Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üniversite öğrencilerine 2025 yılında verilecek burs miktarının, ocak ayı itibarıyla 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılacağını bildirdi.
Erdoğan, dün Gaziantep'e gerçekleştirdiği ziyarette Şahinbey Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Gençlerle Buluşma" programına katıldı.
Programda, sanatçı Ersay Üner, "İnsan insan", "Yemen Türküsü", "Gesi Bağları" ve "Sen Benim Şarkılarımsın" eserlerini seslendirdi.
Üner, "İnsan insan" şarkısının ardından sessizliğin adaletsizliğe ortak olmak anlamına geleceğini ifade ederek, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına tepkisini dile getirdi.
Ayşegül Sarıkaya isimli üniversite öğrencisinin, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkındaki tutuklama kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Uluslararası Ceza Mahkemesi çok isabetli bir karar verdi. Ama bundan önce verilen kararlara da Netanyahu hiçbir zaman uymamıştır. Buna da uymayacaktır. Uysa da uymasa da bu kararın verilmiş olması, İsrail karşıtı ülkelerin onur mücadelesini kazanmasıdır. Bu çok önemliydi. Netanyahu, mahkemelerin vermiş olduğu kararlar karşısında bakalım ne yapacak. Bir de tabii dünya çok değişik bir süreci yaşıyor. Şimdi Amerika'da Trump yönetimi geldi. Trump ile Amerika'daki yeni yönetim nasıl oluşacak bunu da göreceğiz. Bütün bunlarla birlikte de dünya çok farklı bir yere doğru evriliyor. Onun için de bizim önümüzdeki 2-3 ay çok önemli. Biz de Türkiye olarak elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz, ortaya koyuyoruz ve mesajlarımızı da ona göre dünyaya veriyoruz."
"İyi oynayan kazansın"
Programa katılanlar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın torunu, Ali Tahir Erdoğan da yer aldı. Programda söz alan Bilal Erdoğan'ın oğlu 11 yaşındaki Ali Tahir, kendisine imkan verildiği için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Oğlum kendini takdim etsene" sözleri üzerine, "Benim adım Ali Tahir. Soyadım, Erdoğan. Bugün siyasi tecrübe kazanmış oldum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, başka bir üniversite öğrencisinin, "Sizce Türk futbolunda siyaset var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Siyasetin girmediği yer mi var? Her yere maalesef siyaset bulaşıyor. Pazartesi günü Rizespor, Gaziantep ile oynayacak. Şimdi ne diyeceğim ben? 'İyi oynayan kazansın' derler. Burada da iyi oynayan kazansın. Maalesef Türk futbolunda bu kadar kulübümüz var. Bütün bunlara rağmen başarıya gelince hep dip yapıyor. Bu kadar kulüp, bu kadar tesis ama buna rağmen dip yapıyor. Artık bunu aşmamız lazım. Gençlik ve Spor Bakanı'mız burada inşallah bunu da aşarız."
"Dünyada liderler arasında iki kişi kaldık"
Diğer bir gencin, Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "Özgürlük. Anılar 1954-2021" adlı kitabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili bölümleri hatırlatıp, diplomatik ilişkilerdeki başarısını neye borçlu olduğunu sordu.
Yabancı liderlere karşı kullanılan ifadelerin önemli olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"İfadelerin yanında, onlarla olan diyalog mekanizmasını devam ettirmek çok çok önemli. Biz buna diplomasi atakları diyoruz. Bu diplomasi ataklarını devam ettirmek. Şu anda da dünyada liderler arasında zaten iki kişi kaldık. Bir ben varım, bir de Vladimir Putin var. Yani bunu ben olduğum için söylemiyorum. Yani vakayı söylüyorum. Tabii 22 yıl bu fakirin görev süresi var. Neredeyse bir o kadar da Sayın Putin'in var. Diğerleri hepsi elimine oldu. Şu anda süreç devam ediyor. Temennimiz odur ki bu münasebetleri bu diyalog içerisinde sürdürmeye devam edelim. Merkel'in Almanya siyasetinde bir yeri vardı. Merkel gittikten sonra Almanya'da siyaset bitti. Çok ilginçtir. Sevdiğim bir lider Schröder'dir. Schröder'in bize karşı olan saygısı çok çok farklıydı ve hakikaten iyi bir liderdi. Bizimle olan münasebetleri çok çok farklıydı. Ramazan'da mesela benim oturduğum masada Schröder, bira filan içmezdi. Böyle saygısı olan bir insandı, farklı bir insandı. Schröder ile şu anda hala diyaloğumuz devam eder. Hatta zaman zaman Türkiye'ye geldiği de oluyor. Alman siyasetinde Schröder'in çok çok güçlü bir konumu var. Temennim odur ki Türk siyasetinde de Schröder benzeri siyasetçiler olsun."
"Nasıl, 3 bin lira iyi mi?"
Muhalefet partilerinin yönetimindeki belediyelerin konser etkinliklerinde bir sanatçıya 50-60 milyon lira ödemesiyle ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi böyle bir harcamayı şarkıya, türküye, şuna buna falan vermek hele hele bir taraftan ağlayacaksın, 'ekonomide şartlar şöyle zor, böyle zor' diyeceksin ve böyle bir zamanda kalkıp bu tür harcamaları yapacaksın. Böyle bir şeye Cumhurbaşkanı olarak girmem, müsaade de etmem."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerine 2025 yılında verilecek burs miktarının, ocak ayı itibarıyla 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılacağını bildirdi.
Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a seslenerek, "Bu sene ne burs vereceğiz? Rakamı aldın benden." dedi. Bakan Bak da "3 bin lira dediniz efendim, aylık 3 bin lira." yanıtını verdi.
Bunun üzerine, salondakilere "Nasıl, 3 bin lira iyi mi?" diye soran Erdoğan, "2 bin alınıyordu. Şimdi onu 3 bine yükselttik. Daha iyi olacak inşallah. Ama bizim Özgür kardeşimiz sağ olsun, halen nerelerde yüzüyor." ifadelerini kullandı.
"O gün bugündür Haliç şu anda pırıl pırıl"
İzmir'de üniversite okuyan bir gencin, "İzmir bir öğrenci şehri olmasına rağmen, böyle ders çalışabileceğimiz kütüphanemiz yok." ifadelerinin ardından CHP'li belediyelerin bu hizmetleri yapıp yapamayacağı yönündeki sorusu üzerine Erdoğan, "Bana göre yapmaz ve yapamaz. Böyle bir derdi yok." cevabını verdi.
Hizmet etmenin dert işi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aşkın tanımını şöyle öğrendim; aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bunlarda böyle bir şey yok. Hiç... İstanbul'da belediye başkanı olduğum zaman İstanbul çöp, çukur, çamurdu. Ama biz İstanbul'u o 4,5 yıl içerisinde farklı bir hale getirdik. Haliç adeta çamur deryasıydı. Oradan 9,5 kilometreye Haliç'in çamurunu taşıdık ve orada 500 bin metrekare devasa bir park oluşturduk. Haliç'i de çamurdan temizledik. O gün bugündür Haliç şu anda pırıl pırıl, koku moku bir şey yok. Öbür taraftan da boğazdan tünel açarak, Haliç'e o tünelle boğazın suyunu taşıdık. Dağı deldik. Bunları bu şekilde yaptık. Ama ne yaparsan yap, yani oy verecek olan vatandaş. Senin o dağları delip de oraya suyu getirmeni şey yapmıyor. Biz yani 110 kilometreden Istranca Dağları'ndan o İstanbul'un susuzluğunda İstanbul'a su getirdik. Su yoktu. Dedik ya aşk. Aşk, dağları bile deldirtir."
"2 KYK yurdu satın almayı konuştuk"
Erdoğan, "Bugünkü Recep Tayyip Erdoğan, 20 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan'a bir şeyler söylemek isteseydi, neyi söylerdi? 20 yaşındaki halinize neyi söylemek isterdiniz?" sorusuna, "20 yaşındayken ben daha imam hatipten mezun olmuş ve üniversiteye adım atan bir öğrenciydim. Bizde KYK de yoktu. Şimdi biz bugün uçakta gelirken Bakanımızla 2 tane KYK yurdu satın almayı, 3'üncüsünün hazırlığını yapmayı konuştuk." cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Edirnekapı'daki alacağımız yurt kaç öğrenci alıyor?" sorusunu Gençlik ve Spor Bakanı Bak, "İki blokta 1800 öğrenci. O büyük olan tamamlanınca da 5 bin öğrenci alacağız." şeklinde cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Derdimiz var bizim, aşkımız var bizim." dedi.
Soruyu soran Mevlana Ahmet Habibullah isimli gence Erdoğan, "İsmin zaten bizi eritti daha başta. Sen ilhamı Mevlana'dan alıyorsun. Bu gidişle de inşallah o izi sürmek suretiyle Mesnevi'yi ihmal etme. Mesnevi'yi de okumak suretiyle şöyle ilhamda zenginleşir ve yola öyle devam edersin." tavsiyelerinde bulundu.
Programın sonunda Gaziantep Milletvekili Mesut Bozatlı ve Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti.