100'ü aşkın ülkeden devlet ve hükümet başkanı, bakanlar ile uluslararası kuruluş başkanlarının katılımıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde 1-3 Mart'ta gerçekleştirilecek 3. Antalya Diplomasi Forumu başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Turizm başkentimizin Akdeniz'in incisi tarih, tabiat ve kültür şehri güzel Antalyamıza hepiniz hoş geldiniz. Antalya Diplomasi Forumu'nun 3. buluşmasında sizlerler beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. 6 Şubat asrın felaketi nedeniyle forumumuzu geçen sene iptal etmiştik. Deprem felaketinin yaralarını hızla sarıyoruz. Maddi ve manevi desteği burada özellikle ifade etmek isterim. Dünyanın neresinde olursa olsun acımızı paylaşan, dayanışma ve desteklerini esirgemeyen dostlarımıza ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
EZBERLER BOZULUYOR
3 gün boyunca günümüz liderlerinden geleceğin liderlerine, iş insanlarından akademisyenlere yaklaşık 4 bin civarında katılımcı burada bir araya gelecek. Fikir teatilerinin ve tartışmaların bizleri doğruya, iyiye, adalete bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum. bu yıl temayı diplomasiyi öne çıkarmak olarak belirledik. İnsanlık olarak gerçekten sancılı, sıkıntılı ve biteviye krizlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Pek çok alanda ezberler bozuluyor.
21. YÜZYIL BUHRANLAR ÇAĞINA DÖNÜŞTÜ
Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor. Sömürgecilik yeni yöntemlerle devam ettiriliyor. Kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı dünyanın birçok bölgesinde veba salgını gibi toplum içinde yayılıyor. Refah, huzur, barış ve özgürlük asrı olmasını umduğumuz 21. yüzyıl bir buhranlar çağına dönüşmektedir.
40 YILDIR TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ
Türkiye gerek coğrafi durumu, gerek kültürel bağları gerekse beynelmilel ilişkileri itibarıyla krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Terör tehdidi ile biz tam 40 yıldır mücadele ediyoruz. DEAŞ'la sahada göğüs göğüse mücadele edip bozguna uğratan yegane NATO ülkesiyiz.
4 MİLYON SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ
Avrupa'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıların çoğu Türkiye büyükelçiliklerinin önünde gerçekleşti. Türkler provoke edilmek istendi. 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. İklim değişikliği konusunda da durum farklı değildir. Akdeniz çanağında olmamız hasebiyle iklim değişikliğinin menfi etkilerine her geçen yıl daha fazla maruz kalıyoruz.
DOĞRU BİLDİĞİMİZİ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Türkiye'nin hiçbir hadiseyi görmezden gelme lüksü yoktur. Doğru bilgimizi söylemeye devam edeceğiz. Diplomasi krizlerin barışçıl çözümünde elimizdeki en büyük araçtır. Yeter ki diplomasiye şans tanıyalım, alan açalım. Sıkılı yumruklarla musafaha yapılmaz. İçeride güçlü olmadan dışarıda güçlü olunamayacağını da çok iyi biliyoruz. Bu hakikatleri göz önüne alarak son 21 yılda ekonomiden ticarete, savunmadan ihracata her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdik. Diklenmeden dik durabilmek için, milli onurumuzu koruyabilmek için her türlü adımı attık. Ekonomide ülkemizi yılda ortalama yüzde 5.5 oranında büyüttük. Milli gelirimizi 5 kat artışla 1 trilyon 119 milyar dolara yükselttik. . Geçen hafta 5. nesil savaş uçağımız KAAN'ın da ilk uçuşunu başarıyla yapmasıyla bu alanda farklı bir lige yükseldik.
DOSTLARIMIZIN SAYISINI ARTIRACAĞIZ
Dışişleri'nde 163 olan temsilcilik sayısı bugün itibariyle 261'e çıktı. Dünyanın en geniş diplomatik temsilciğine sahip 3. ülkesiyiz. Bugün büyük bir gurula ifade etmek isterim Türkiye, hem Batı'ya hem Doğu ile kazan-kazan ilişkisi kurabilen, AB ile gümrük birliği içinde olup dünyanın dört bir yanıyla ekonomik işbirliğinde olan, bekası tehlikede olduğunda sahada her türlü tedbiri alabilen müessil bir güç olarak öne çıkmaktadır. Tüm dünyada dostlarımızın sayısını artıracağız.
SAVAŞ DEĞİL SOYKIRIM
7 Ekim'den bu yana Gazze'de yaşanan katliamları hepimiz içimiz kanayarak takip ediyoruz. İsrail'in saldırıları sonucunda 30 bin Gazzeli şehit edildi. 2 milyon insan evlerinden göçe zorlandı. Gazze'de sadece çocuklar, kadınlar, siviller katledilmeli. Aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası sisteme, adalete, hukuka inancı da yok edildi. Tarafsızlıktan dem vuran basın yayın organlarının, AB kurumlarının, itibar etmemiz gerektiği söylenen yapıların ne kadar aciz ve işlevsiz olduğunu hep birlikte gördük. Gazze'de yaşananlar bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir. Çünkü savaşın bile uyulması gereken bir adabı, hukuku vardır.
TÜRKİYE OLARAK HAZIRIZ
Netanyahu hükümeti katliam politikalarını dün olduğu gibi pervasızca sürdürebiliyor. Batılı güçler ise ‘tazıya tut, tavşana kaç’ iki yüzlü politikalarıyla dökülen kana ortak oluyor. Sözler eylemle desteklenmedik ne Filistin’deki zulmü durdurmak ne de uluslararası hukuka güveni sağlar. Filistin’deki zulmü doldurmak ancak Filistin Devleti kurulmasıyla olur. Türkiye olarak garantörlüğe hazır olduğumuz belirttik. Gazze’nin de yeniden toparlanmasına olan katkımızı sağlayacağız. Dünyanın 4 bir yanından hemen her hafta meydanları dolduran tüm Filistin dostlarına şükranlarımı sunuyorum.