Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ana teması 'Peygamberimiz ve Çocuk' olan '2020 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası' etkinlikleri tanıtım toplantısına katıldı. Toplantı, Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Toplantıda konuşan Erbaş, çocukların kıymetini idrak etmeye, onlara karşı sorumlulukların hatırlanmasına ihtiyacın olduğu bir dönemde yaşandığını belirterek, "Peygamber efendimiz dünya hayatının süsü ve nimeti olan çocuğa yaklaşımda bizlere yol gösterici rehberdir. Bugün maalesef yeryüzünde milyonlarca çocuk, şefkatten, adaletten yoksun bir hayata mahkum edilmiştir.
''Çocukların fiziksel ve duygusal gelişiminde aile bireyinin etkisi önemlidir"
Oysa Allah Resulü, çocuklara yönelik şiddet, istismarın sıradanlaştığı dönemde, çocukların haklarını savunmuş, gayret ve mücadele ortaya koymuştur. Çocuklarını öpmekten çekinen bir sahabeye, 'Allah senin kalbinden merhameti çıkarıp almışsa ben ne yapabilirim ki' demiştir. Peygamber efendimizin bir baba, bir eğitimci olarak çocuklara yaklaşımını doğru bir şekilde tespit etmek ve çocukları bu doğrultuda yetiştirmek hepimizin en önemli görevlerinden birisidir. Çocukların fiziksel ve duygusal gelişiminde aile bireyinin etkisi önemlidir" dedi.
"Şimdi çocukların akılları ermeye başladı''
Erbaş, iletişim vasıtalarının yaygın olmadığı zamanlarda çocukların gözünde en iyi insanın anne ve babaları olduğuna vurgu yaparak, "Şimdi çocuklar daha akılları ermeye başladığı andan itibaren, kendisine kimler daha çok iyi, örnek kişi olarak lanse ediliyorsa, tüm algıları o tarafa doğru dönmüş oluyor. İslam ahlak ilkelerine göre çok değerli olmayan kişiler, onun gözünde çok değerli, örnek alınması gereken kişiler olarak algı oluşturulabiliyor" ifadesini kullandı.
''Kol kola çalışmalıyız''
Erbaş, çocukların huzurlu bir geleceğe hazırlanması husunda, toplumun bütün fertleri ve kurumlarına büyük görevler düştüğünü belirterek, "Bilhassa siber suçlar, terör örgütleri, bağımlılık tacirleri gibi, çağın tehdit ve tehlikelerinden çocukların korunması, istismarların önüne geçilmesi, eğitimden emniyete, sivil toplumdan medyaya kol kola çalışmayı zorunlu tutmaktadır.
''Çocukların istismara maruz kaldığı çağ, insanlık sınavını kaybetmiştir''
Özellikle medya kuruluşlarımızdan daha büyük bir hassasiyet beklediğimi ifade ediyorum. Yayınlarımızda çocuklarımızı ve aile değerlerimizi özenle korumamız gerektiğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Geleceğin umutları olan çocuklarımız öz değerlerimizle beslemeliyiz. Çocukların ötelendiği, istismara maruz kaldığı, hatta sadece kız evlat olduğundan dolayı ayrıma tabi tutulan bir çağ, merhamet ile insanlık sınavını kaybetmiştir. Biz o çağa 'cahiliye çağı' diyoruz da bugün aynı anlayışı taşıyan insanları nasıl affedebiliriz? Ayni cahiliyeyi o da taşıyor. O özelliği, o duyguyu demek ki 15 asır sonraya taşıyabilen insanlar halen daha var. Bu çağa nasıl merhamet çağı diyebiliriz?" diye konuştu.