Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
En güzel sevda ve dava şiirlerinin merhum Karakoç'un hatırlatmasını yeni nesillere armağan ediyoruz. Merhum Zarifoğlu'nun mücadelesini de gençlerimize emanet ediyoruz. Şairi yazarı azalan bir millet kalbi ve damarları kuruyan bir insan gibidir. Bir süre sonra yok oluşu kaçınılmazdır.
Uzun bir aradan sonra yüz yüze gerçekleştirdiğimiz Kabine toplantımız az önce sona erdi. Toplantımızda normalleşme takvimi sürecinde attığımız adımların değerlendirmesini yaptık.
Türkiye aynı kararlılıkla yoluna devam ediyoruz. Bu musibetin kökü tamamen kazınana kadar maske mesafe temizlik ilkleri çerçevesinde düzenlememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
2023 sürecini yakınlaşmaya en yakın dönemdeyiz. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşaasında adeta son dönemece giriyoruz.
ALINAN YENİ KARARLAR
Bu haftadaki toplantımızda aldığımız kararlar şu şekilde:
Lokanta kafe, gibi işletmelerin kapanış saati 22'den 24'e uzatılmıştır.
Gösteri gibi işletmeler 1 Temmuz'dan itibaren faaliyet geçebilecektir. 65 üstü yaşları 10 ile 20 arasında dışarı çıkabilecektir.
18 yaş altı kısıtlaması ile ebebeynlerinin yanında olma şartı ile tümü ile kalkmıştır.
Nikah salonları 15 haziran, düğün salonları ise 1 Temmuz'dan itibaren belirli kurallar çerçevesinde hizmet vermeye başlayabilecektir.
Sinema, tiyatro, gösteri merkezi gibi işletmeler 1 Temmuz'dan itibaren belirlenen kurallara göre faaliyete geçebilecektir.
Aldığımız kararların milletimize faydalalı olmasını istiyoruz.
Bugüne kadar sağlık yardımı veya ihracat izni talebine karşılık verdiğimiz sayı 125'i bulmuştur. Hekimlerimizin, korona tedavisinde etkin şekilde kullandığı ilacı TÜBİTAD çatısı altında çalışan bilim insanlarımız kendileri üretmeye başladı. Çalışmaların ardından ilaç kullanıma başlayacaktır.
Dünya ticaret örgütünün darılmanın 2020 yılında %13 ila%32 oranında gerçekleşeceği yönündedir. Sonuç olarak 2020 yılında dünya genelinde büyük üretim kayıpları, milli gelirlerde düşüşler işsizliklerde yükselmeler bekleniyor.
Özellikle ABD ve Avrupa'da oldukça yüksek miktarda açıklanan destek paketlerine rağmen ekonomilerinde yükselmenin oldukça yavaş olduğu gözleniyor. Kayıpların gelecekte ağır sonuçları ortaya çıkaracağına inanılıyor.
Sağlam ekonomik yapımız sayesinde tüm vatandaşlarına ücretsiz imkan sunabilen nadir ülkelerden biri olduk.
EKONOMİK TEDBİRLER
Eğitim, sağlık, adalet, emniyet demiştik. Bu 4 temel taşı yerine koyduk. Üstüne ulaşım, tarım, enerji ve dış politikayı ekledik. Bütün bunlarla Türkiye daha da güçlenen ve ileri yürüyen bir ülke oldu.
5,5 milyon ailemize bin lira nakdi yardımda bulundu.
Çalışanlarımızı korumak için işten çıkarmayı yasakladık hem de kısa çalışma ödeneğiyle işletmelerin maliyetini hafiflettik.
Ücretsiz izne ayrılanlarla kısa ödeneğinden yararlananlara aylık 1177 lira nakdi ücret desteği vermeye başladık. 1 milyon sayısına ulaştık.
Ekonomik istikrar kalkanı gibi paketi devreye alabildik. Dışarıdan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan şirketlerimize, esnafıma ve vatandaşlarımıza destek olduk.
Konutta tarihin en düşük maliyetleri içeren bir finansman desteğini geçtiğimiz günlerde devreye aldık. Gerek ekonomik istikrar kalkanı gerekse normalleşme dönemi destekleriyle devreye aldığımız adımlar Türkiye'nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam durumda olduğunu gösterdi.
Önümüzde bu kazanımları özellikle istihdamda gerçekleştireceğimiz sıçrama ile taçlandırmak var. Bunun için Türkiye'nin istikrar kalkanı adıyla çok detaylı ve kapsamlı bir reform paketi hazırladık.
Sürecin en önemli göstergelerinden olan kısmi ya da esnek çalışma alanında iş gücü piyasamızı daha da verimli hale getirecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Özellikle genç istihdamı için, 25 yaş altındaki gençlerin istihdamı destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını destekleyeceğiz. 25 yaş altı gençlerin ve 50 yaş üstündekilerin kolayca şekilde istihdam edilmelerini sağlayacağız.
Bunun yanında çalışanlara tamamlayıcı emeklilik sigortası sunacak bir çalışma başlatıyoruz. Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları korunacak. Tamamlayıcı emeklilik sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınabilmesini sağlayacağız. Böylelikle çalışanlarımız emeklilik sürecinde daha da rahat edecekler.
Esnafımıza küçük işletmelerimize, yatırımcılara uygun maliyetli ve kaynak sağlayacak bir sistem kuracağız. Türkiye'nin istihdam kalkanını hızlıca devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini de 2022'de yürürlüğe sokacağız.
Bütün bunlar devam ederken bir diğer taraftan devlet terörle de mücadelesini veriyor. Dağda taşta her yerde.
Bütün bu yatırımlar aynen devam ediyor. Türkiye bütün bu alanlarda güçlenen bir ülke. Ve bu mücadele devam ettiği şekilde ki Güney Doğu'da Doğu'da eski sıkıntılı anlar kayboldu. Tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye'nin diğer tarafta da istihdam kalkanı ile çalışmalarını Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız hem de Hazine ve Maliye Bakanlığımız etraflıca paylaşacak.
Belki 2. çeyrekte olumsuz gelimeler olabilir ama 3. ve 4. çeyrekte biz bu büyümeyi sağlayacağız. Bu tabloda salgın döneminde firmalarımızın kısmen de olsa üretimine ve ihracatına devam etmelerinin faydaları var. Bakan ABD'de 45 milyon işsiz var. Türkiye bu şartlara rağmen dimdik ayakta duruyor. Yurt içindeki talepteki, ihracattaki ve beklentilerdeki iyileşmeye paralel olarak toparlanma yerini hızlı bir büyümeye inşallah bırakacaktır.
Gıda fiyatlarındaki şişkinliği giderek tedbirleri de alacağız. Amacımız 2020'de yüzde 8,5 olarak belirlenen enflasyonu kademe kademe düşürerek 2021'de yüzde 6'ya 2022'de inşallah yüzde 5'in altına indirmektir.
Borsa İstanbul Endeksinin tekrar 110 bin seviyelerine çıkması bizi diğer ülkelerden pozitif ayrıştıran bir başka faktördür. Birileri zil takıp oynuyordu. Bak Borsa İstanbul ne hale geldi. Bunu da söyle, büyümeyi de söyle. Daha çok güzel şeyler göreceksiniz.
Tüm bu göstergeler normalleşme dönemine Türkiye'nin ekonomik açıdan güzel girdiğini gösteriyor. Aziz Milletim Türkiye olarak son dönemde salgınla mücadelenin yanı sıra dış politika da başarılara imza attık. Biz tüm dünya ile benzersiz dayanışma gösterdik. Her kıtadan her inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Ayrım yok. 128 ülkeden 80 bin vatandaşımızı salgın döneminde Türkiye'ye getirerek ailelerine kavuşturduk.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin getirdiği avantajları çok iyi kullanarak içerde verdiğimiz başarılı mücadeleyi dış politika sahasına da yansıttık. İdlib'de Rusya ile 5 Mart'ta imzaladığımız muhtıra sonrasında tesis ettiğimiz sükunet ortamının bozulmasına izin vermedik. Her ne kadar Rejim güçleri provokasyonlarını artışmış olsalar da İdlib'in tekrar bir çatışma ortamına sürüklenmesine göz yummayacağız. Süreci yakından takip ediyor gereken tüm önlemlerini alıyoruz.
TERÖRLE MÜCADELE
Terör örgütünün ekmeğinin peşindeki işçiyi, insanımıza yardım götüren Vefa Destek gruplarını hedef alan kalleş eylemleri içerdeki ve dışardaki sıkışmışlığın en bariz ifadesidir.
Kahraman güvenlik güçlerimizin mücadeleleri, istihbarat birimlerimizin katkıları, SİHA'ların desteği ile bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz.
Son teröristte etkisiz hale getiriline kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Libya'daki soruna askeri çözüm bulunamayacağını petro dolarlarla Libyalıların iradesinin satın alınamayacağını artık herkesin kabul etmesi gerekiyor. Türkiye'nin kimsenin toprağında gözün yoktur. Libya'nın güvenliğini ve esenliğini istiyoruz. Libya meselesi Türk savunma gücü yanında ülkemizdeki muhalefetin çapını da göstermiştir. Muhalefetin milletimizin çıkarlarını korumak gibi bir durumu olmadığını bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Libya'nın özellikle Türkiye'nin Libya hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasından dahi rahatsız olmuşlardır. Doğu Akdeniz'de petrol arama faaliyetlerimize Rumlarla aynı tepkiyi vermişlerdir.
BM'nin tanıdığı Libya hükümetine terörist iftirasını atacak kadar ileri gitmişlerdir. Ülkemizin Libya'da çamura saplanması, başarısız olması için çok bekledirler. Türkiye ve Libya halkı olarak tarihi bir başarıya imza atarak hamdolsun bunların heveslerini bir kez daha kursaklarında bıraktık bırakacağız.