kötü şeyler gelecekti. Ateşle oynuyor.”

Yüzeyden bakıldığında Trump, sanki dünya barışı için çabalıyormuş gibi görünüyor, değil mi?

Oysa tam da bu açıklamaların yapıldığı sırada, haber ajansları şu bilgiyi geçiyordu: ABD, 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nde başlayan saldırılardan bu yana İsrail’e 90 bin tondan fazla silah ve askeri mühimmat gönderdi.

İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar büyük sivil kayıplara yol açarken; ABD, hem sağladığı askeri destekle hem de siyasi tutumuyla bu vahşetin başlıca sorumlularından biri haline geldi.

Seçim öncesinde “Gazze’de barışı ben sağladım” söylemleriyle sahneye çıkan Trump, göreve gelir gelmez İsrail’e verdiği açık destekle, Gazzelilerin başka ülkelere gönderilmesini savunarak ve hatta Gazze Şeridi’nin ABD tarafından devralınabileceğini öne sürerek bu vahşetin ve soykırımın daha da artmasına zemin hazırladı.

Dünya kamuoyunda tepkiler yükselmeye başlayınca da “Gazze’ye bakıyoruz, ediyoruz, görüşüyoruz” gibi muğlak ifadelerle zaman kazanmaya çalıştı. Ancak bu sırada İsrail’in Gazze’deki vahşetleri aralıksız sürdü.

Şimdi de Trump, “Gazze konusunda Hamas’la da aynı şekilde. Bunu durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz. İsrail’le de konuşuyoruz ve tüm bunları mümkün olduğunca çabuk durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz” diyerek aynı oyalama stratejisini sürdürüyor. Görünen o ki, İsrail Gazze’de neredeyse canlı bırakmayana kadar bu “cambaza bak” oyunu devam edecek.

Gazze’de bugün, çağımızın en büyük vahşetlerinden biri yaşanıyor. Sivil yerleşimlerin kasten hedef alındığı, çocukların ve kadınların bilerek öldürüldüğü bu ortamda, uluslararası toplumun sessizliği kadar, bu vahşete doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerin tutumu da insanlık vicdanında derin yaralar açıyor. İsrail’in Siyonist tüm sapkınları “Bebeklere kadar öldürelim” diyor ve dediklerini yapıyorlar. Dünya kör, sağır olmuş izliyor.

Bu çağda böyle bir vahşet ne görüldü, ne duyuldu.

Ancak ABD ve İsrail, el ele vererek dünyanın en büyük vahşetini adeta canlı yayında insanlığa izletiyor.

Bu zulmü durdurmaya çalışanları ya da durdurma potansiyeli olanları tehdit ederek sindirmeye çalışıyorlar.

Kendi çapında İsrail’e füze atan Yemen’i de zaman zaman bombalayarak “terbiye” ediyorlar.

Gazze’de:
Bebekler ölüyor…
Çocuklar ölüyor…
Gençler ölüyor…
Kadınlar ölüyor…
Yaşlılar ölüyor…
Hayvanlar ölüyor…
Ağaçlar ölüyor…

Velhasıl, bu vahşet ortamında nefes alan her canlı sistematik olarak yok ediliyor.

Gazze’de bu vahşeti onaylayan bir ABD’nin, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta ateşkes istemesinin sebebi ne olabilir?
İnsanlık ya da dünya barışı adına olmadığı açık.

Olsa olsa, Ukrayna’yla yapılan maden anlaşmaları sekteye uğramasın diye Rusya’nın olası bir işgalini “ateşkes” adı altında frenlemek istiyor olabilirler.

Trump’un insan hayatına ne kadar değer verdiğini Gazze’deki vahşete onay verirken tüm dünya gördü.

On binlerce çocuk ve masum ölürken, vicdanında zerre kadar insanlık emaresi göstermeyen biri, şimdi kalkıp “barış” çağrısı yapıyorsa bu olsa olsa timsah gözyaşıdır.

Bir mücahit tarafından kafasının koparılmasını sabırsızlıkla beklediğimiz yaratık Netanyahu, hem öldürüyor hem de aç bıraktığı Gazzelilerle alçakça dalga geçiyor: 'Gazze’de kıtlık yok, çünkü binlerce sivili tutukladık, onları çıplak halde görüntüledik ve üzerlerinde açlık izine rastlamadık; hatta spor bile yapmıyorlar.' 

Ne diyelim yaratık Netanyahu; İnşallah bir gün masumlarla dalga geçen o iğrenç dilini eline verirler!

Bu çağda, Gazze’de hayatta kalan insanlar açlıktan ölüyorsa,

Yere batsın sizin süper gücünüz!

Yere batsın küresel nutuklarınız!

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *