Üreticiler, ayçiçeği ve buğday gibi ürünlerde kuraklık nedeniyle verim kaybı yaşarken, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) verilerine göre bölgede bulunan 6 baraj ve 31 gölette 2019 yılına yüzde 40 doluluk oranıyla girildiği, bu yıl ise aynı baraj ve göletlerde su seviyesinin yüzde 20'ye kadar düştüğü kaydedildi.
Edirne'de Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri dip seviyeyi görürken, Meriç'te kum adacıkları oluştu.
Kuraklığın yaşandığı Trakya'da yer altı suları da tükenmeye başladı.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Trakya'da yer altı sularının az bir seviyede kaldığını söyledi. Tacer, Bu gözlem istasyonlarından alınan verilere göre, eskiden sanayinin olmadığı yerlerde yer altı suyu seviyesinde 20 metrelere kadar bir düşüş vardı, şimdi bazı bölgelerde 110 metrelere kadar düşme gerçekleşmiş yani sanayinin yoğun olduğu özellikle Çorlu, Çerkezköy, Kapaklı bölgelerinde yer altı su seviyesi 110, 120 metre kadar daha derinlere düşmüş demektir. Sanayinin olmadığı yerlerde bu düşüş 20 metrelere kadar varmakta. Yani Tekirdağ'da özellikle bu bölgede tahsis edilen yer altı su seviyesinin yaklaşık yüzde 92'lik bir kısmını, büyükçe bir kısmını evsel endüstriyel kullanım için tüketiyor demektir. Bu muazzam bir tablo gerçekten önemli bir veridir. Tahsis edilen yer altı suyu seviyesinin yüzde 92'sini sanayide tüketiyoruz demektir. Tahsiste bulunan mevcut yer altı suyu potansiyelinin yüzde 80'ini oluşturuyor. Şöyle kabaca bir hesapla Tekirdağ bölgesinde 16- 17 hektometreküp kadar bir yer altı suyu seviyesi kaldı. Yani bu tüketim biçimiyle yer altı su seviyesinden artık istifade edilemeyecek noktaya geleceğiz, bu kaçınılmaz. Dolayısıyla yer altı suyu alarm veriyor. Sanayi bölgelerinde 110- 120 metre daha derinlere inmiş durumda ve bu kadar beslenmiyor. Ergene Nehri'nin ve kollarının doğal debisi ortalama 3 metre/saniye. Sanayi günde 5,3 metre/saniyelik bir su tüketiyor, yani yer altı sularının beslenmesinden çok daha fazla bir su tüketiliyor ve yer altı sularını da biz içme ve kullanım amacıyla kullandığımız zaman alarm zili çaldı demektir, çalıyor şu anda zaten. Şimdi seviyelerinin korunması, aynı zamanda yüzeysel suların korunması ile alakalı çok farklı kurumlar farklı çalışmalar yapmış. Bunlardan bir tanesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevre düzen planlarında ve imar planlarında bu tür stratejiler ortaya konulmuş. Bu bölgede en büyük kirlilik akarsuların kirlenmemesi ve yer altı sularının tükenmesidir. Yer altı sularını artık bir rezerv olarak kullanmamız lazım. Yüzeysel sulardan arıtma yoluyla endüstriyel ve evsel kullanıma öncelik vermemiz lazım bu birinci önceliğimiz.
Tekirdağ'da 30 yıldır su sondaj kuyuları açan Menderes Yıldız, bölgede 300 metrelerde ancak su bulunduğunu söyledi. Yıldız, Trakya'daki metrajların üst tabakaları kirlendiği için şu anki metrajların seviyesi 300-350 metre civarına kadar iniyor. Önceki yıllarda sanayi yoktu, sanayi olmadığı için 5 metre civarıydı su seviyesi, 30 yıl önce 5 metreydi. Ama sanayi gelince bu taraflara en düşük kuyu seviyesi 300-350 metre civarına ulaştı. Su seviyeleri de 150-160 metrelerde. Şu an da yer altında sıkıntı olduğunu zannetmiyorum. Böyle durumlarda DSİ'nin kuyuları var onlar böyle bir durum olduğunda müdahale ediyorlar. Trakya komple derin suyu buradan karşılıyor. Trakya'daki suların tamamı yer altındaki kuyulardan karşılanıyor. O yüzden DSİ bu tür durumda işletmelere müdahale etmek zorunda kalıyor dedi.