Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şam Büyükelçiliğimiz bugün faaliyete geçiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şam Büyükelçiliğimiz bugün faaliyete geçiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Erzurum 8. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Suriye krizindeki tutumlarının doğruluğunu vurgulayarak muhalefetin eleştirilerine cevap verdi. Erdoğan, Suriye'deki kardeşlerini ölüme terk etmeyerek nasıl doğru bir adım attıklarını bugün daha iyi anladıklarını belirtti. Ayrıca, Şam Büyükelçiliğini yeniden faaliyete geçireceklerini ve Suriye halkının yeniden imarı ve kalkınması için destek olacaklarını söyledi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Erzurum 8. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Kongrelerimizin partimiz için, davamız için, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bizim kongrelerimiz düğün gibidir, şölen gibidir, bayram gibidir. Erzurum'un bütün vefakar insanlarına selamlarımı, muhabbetlerimi gönderiyorum. 31 Mart seçimlerinde bize bir kez daha sahip çıktığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Bu güne kadar size mahcup olmadık. Teşekkür borcumuzu daha çok çalışarak ödedik. İnşallah aynı şekilde yola devam edeceğiz. Erzurum'un hak ettiği yere gelmesi için elimizden geleni yapacağız.

EİT 2025 TURİZM BAŞKENTİ: ERZURUM

Erzurum'un irtifa kaybına gönlümüz razı gelmez. Erzurum'u dünyaya açmamız lazım. Erzurum, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 yılı turizm başkenti seçildi. Bu önemli organizasyonun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Erzurum'a modern bir spor tesisi kazandırmak istediğimizi söylemiştim. 20 bin kişilik stadyumu programa aldık, hazırlıkları tamamladık. Yakında yapımına başlayacağız.

KİLİT ÜLKE TÜRKİYE

Dünyamız ve bölgemiz son dönemde gerçekten sancılı günler yaşıyor. Küresel sistem son 80 yılın en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya. Koronavirüs salgını her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı. Türkiye'nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor. Rusya-Ukrayna savaşı 4'üncü yılına girecek. İsrail'in Gazze katliamları 440 gün oldu. 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit edildi. Ateşkese rağmen İsrail, Lübnan'ı taciz etmeye devam ediyor. Bu savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor. Türkiye bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor. Bölgenin kilit ülkesi kimliğiyle öne çıkıyor. Etrafımızdaki yangının ülkemize sıçramasına asla müsaade etmedik. Bütün bu muhataralı süreçleri başarıyla yönettik, yönetmeye devam ediyoruz.

HEDEFLERİMİZE ÇOK YAKLAŞTIK

Biz bu dönemde asrın felaketi denilen 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık. Depremin Türkiye ekonomisine faturası 104 milyar dolar. Bu sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı gelip geçicidir. Türkiye hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir. Türkiye'yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh günler bekliyor. Biraz daha sabredersek her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız.

BUNLARDAN BİR ŞEY OLMAZ

Ülkemizde başını muhalefetin çektiği bir kesim dönemsel sıkıntıları abartarak millete karamsarlık aşılıyor. Milletle aynı sevinci paylaşmak, aynı yolda yürümek yerine rüzgargülü misali yönlerini oraya dönüyorlar. Bunlardan bir şey olmaz. Milletin kazanmasına tahammülleri yok. Ülkenin kazanmasına tahammülleri yok. Cehalet adeta paçalarından akıyor. Dünyada ne oluyor bilmiyorlar. Sınırlarımızın ötesinde olanlar umurlarında değil. Saplantılarının esiri olmuşlar.

SURİYE'DE HALK DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİ

Geçtiğimiz günlerde Suriye'de bir halk devrimi gerçekleşti. Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne sebep olan Esed, 1 gecede kaçmak zorunda kaldı. Suriye halkı bizleri de gururlandıran muhteşem bir zafere imza attı. 13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla, heyecanla bakıyor. Suriyeli mazlumlar kendilerine kol kanat geren Türkiye'ye teşekkür ediyor, dua ediyor. Ay yıldızlı al bayrağımız ÖSO bayraklarıyla yan yana. Suriyeli mazlumlar 'Allah Türkiye'den, Türk milletinden razı olsun' diyor. Ama birileri buna tahammül edemiyor. Akla ziyan komplo teorileri üretiyorlar. Burunlarının ucunu göremeyecek kadar cehalet çukuruna batmışlar, güya Suriye'deki büyük oyunu çözüveriyorlar.

MUHALEFET BUNU ANLAYAMADI

Türkiye'nin büyüklüğüne, devletimizin itibarına hiçbir yerde halel getirmedik. Muhalefetin eski genel başkanı gibi Türkiye'yi şikayet edenlerden asla olmadık. Dadaşlardan aldığımız güçle, her türlü uluslararası meselede adaletten, haktan yana tavır takındık. Dünyanın neresinde zulme uğrayan varsa diline, inancına, derisinin rengine bakmadan mazlumun yanında dimdik durduk. 13 yıl önce terörden ve çatışmalardan kaçan Suriyeli muhacirlere ülkemizin ve gönlümüzün kapılarını açtık. Bu mazlumlara sadece insanlık, kardeşlik, Müslümanlık adına sahip çıktık. Muhalefet bunu anlayamadı. Kimi aydınlar bunu idrak edemedi. Kimi gazeteciler bunu bir türlü kavrayamadı. Yalnız bırakıldığınız çok zaman oldu. Sığınmacıları seçim malzemesi olarak kullanacak kadar alçalanlar oldu. 4 milyon Suriyeli kardeşimizi misafir ettik. CHP, muhalefet 'Biz sizi tekrar Suriye'ye göndereceğiz' dediler. Biz 'Ensarız ve muhacir kardeşlerimizi de göndermeyeceğiz' dedik.

BAAS KAYBEDİNCE, CHP DE Mİ KAYBETTİ?

CHP eski genel başkanının körüklediği nefret dalgasının asıl gayesini bugün görüyoruz. Baas rejiminin karanlık ve çirkin yüzü şimdi tek tek ortaya çıkıyor. Suriyeli kardeşlerimizin Türk bayraklarıyla zaferlerini kutlamasından niçin rahatsız olduklarını söylemiyorlar. CHP yönetiminin Baas'a bu kadar sempati beslemesinin sebebini biz de merak ediyoruz. Ne oldu Baas düşünce, CHP'nin hayalleri de mi suya düştü. Baas kaybedince CHP de mi kaybetmiş oldu?

ŞAM BÜYÜKELÇİLİĞİMİZİ AÇIYORUZ

Muhalefetin kışkırtmalarına rağmen Suriye krizinde ne kadar isabetli davrandığımızı bugün daha iyi görüyoruz. Suriyeli kardeşlerimizi ölüme göndermeyerek nasıl bir hayra sebep olduğumuzu bugün daha iyi anlıyoruz. Bugün Şam Büyükelçiliğimizi faaliyete geçiriyoruz. Suriye'nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında Suriye halkının yanında olacağız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Özel bir provokasyon!

Özel bir provokasyon!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen cenaze töreninin ardından bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı. Öncelikle, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Bu olay, yalnızca açık bir provokasyon değil, aynı zamanda ciddi bir koruma zaafını da gözler önüne sermektedir. Allah korusun, saldırganın elinde bir bıçak ya da silah olsaydı, çok daha vahim sonuçlarla karşı karşıya kalabilirdik. Çünkü saldırganın ortaya çıkan kirli geçmişi bunu herkese düşündürdü.

Saldırganın, iki öz çocuğunu öldürdüğü için 16 yıl hapis yatmış bir katil olduğu bilgisi ilk anda kamuoyuna yansıdı. Ayrıca, hırsızlık ve taciz gibi başka suçlara da karıştığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Saldırgan Selçuk Tengioğlu’nun, Zafer Partisi kurucu üyelerinden Davut Tengioğlu’nun kardeşi olduğu da ortaya çıkmıştır.

Böylesine kirli bir geçmişe sahip birinin, Sırrı Süreyya Önder’in cenaze programında böyle bir provokasyonda bulunması son derece düşündürücüdür. Kim tarafından yönlendirildi? Kim ya da kimler, onu böyle bir saldırıya motive etti? Bu soruların tüm yönleriyle aydınlatılması şarttır.

Kaos yaratmak isteyen provokatörler her zaman uygun zamanı ve zemini kollar; fırsatını bulduklarında da harekete geçerler. Belki de bu saldırgan, böylesi bir senaryoda rolünü oynayan bir figürandı.

Özgür Özel’i, haftalardır bu tür bir atmosfere katkı sağlayan eylem ve söylemleri konusunda uyarıyoruz. “Polis barikatlarını yıkın, geçin” şeklindeki çağrıları, halkı ve yandaşlarını sokağa iten bu çiğ söylemler, tam da kaos peşinde koşanların aradığı zemini yaratmıştır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli her açıklamasında Özgür Özel’in kullandığı dilin tehlikesi noktasında defalarca uyarıda bulundu. Özgür Özel bunun farkına daha varamadı ve aynı ölçüsüzlükleri sürdürüyor.

Ben de bir yazar sorumluluğunda haftalar önce bu köşedeki bir yazımda şu ifadelere yer vermiştim:

“CHP, Saraçhane toplantılarını bir hafta daha uzatsaydı; kontrolsüz ve her türlü provokasyona açık kalabalık, önce söylemleri ve davranışlarıyla her yanından çiğlik ve tecrübesizlik akan Özgür Özel’i ve onun yönetimini hedef almaya başlardı. Birileri bunun farkına vardığı için Özgür Özel’e ‘Saraçhane’de yarın toplanma olmayacak’ açıklamasını yaptırdı. Çünkü bunu kendi başına düşünmesi pek mümkün değil… Hatırlayın, ilk günlerde toplanan kalabalıklar İBB binasının camlarını ve kapılarını kırmıştı. Eylemciler, ‘Bizi içeri almadılar’ diyerek CHP yönetimine tepki göstermek için bunu yaptıklarını söylemişti. Hatta şu sloganı atmışlardı: ‘Özgür dışarı, halk içeri!’” (27 Mart 2025)

Özgür Özel’in kullandığı dilin hem toplum hem de CHP yönetimi açısından ne denli tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini göstermektedir.

Özgür Özel’e saldıran kişi ilk ifadesinde “CHP’nin sokağa gençleri çağırmasıyla ilgili daha önceden biriktirdiğim sinirimi içimde muhafaza ediyordum.” demiş… Özgür Özel’in eyleme çağırdıkları nasıl ki, İBB binasının kapısını, pencerelerini kırdıysa, bakın bu saldırgan da CHP’nin “sokağa gençleri çağırmasını” kendine bahane etmiş…

Özgür Özel, Sayın Bahçeli’nin son açıklamasındaki “Türkiye’yi şiddet sarmalına çekmek, tahrik ve tahrip ortamını alevlendirmek, buna müzahir faaliyetleri gafilce yürütmek tarihi bir yanlıştır. Bilerek veya bilmeden bu yanlışın içinde olanlar evvelemirde aklını başına almalı, ahlaki sorumluluğun ve sağduyulu tutumun yörüngesinden ayrılmamalıdır.” cümlelerini iyi idrak etmeli, Türkiye’yi provokasyon ortamına getiren, provokatörleri memnun eden siyaseti terk etmelidir. Çünkü “Dilencinin keyfi işlek caddede gelir” misali onların en çok sevdiği ortamı mevcut CHP yaratmaktadır. Yarın daha büyük olaylar yaşanmaması için sağduyunun artık CHP’ye uğraması lazımdır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *