Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ortak basın toplantısı yaptı.
Bağdadi'nin yakın çevresinden 13 kişinin yakalandığını açıklayan Cumhurbaşkan Erdoğan , "İlk etapta sadece El Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik derdest ettik. Şu anda cezaevlerimizde 1150'yi aşkın DEAŞ'lı var." dedi.
'NETİCELER HER ŞEYİYLE ORTADADIR'
Bağdadi'nin yakın çevresinden 13 kişinin yakalandığını belirten Erdoğan, ''DEAŞ’a karşı şu anda dünyada Türkiye’den çok daha güçlü bir tavır koyan ikinci bir ülke yoktur. DEAŞ ile mücadelede şu ana kadar aldığımız neticeler her şeyiyle ortadadır. Biz sadece El Bab’ta 3 bine aşkın DEAŞ’lığı etkisiz hale getirdik. Cezaevlerimizde 1150’yi aşkın DEAŞ’lı var. En son Bağdadi’nin ablasını Azez’de eşiyle beraber yakaladık. Şimdi en son 13 tane en yakın çevresini yakaladık ve onlar da şu anda elimizde. Asla buradan taviz vermeyiz. Eğer bu mücadeleyi vereceksek kararlı vereceğiz, çünkü burada insanlığın huzuru yatmaktadır, menfaati yatmaktadır.'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasında, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 4'üncü Toplantısı vesilesiyle Macaristan'da bulunduklarını belirterek, gerek dar çerçevede gerek heyetler arası yapılan ve en sonunda 10 maddelik bir anlaşmayla nokta koyulan görüşmelerin, her iki ülke arasında hayırlara vesile olmasını diledi.
Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, Başbakan Orban ile de görüştüklerini anımsattı. Erdoğan, gerek bakanların birbirleriyle yaptıkları görüşmeler gerekse Başbakan ve dışişleri bakanlarıyla dar çerçevede yapılan görüşmelerin gelecek için çok ciddi neticeler vereceğine inandığını kaydetti.
Stratejik iş birliğinin ilerletilebilmesi için atılabilecek adımların neler olduğunun üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, "Gerek siyasi, gerek askeri alanda gerek güvenlik alanında göç konusu zaten en önemli adımlardan bir tanesi. Ekonomik, kültürel, ticari tüm bu alanlarda neler yapabileceğimizin üzerinde durduk. Eğitim, kültür, karayolu taşımacılığı, sosyal hizmetler gibi çeşitli alanlarda imzaladığımız 10 belgeyle, ilişkilerimizin hukuki zeminini güçlendirdik. 2018 yılında 2,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen ticaret hacmimizi 6 milyar dolar seviyesine çıkartmak için Sayın Başbakan ile aramızda bir irade birliği var. Bu tabii çok çok önemli. Macaristan-Türkiye bunu gerçekleştirmeye bana göre muktedirdir." diye konuştu.
İş adamları arasında dayanışma çağrısı
Türk girişimcilerin Macaristan'daki faaliyet ve yatırımlarını memnuniyetle takip ettiğine değinen Erdoğan, "Biraz sonra Macaristan'dan 15 iş adamı, aynı şekilde Türkiye'den de iş adamları birlikte yuvarlak masa toplantısını gerçekleştireceğiz. Bu toplantıyla birlikte iş adamlarımızın birbirleriyle dayanışma içinde ne gibi adımlar atabileceğini, hatta hatta üçüncü ülkelerde neler yapılabileceğini ki Sayın Başbakan Afrika'da atılabilecek adımların üzerinde durdular. Bizim de önem atfettiğimiz bir konudur. Macar makamlarının da iş adamlarımıza gereken her türlü kolaylığı yapacağına inanıyorum. Aynı şekilde Türkiye olarak biz de Macar müteşebbislere her türlü kolaylığı salamakta kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, savunma sanayisi alanında da gelecek dönemde çeşitli projeleri hayata geçirmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Ortak tarihi ve kültürel mirasın korunması noktasında da Macaristan ile örnek iş birliği içerisinde bulunulduğunu kaydeden Erdoğan, geçen yıl ekim ayında Başbakan Orban ile restorasyonu tamamlanan Gül Baba Türbesi'nin açılışını yaptıklarını anımsattı ve türbeyi ziyaret edenlerin sayısında önemli artış olduğunu öğrendiğini söyledi.
Maarif Vakfına ait okulun faaliyete geçebilmesi için Macaristan Hükümeti'nin sağladığı destek dolayısıyla Başbakan Orban'a teşekkür eden Erdoğan, Macaristan'ın resmi müfredatını temel alan okulun Eylül 2020'de eğitim öğretim faaliyetlerine başlayacağını bildirdi.
"Bizim için ziyadesiyle kıymetlidir"
"Macaristan'ın ülkemizin Avrupa Birliği üyelik sürecine sağladığı destek, bizim için ziyadesiyle kıymetlidir." diyen Erdoğan, "Gerçekten Sayın Başbakanın bu konuda vermiş olduğu desteğe her zaman için müteşekkirim, bunu özellikle ifade etmek isterim. Avrupa Birliği'nin son dönemde ülkemize karşı izlediği tutum şüphesiz ki yapıcı olmaktan uzaktır. Birkaç üye ülkenin ikili meselesinin Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini rehin almamalıdır. Birlik, bu tutumuyla esasen kendi çıkarlarına da zarar veriyor. Türkiye'nin tam üyeliğinin Birliğe katacağı değerin layıkıyla kavranması gerekiyor." diye konuştu.
Vişegrad Dörtlüsü ile ilişkileri daha da geliştirmeye kararlı olduklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Görüşmelerimizde, Sayın Başbakan'a Barış Pınarı Harekatı'mıza verdiği destekten dolayı şükranlarımızı ifade ettim. Özellikle şu anda ülkemizde 4 milyon mülteci var. Bunun 3 milyon 650 bini Arap, Ezidi, Keldani, Arami, 350 bini de Kürt'tür ve bunların ciddi bir sayıda özellikle Avrupa'ya göç etmesi mümkün. Fakat biz bugüne kadar aramızdaki dayanışmanın gereği olarak hep bu süreci sabırla atlattık ve şu anda yine bir Güvenli Bölge ihdası için çalışmalarımızı yapıyoruz. Güvenli Bölge ihdasıyla da atmak istediğimiz adım, bizdeki mültecilerin kendi evlerine, topraklarına dönmesini sağlamaya yöneliktir."
Güvenli Bölge konusu
BM Genel Sekreteri'nin bu konuyla ilgili İstanbul'a geldiğini ve kendisiyle bir görüşme yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bu görüşmede bir uluslararası donörler toplantısı yaparak Güvenli Bölge konusunda bir adım atılması yönünde çağrıda bulunduğunu anımsattı.
BM Genel Sekreterinin de kendisine verilen evrak, proje ve planlar üzerinde çalışma sözünü verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii bundan sonraki süreci de Dışişleri Bakanı'm bizzat yakından takip edecektir. Macaristan'ın terörle mücadelemizde gösterdiği ittifak dayanışması, stratejik ortaklığımızın ne kadar kuvvetli temellere dayandığını göstermiştir. Az önce Sayın Başbakan'ın ifade ettiği gibi bizler NATO'da beraberiz. Bu ne demektir, bizler aynı zamanda stratejik ortağız. Stratejik ortakların terör örgütleriyle beraber olması mümkün mü? Ama maalesef bazı stratejik ortakların terör liderleriyle yapmış oldukları ne yazık ki görüşmeler, onlarla birlikte yapmış oldukları dayanışmalar var. Bunlar biz ciddi manada üzmüştür. Çünkü uluslararası teröre karşı mücadele vereceksek, o zaman uluslararası terörle mücadelede NATO üyelerinin böyle bir görüşmeyi yapması affedilebilir değildir."
DEAŞ'a karşı şu anda dünyada Türkiye'den çok daha güçlü bir tavır koyan ikinci bir ülkenin olmadığını, şu ana kadar alınan neticenin gösterdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"İlk etapta sadece El Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirerek derdest ettik. Şu anda cezaevlerimizde 1150'yi aşkın DEAŞ'lı var. İşte en son Bağdadi'nin ablasını Azez'de eşiyle beraber yakaladık, şu anda bizde. Aynı şekilde eşini yakaladık, bizde. Şimdi en son 13 tane en yakın çevresini yakaladık, onlar da şu anda elimizde. Biz DEAŞ ile mücadeleyi böyle veriyoruz ve bunu vermekte kararlıyız. Asla bundan taviz vermeyiz. Çünkü terörün ve teröristin iyisi, 'benimki, seninki' anlayışı olmaz. Eğer bu mücadeleyi vereceksek kararlı vereceğiz. Çünkü burada insanlığın huzuru, menfaati yatmaktadır. Şu ana kadar bunu sürdürdük. Bundan sonra da sürdüreceğiz."
"Barış Pınarı Harekatı sayesinde terörle mücadele kararlılıkla sürüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 yıla yaklaşan Suriye krizinde 1 milyon insanın hayatını kaybettiğini, 12 milyon Suriyelinin de evlerini terk etmek zorunda kaldığını anımsatarak, Birleşmiş Milletler hesaplamalarına göre bu insanlar için Türkiye'nin kendi bütçesinden 40 milyar dolar harcadığını belirtti.
"Ülkemiz bu yükü tek başına kaldıramaz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peki 'Avrupa Birliği'nden size ne geldi?' diye soracak olursanız, cevabını vereyim Avrupa Birliğinin bize vermiş olduğu söz, 2015 yılı için 3+3 milyar avrodur ama bundan bize gelen sadece 3 milyar avro olmuştur. Ne zaman görüşsek, 'Projelendirdik, geldi, geliyor' hala gelen bir şey yok."
Yardımlar gelse de gelmese de varil bombalarından kaçan insanlara, Türkiye'ye sığınan insanlara her türlü desteği vermek zorunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, şu anda buna yönelik çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.
Barış Pınarı Harekatı sayesinde terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika ile 120 saatlik bir teröristleri bölgeden çıkartma sözü aldık, mutabakatı böyle sağladık. Ardından Rusya ila Soçi Mutabakatı yaptık, onlarla da 150 saatlik bir mutabakattı fakat ne Amerika 120 saatlik sürede bu teröristleri bölgeden çıkarabildi ne de Rusya 150 saatlik süre içerisinde maalesef bu teröristleri bölgelerden çıkarabildi. Tabii şu anda bu bölgelerden bunlar çıkartılmadığı için de özellikle DEAŞ, YPG/PYD/PKK ile mücadele kararlı bir şekilde sürüyor." şeklinde konuştu.
DEAŞ'lı teröristlerin durumu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "151 ülkeden 76 bin kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koyduk. Kim bunlar? Bunların içinde DEAŞ var, diğer teröristler var. Şu an hapishanelerimizde 737'si yabancı uyruklu olmak üzere 1149 DEAŞ'lı var." diye konuştu.
Barış Pınarı Harekatı sırasında terör örgütü PYD'nin cezaevlerinden çıkardığı çoğunluğu kadın ve çocuk 270 DEAŞ'lıyı tekrar cezaevlerine yerleştirdiklerine değinen Erdoğan, yakalanan DEAŞ mensuplarıyla ilgili değerlendirmelerin devam ettiğini anlattı.
Macaristan'ın Türk Konseyi'nde gözlemci olarak bulunması
Macaristan'ın geçen yıl eylül ayında Türk Konseyi'ne gözlemci olarak katılmasından mutluluk duyduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Macaristan'ın Türk Konseyi'ne gözlemci üyeliğinin ve Budapeşte'de açılan Türk Konseyi Avrupa Ofisi'nin, Orta Asya ve Kafkasya coğrafyasında iş birliğimizin daha da kuvvetlenmesine vesile olacağına inanıyorum. Kısa süre önce de değerli dostumla Bakü'de bir aradaydık. Orada görüşmelerimizi yaptık, bugün de buradayız. Yani birbirimize uzak değiliz, 2 saat süreyle Ankara'dan buraya geldik. Bundan sonraki süreçte de bu yakınlığımızı fiziki değil aynı zamanda gönülde taçlandırdığımızı biliyorum ve bu ifadelerimi kullanmak istiyorum."
"Misafirlerimize ev sahipliğine devam edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Destek gelse de gelmese de misafirlerimize (Suriyeli) ev sahipliğine devam edeceğiz. Baktık bu iş olmuyor, kapıları açmak zorunda kalırız." ifadelerini kullandı.
ABD ziyareti konusu
ABD ziyareti ile ilgili de Erdoğan, şunları kaydetti:
"İkili ilişkilerimiz başta olmak üzere bölgesel sorunları ele alacağız. Görüşmede S-400, Patriot ve F-35 konuları yer alacak."
"Mazlum Kobani denilen adamın Bağdadi'den farkı yok"
Sadece terör örgütlerinin başlarında olanları öldürmekle terörün bitmediğini belirten Erdoğan, "Stratejik ortaklığın gereğini yerine getiremezsek bugün bizi vuran terör, yarın bir başka ülkeyi vuracaktır." dedi.
Erdoğan, "Mazlum Kobani denilen adamın Bağdadi'den farkı yok. Bağdadi ne kadar önemli bir teröristse Mazlum Kobani de o kadar önemli bir teröristtir." şeklinde konuştu.
"S400'ü aldık bu iş bitti"
S400'ün alındığını ve bu işin bittiğini belirten Erdoğan, "Ama Amerika bize Patriot verecekse şartların uygun olması halinde alabiliriz. Bunu da kendilerine teklif ettik." şeklinde konuştu.