Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen İlim Yayma Ödülleri Takdim Töreni'ne katıldı. Başkan Erdoğan, tören sonrası açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
"Vefat haberini derin bir teessürle öğrendiğimiz aziz kardeşim Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf'a Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Tek parti faşizmi döneminde yasakların ve baskıların altında ezilen milletimiz Demokrat Parti iktidarıyla adeta yeniden kendini bulmuştur. Milletimiz demokrasinin kendisine sağladığı özgürlük iklimine samimiyetle sahip çıkmış, bugüne kadar da aynı hissiyatla safını korumuştur. Her ne kadar darbe dönemlerinin ardından cemiyetin çalışmaları bir süre engellenmiş olsa da şartlar düzeldiğinde faaliyetler yeniden hızlanmıştır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü hem maddi hem manevi alanda yetiştirmek üzere kurulan cemiyetimizin kuruluşunun 72. vakfımızın kuruluşunun 50. yıl dönümünü geride bıraktık.
Milletimiz kendi inanç ve medeniyet şuurunun mührünü vurduğu kurumları vasıtasıyla evlatlarına sahip çıkmıştır. İlim Yayma Cemiyeti'miz de işte bu uyanışın meyvelerinden biridir. Bu kardeşiniz de bir İlim Yayma meyvesidir. (İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı) Yurtları, bursları, eğitim merkezleri, örgün ve yaygın eğitim kurumları, üniversitesiyle iftihar verici bir müessesedir.
Biz, kendi kavramlarımızı kaybettiğimiz ve yenilerini üretemediğimiz için fikir kuraklığı yaşıyoruz. Son dönemde, yabancı sosyal medya platformlarının kullanımının yaygınlaşmasıyla ahlaki açıdan ciddi bir erozyon hatta yozlaşma yaşandığını görüyoruz. Bir milletin varlığını sürdürebilmesi ve geleceğine güvenle bakabilmesi yetiştirdiği nesillerin donanımına bağlıdır. Kendi evlatlarımızı teknolojiyle birlikte hızla bünyemizi saran yeni iletişim mecralarının sinsi, yıkıcı ve olumsuz etkilerine karşı korumak zorundayız.
Geçtiğimiz asırda 3 önemli gelişme köklü değişikliklere yol açtı; otomobil insanları sokağa çıkardı, televizyon insanları yeniden eve kapattı, internet, insanları dijital bir dünyaya hapsetti. Aile kurumuna saldırılara bu gözle de bakmalıyız, hırsının, nefsinin kölesi nesilden helal rızk çıkmaz. Eskiden çocuklara hayatın içinde nasıl davranması gerektiği kurallar öğretilirdi. Bir kişi sabah nasıl kalkacak, yemeğe nasıl oturacak, büyük ve küçüklere nasıl davranacak, velhasıl nasıl yaşayacak, bunun çerçevesi zihnine ve gönlüne nakşedilirdi. bu yapı 1. Dünya Savaşı'ndan sonra yıkıldığı için uzunca süre pusulasız kaldık. 2. Dünya Savaşı sonrasında İslam dünyasında pek çok bağımsız devlet olsa da bunun kağıt üzerinde kaldığını biliyoruz. Bu devletleri yörüngelerinde tutanlar terörden darbeye kadar her yolu denedi.
1947'deki Filistin'i düşünün bugünü düşünün nasıl sömürdüler. Dünya Siyonizmi Filistin'de yaşananları nasıl belirlediyse daha da ileri getirme gayretinde. türkiye de payına düşeni aldı. Ülkemizdeki darbeleri "bizim çocuklar başardı" diye kendi yöneticilerine belirttiği gerçek budur. Gezi'deki olaylar, 15 Temmuz ihaneti, 2018'den beri ekonomik anlamda gördüğümüz bu hayasız akını, göğsümüzü siper ederek durdurduk. Biz güçlendikçe umutlarını bize bağlayan dostlarımızın da güvenleri artıyor. Geçmişe göre çok daha farklı ve olumlu bir hava vardır. Karabağ'ın işgalden kurtuluşu bu havayı güçlendirdi. Gazze'deki katliamların önüne geçeceğimiz günler de yakındır.