Eğitim ve istihdam arasındaki uyumu sağlama görevini yerine getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı MYK, nitelikli insan kaynağının oluşması için mesleklere standart, çalışanlara belge kazandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda; kuaför, güzellik uzmanı, ahşap mobilya imalatçı, mobilya döşemecisi, ayakkabı imalatçısı, kesimci (ayakkabı), saraciye imalatçısı, sayacı, zeytinyağı üretim operatörü, boyama operatörü, baca yağlı kanal temizleme personeli, elektrik dağıtım şebekesi test görevlisi, raylı sistem araçları elektrik bakım ve onarımcısı, raylı sistem araçları elektronik bakım ve onarımcısı, raylı sistem araçları mekanik bakım ve onarımcısı, raylı sistemler sinyalizasyon bakım ve onarımcısı mesleklerinde belge şartı 1 Ocak 2023'te yürürlüğe girecek. Bu mesleklerde, MYK Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip olmayanlar, 1 Ocak 2023'te itibaren çalıştırılamayacak.
USTALIK BELGESİ VE DİPLOMASI OLANLARDA BELGE ŞARTI ARANMAYACAK ‘Mesleki Eğitim Kanunu’na göre ustalık belgesi alanlar ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı mesleki ve teknik eğitim okullarından ve üniversitelerin mesleki ve teknik eğitim veren okul ve bölümlerinden mezun olup diplomalarında veya ustalık belgelerinde belirtilen bölüm, alan ve dallarda çalıştırılanlar için belge şartı aranmayacak. Bu 16 meslekle birlikte mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu bulunan ‘tehlikeli’ ve ‘çok tehlikeli’ sınıftaki meslek sayısı 204'e yükselmiş olacak. Konuyla ilgili gazetevatan.com’a açıklamalarda bulunan Tüketici Konfederasyonu Başkan Vekili Avukat İbrahim Güllü, “Mesleki yeterlilik belgesinin amacı, insanların o işi yapıp yapamayacağı konusunda bilgi sahibi olmasıdır. Özellikle tehlikeli işlerin olduğu sektörlerde bu husus hayati öneme sahiptir” dedi.
Avukat Güllü, “Getirilen bu düzenlemeler iş ve işçi güvenliğini esas alan uygulamalardır. Piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin güvenli ve güvenilir ortamlarda sunulması ve işinin ehli olan kişiler tarafından yapılması tüketicimizin can güvenliği açısından da önemlidir” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK VE GÜVENLİĞİ KORUMAK İÇİN ÖNEMLİ” Tüketici Kanunu’na atıfta bulunan, “Tüketiciye sunulan mal ve hizmetlerin risk taşımaması, ürün üzerinde tüketiciye açıkça bilgi verilmesi, ürün güvenliği ve denetleme mekanizmalarının doğru işlemesi gerek tüketici sağlığının gerekse tüketici haklarının korunmasının ön koşulu olarak kabul edilmektedir. Kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulması amaçlanmıştır” hatırlatmasında bulundu.
“TÜKETİCİNİN YAŞAM STANDARTI YÜKSELECEK” Mal ve hizmet sunumundaki yetersizlik ve eksikliklerin riskleri de beraberinde getireceğini dile getiren Güllü, tüketici açısından sıfır risk ve sıfır tehlike esastır diyerek, “Dünya devleri içinde rekabet de ancak mesleki yeterlilik ve ürün güvenliği ve markalaşma ile sağlanabilecektir. Teknolojinin tüm imkanlarının kullanılmasının yanında güvenliğin de sağlanması ülke menfaatleri için de son derecede önemlidir. Avrupa ile entegre olmaya çalışan ve yolda adımlar atan ülkemizde mesleki yeterlilik belgelerinin sadece tehlikeli ve çok tehlikeli alanlarda değil, her mal ve hizmet sektöründe yaygınlaşması gerekmektedir. Nitelikli istihdamın sağlanmasına, kaliteli ürün ve hizmet sunulmasına neden olan mesleki yeterlilik belgesi tüketicinin yaşam standartlarını da yükseltecektir. Mesleki yeterlilik tüketicinin firmalara yönelik güvenini de yükseltecektir” ifadelerini kullandı.