Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan nüfus uyarısı: Ülkemizi endişe verici bir gelecek bekliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan nüfus uyarısı: Ülkemizi endişe verici bir gelecek bekliyor

KADEM 5. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yanlış eğitim ve nüfus kontrolü politikasıyla milletimize güç ve zaman kaybettirdiler" dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 5. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, derneğin 5. Olağan Genel Kurulu'nun Türkiye'ye, millete ve özellikle de kadınlara hayırlar getirmesini diledi.

Erdoğan, kuruluşundan bugüne KADEM çatısı altında, kadınların haklarının korunması ve demokrasinin geliştirilmesi konusunda emek veren herkese teşekkür etti

"Hep olduğu gibi, bundan sonra da, hayra destek, şerre engel olmaya matuf tüm çabalarınızda yanınızda olmayı, sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözü nüfusa getirdi.

"Karşımızda felaket bir tablo var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfusun hızla azalmaya başladığını söyledi.

"Nüfusumuzu artırmak için önlem aldık" diyen Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:

"TÜRKİYE NÜFUSU AZALIŞA DÖNÜYOR"

Burada şunu da ifade etmek durumundayım. Demografik yapımızdaki dramatik değişimi bundan ayrı göremeyiz. Birileri yüzleştiğimiz tehditlere gözlerini kapatmış durumda.

Bu konuyu her gündeme getirdiğimizde bizi eleştirmek, bizi yaftalamak, ezberlenmiş cümlelerle bize saldırmak dışında hiçbir şey yapmıyorlar.

Ama en iyimser projeksiyonlar bile Türkiye nüfusunun 10 yıl sonra artıştan azalışa döneceğine işaret ediyor.

"NÜFUS KONUSUNDA ENDİŞE VERİCİ BİR GELECEK BEKLİYOR"

Demografik yapımızdaki dramatik değişimi bundan ayrı göremeyiz. Birileri tehditlere karşı gözlerini kapatmış durumda. En iyimser projeksiyonlar bile Türkiye nüfusunun azalışa döneceğine işaret ediyor. İçinde bulunduğumuz asrın sonunda nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor. Ülkemizi ve milletimizi nüfus konusunda endişe verici gelecek bekliyor.

Biz içi boş kavramlar uğruna kavga ederken, milli bünyemizi böyle zayıflattılar. Ülkemize büyük bir pusu kurdular. Yanlış eğitim politikasıyla, yanlış nüfus politikasıyla milletimize güç ve zaman kaybettirdiler. Aynı ihaneti muhalefet eliyle devam ettirmeye çalışıyorlar.

"KADEM, ÜLKEMİZDEKİ İKİ ÖNEMLİ MESELEYİ AYNI ÇATI ALTINDA BULUŞTURUYOR"

KADEM, ülkemizin iki önemli meselesini aynı çatı altında buluşturarak, aslında konumuzun insanın bizatihi kendisi olduğunu ortaya koymak suretiyle, hayırlı bir görevi yerine getirmektedir. Fıtraten kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak, birbirine rakip ve hatta düşman yapma, birbiriyle çatıştırma zihniyeti, bizim medeniyetimize ait değildir.

Kadını ve erkeği karşı karşıya getiren anlayış, asırlarca yönünü şaşırmış bir vaziyette, insanlığa en karanlık deneyimleri yaşatan Batı'ya aittir. Bu müflis ve müfsit zihniyet, daha bir-iki asır öncesine, hatta 1960'lı, 1970'li yıllara kadar devam eden utanç tablolarını örtmek için, kendine sahte bir tarih inşa etmeyi başarmıştır.


"BİZİM MEDENİYETİMİZDE ERKEK VE KADIN ARASINDA ÜSTÜNLÜK YARIŞI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

Geldiğimiz noktada demokrasi kavramının Batı'nın boyunduruğundan kurtarılarak hakiki manada bir hak ve özgürlük meşalesi olarak insanlığa kazandırılması şart. Kadın haklarıyla ilgili Batı patentli kampanyalara ve argümanlara da aynı zaviyeden bakmamız gerektiğine inanıyorum.

Bizim inancımızda ve kültürümüzde erkekle kadın arasında ne bir rekabet, ne bir üstünlük yarışı, ne de insanın eşref-i mahlukat sıfatına aykırı bir durum söz konusu değildir.

Çünkü medeniyetimiz kadın erkek demeden yaratılanı eşit görür, hayatı, insanı, canı kutsal görür, dokunulmaz görür. Üstünlüğün de asla cinsiyette, kökende, renkte, ırkta değil; ilimde, ahlakta, takvada, merhamette ve erdemde aranması gerektiğini emreder.

"SORUNLARIMIZI HALININ ALTINA SÜPÜRMEDİK"

Hatalı yorumlardan kaynaklanan kötü örnekler ve pratikler esas değil, istisnadır. Bertaraf edilmesi gereken marazlardır. Su-i misal, emsal olmaz. Bizim ülkemizde kadınlarla ilgili sizlerle beraber omuz omuza verdiğimiz mücadelenin özünde işte bu yaklaşım vardır.

Sorunlarımızı halının altına hiçbir zaman süpürmedik. Her meselemizle cesaretle yüzleştik, üzerine kararlılıkla gittik. Kimi zaman töre denilerek, kimi zaman güya dinimize atfedilerek meşrulaştırılmak istenen hatalı uygulamalar yerine doğruyu, iyiyi, güzeli, insani olanı ikame etmeye çalıştık.

"TAHRİBAT ÖYLE BÜYÜK Kİ TELAFİSİ KOLAY OLMUYOR"

Hangi engellerle karşılaştığımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Kabul edelim ki bu mücadelede çoğu zaman rüzgara karşı yürüdük.

Ülkemizde özellikle 1960'lı yıllardan itibaren Batı'nın desteği ve teşvikiyle yürütülen siyasi, sosyal ve ekonomik politikalar işimizi zorlaştırmıştır. Bu sinsi politikalar, kendi dinamiklerimizle çözebileceğimiz pek çok konu gibi kadınlarla ilgili sorunlarımızı da farklı bir mecraya taşımıştır.

Önceleri televizyon, radyo, gazete, dergi gibi medya araçlarının, son dönemde etrafımızı örümcek ağı gibi saran sosyal medya platformlarının yıkıcı etkileri karşısında direnebilmek gerçekten meşakkatliydi.

Aynı zorlukları halen iliklerimize kadar hissediyoruz. Tahribat öyle büyük ki telafisi kolay olmuyor. Sosyal medyanın kaotik atmosferi ise çabalarımızı daha da güçleştiriyor.

"ÜRKÜTÜCÜ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"

Açık konuşmak gerekirse kendi insanımızın bir kısmının evlatlarının inancıyla, hayat biçimiyle, siyasi algısıyla, sosyal çevresiyle bambaşka dünyalara kapılıp gitmesine engel olamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz.

Sosyal medyadaki yarısı yalan, yarısı yanlış, tamamı belirli amaçlara dönük algoritmaların ürünü paylaşımların etkisinin ailenin telkinlerinin üstüne çıktıkça garip ve hatta ürkütücü bir dönemden geçiyoruz.

Çocuklarımızın zihinleri ve gönülleri kontrolü tamamen bizim dışımızda olan sanal bir dünyanın tesiri altındadır. Bu sadece ülkemize mahsus bir sorun da değildir. Batılı devletler dahil herkes insanın kendi elleriyle ortaya çıkardığı bu Frankenstein ile mücadele içindedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Aile hekimliğinde yeni uygulama yarın başlıyor

Aile hekimliğinde yeni uygulama yarın başlıyor

Sağlık Bakanlığı, aile hekimliği sisteminde yarından itibaren başlatılacak yeni uygulamayla, aile hekimine kayıtlı olduğu il ile ikametleri farklı olan vatandaşların aile hekimliği kayıtlarını, otomatik olarak ikamet ettikleri adrese taşıyacak.

Türkiye genelinde 6 Mayıs itibarıyla devreye alınacak yeni uygulamaya ilişkin açıklamalarda bulunan Halk Sağlığı Genel Müdürü Muhammed Emin Demirkol, bu uygulamayı, "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı" programı kapsamında, koruyucu sağlık hizmetlerinin daha etkin sunulması için hayata geçirdiklerini belirtti.

Koruyan, geliştiren ve üreten bir sağlık modeliyle koruyucu sağlık hizmetlerine büyük önem verdiklerini vurgulayan Demirkol, bu kapsamda aile hekimliklerini güçlendirdiklerini söyledi. Demirkol, güçlü aile hekimliğinin güçlü bir sağlık sistemini ve sağlıklı nesilleri oluşturduğuna dikkati çekti.

Koruyucu sağlık hizmetlerinin 85 milyona aktif bir şekilde ulaştırılması için Türkiye genelinde yeni bir sistemi bu ay itibarıyla devreye alacaklarını bildiren Demirkol, şu bilgileri paylaştı:

"Aile hekimliklerimize kayıt olan nüfusu da ailemizin bir bireyi olan aile hekimliklerimizde başvuruyu artıracak şekilde planlıyoruz. Biz istiyoruz ki her vatandaşımız mutlaka aile hekimine gitsin, koruyucu sağlık hizmetlerini ve etkin tarama hizmetlerimizi ücretsiz alsın. Bu kapsamda, belirli aksiyonlar almaya çalışıyoruz. Yeni bir uygulamayı hayata geçiriyoruz.

86 milyon vatandaşımızın içinde aile hekimine kayıtlı bulunduğu il ile ikamet adresinin bulunduğu il farklı olanları sistemden liste halinde çekmiş olduk. Örneğin, Ankara'da aile hekimine kayıtlı ancak ikamet adresi İstanbul'da olan bir vatandaşımızı düşünelim; bir yıl içerisinde aile hekiminin kayıtlı olduğu Ankara'da herhangi bir şekilde sağlık kuruluşuna başvurmamış ve ikamet adresi de İstanbul'da olduğunda aile hekimine daha kolay ulaşsın, aile hekimliğindeki hizmetleri daha etkin bir şekilde almış olsun, aile hekimimiz de o vatandaşımıza ulaşsın diye mayıs ayı itibarıyla onların aile hekimliği kaydını İstanbul'a alıyoruz. İstanbul'daki İl Sağlık Müdürlüğümüz de o vatandaşımızı yine adresine en yakın ve uygun aile hekimine kaydetmiş olacak."

Bir ay içerisinde geri dönüş hakkı verilecek

Halk Sağlığı Genel Müdürü Demirkol, "Burada özellikle şunun altını çizmek istiyoruz, bu işlemden sonra 1 ay içerisinde vatandaşlarımız 'https://enabiz.gov.tr/' web sitesi üzerinden e-Devlet veya e-Nabız şifresiyle giriş yaparak, önceki kayıtlı olduğu aile hekimine dönüş işlemini yapabilecek. Bunun da sistem üzerindeki açıklığını bir ay olarak belirlemiş olduk." diye konuştu.

Demirkol, ekim ayında yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğiyle getirilen yeni uygulamalara işaret ederek, bu kapsamda obezite taramalarının yüzde 20'den yüzde 70'e kadar yükseldiğine dikkati çekti.

Aile hekimine 1 yıl gitmeme ve o ilde sağlık hizmeti alınmaması kriteri

Bu oranların daha da artması, kişilerin düzenli olarak sağlık kontrolünde olabilmesi için mutlaka yaşadıkları yerde aile hekimliklerine kaydolmaları gerektiğinin altını çizen Demirkol, şöyle devam etti:

"Böylece tarama sayılarımızı artırmayı, koruyucu sağlık hizmetlerimizi daha etkin vermeyi ve kişinin, birinci basamak tüm sağlık hizmetlerini, kanser taramaları da dahil olmak üzere, yaşadığı yerde aile hekiminden almasını istiyoruz. Kişinin aile hekimi kaydı başka bir ilde, ikamet adresi başka bir ilde olmasın istiyoruz.

Burada da 1 yıl içerisinde aile hekimine gitmemiş ve o aile hekiminin bulunduğu ilde sağlık hizmeti almamış olmayı kriter olarak aldık. O vatandaşlarımızın aile hekimliği kayıtlarını, ikametlerinin bulunduğu ile taşıyoruz. Orada İl Sağlık Müdürlüğümüz de bu kişileri ikamet adreslerinin bulunduğu en yakın aile hekimine alacaklar ve vatandaşlarımız da tekrar eski aile hekimine dönmek isterlerse bir ay içerisinde eski aile hekiminin bulunduğu ile e-Nabız üzerinden girerek bu nakil işlemlerini yapmış olacaklar."

Sistem, aynı ildeki farklı ilçeleri kapsamıyor

Demirkol, 6 Mayıs itibarıyla uygulamaya geçecek sistemin farklı illeri kapsadığını, aynı il içindeki farklı ilçeleri kapsamadığını söyledi.

"Bir kişinin aile hekimi başka bir ilçede, ikamet adresi başka bir ilçede olabilir onlar için şu anda bir aksiyonumuz yok" diyen Demirkol, bunun sadece, aile hekimini bulunduğu şehir ile ikametinin bulunduğu il farklı olan ve bir yıldır aile hekiminin bulunduğu ilde sağlık kuruluşlarına başvurmayan kişileri kapsadığının altını çizdi.

Sağlık Bakanlığı, vatandaşlara SMS'le bilgilendirme yapacak
Bu sistemi aile hekimlerinin de talep ettiğini, vatandaşların daha etkin sağlık hizmeti alabilmesi için bu çalışmayı yürüttüklerini vurgulayan Demirkol, "Çok kıymetli, çok kapsamlı birinci basamak hizmeti sunuyoruz. Kanser taramalarından, kronik hastalık taramalarına kadar çok geniş bir yelpazede sağlık hizmeti sunuyoruz. Hiçbir vatandaşımız bu hizmetten mahrum kalmasın istiyoruz" dedi.

Demirkol, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu sistem içerisinde olan vatandaşlarımızın aile hekimliği kaydı, ikametinin bulunduğu ile alındığında kendilerine Sağlık Bakanlığımız tarafından bir SMS gönderilecek. Bu SMS ile kayıtlarının alındığını öğrenmiş olacaklar. Orada da bilgilendirme içerisinde başvuracakları yöntem de yazmış olacak ve bir ay içerisinde tekrar eski aile hekimine dönmek isterlerse de dönebilecekler."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *