Gazze`de yapımlarına 2014 yılında başlanan 3 tesis bulunuyor. Bunlardan biri olan ve Avrupa Birliğinin (AB) finansmanıyla Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından hayata geçirilen Güney Gazze Desalinasyon Tesisi, Han Yunus ve Refah kentlerine içme suyu sağlıyor.
ABD ve Avusturya`nın finansmanıyla Gazze`nin orta kesiminde inşa edilen ikinci ve İslam Kalkınma Bankası tarafından kuzeyde inşa edilen üçüncü tesisle birlikte bu 3 tesis, Gazze Şeridi`nde yaşayan Filistinlilerin yaklaşık yüzde 35`ine temiz içme suyu temin ediyor.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi ile Küresel Su, Çevre ve Sağlık Enstitüsü (GIWEH) tarafından Ekim 2021`de yapılan ortak yazılı açıklamaya göre, Gazze Şeridi`ndeki suların yüzde 97`si içmeye elverişli değil.
Su güvenliğine yönelik bu tehlikenin altında, İsrail`in uzun yıllardır uyguladığı ablukanın yattığı ifade ediliyor.
REFAH VE HAN YUNUS`A 2016`DA ARITILMIŞ SU VERİLDİ
Güney Gazze Desalinasyon Tesisi Müdürü Ahmed er-Rubai, yaptığı açıklamada, bu tesisin 2016 yılından itibaren Refah ve Han Yunus kentlerine temiz su sağlamaya başladığını söyledi.
Rubai, AB`nin sağladığı 7 milyon dolarlık fonla 3 yılda inşa edilen ve 2016`da yapımı tamamlanan tesisin Refah ve Han Yunus`ta yaklaşık 100 bin kişiye günlük 6 bin metreküp arıtılmış su temin ettiğini belirtti.
Tesiste arıttıkları suyun Filistin Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabul edilen içme suyu kalite standartlarına uygun olduğuna işaret eden Rubai, halihazırda devam eden projeyi geliştirme çalışmalarıyla birlikte bu tesisten 250 bin kişinin istifade etmesini hedeflediklerini dile getirdi.
Genişletme çalışmalarıyla tesisin kapasitesinin 14 bin metreküp artırılarak günlük 20 bin metreküpe çıkarılacağını aktaran Rubai, bölgedeki nüfusa kıyasla arıtılan su miktarının yetersizliğine dikkati çekti.
"Gazze Şeridi sakinlerine temiz su temini için daha çok tesise ihtiyaç var." diyen Rubai, halihazırda arıtılan suyun yetersiz olması hasebiyle yeraltı sularıyla karıştırılarak bölge halkının ihtiyacını karşılamaya çalıştıklarını ifade etti.
GAZZE`DE SU KONUSUNDA MİKTAR VE KALİTE SORUNU YAŞANIYOR
Kıyı Belediyeleri Su İdaresi Genel Müdürü Munzir Şeblak ise Gazze`de su konusunda faaliyet gösteren kurumların yaklaşık 20 yıl önce tehlike çanlarını çaldığına işaret etti.
Gazze`de suyun "miktarı" ve "kalitesiyle" ilgili sorun yaşadıklarına vurgu yapan Şeblak, "İçme suyu olarak sadece yeraltı su kaynakları mevcut ki Gazze`deki nüfus yoğunluğu göz önüne alındığında bu kaynaklar yeterli gelmiyor. Yeraltı sularının tükenmesi tuzlu deniz suyunun tatlı su kaynaklarına karışmasına neden oluyor. Bu da suyun kalitesini düşürüyor." dedi.
DSÖ`ye göre içme sularında en fazla bir litrede 250 miligram olması gereken klorürün, 1500 miligrama kadar çıktığını belirten Şeblak, aynı şekilde nitrat seviyesinin de Örgütün önerdiği miktardan yaklaşık 3-4 kat fazla olduğunu ifade etti.
Suyun miktarı ve kalitesinin düşeceğinin uzun süre önce tahmin edildiğini söyleyen Şeblak, 1995 yılında belirlenen Ulusal Su Planı kapsamında bu krize çözüm bulunması gerektiği yönünde tavsiyede bulunulduğunu aktardı. Şeblak, şöyle devam etti: "Hem Filistin`in içinde bulunduğu durum ve Filistinli gruplar arasındaki bölünme hem de İsrail ablukası, Gazze`de merkezi desalinasyon tesisi inşaatı projesi başta olmak üzere birçok projenin gecikmesine neden oldu."
TESİSLER ACİL İHTİYACI KARŞILAMAYA DÖNÜK
Şeblak, Gazze`ye temiz su sağlanması için son yıllarda yapılan tüm müdahalelerin, Birleşmiş Milletlerin (BM), "Gazze`nin 2020`de yaşanamaz bir yer haline geleceği" yönündeki raporundan sonra gerçekleştiğini, bunun akabinde donör ülkelerin 3 desalinasyon tesisi inşası için harekete geçtiğini ifade etti.
Gazze`nin, desalinasyon tesislerinin kurulması, dışarıdan su satın alınması, yağmur sularının toplanması ve atık suların arıtılarak yeniden kullanılması gibi geleneksel olmayan yöntemlere ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Şeblak, halkın acil ihtiyacını karşılamak için bu seçenekler içinde desalinasyon tesislerine öncelik verildiğini kaydetti.
50-60 milyon dolar maliyetle inşa edilen 3 tesisin günlük 36-37 bin metreküp su arıttığını dile getiren Şeblak, bu müdahaleler sayesinde bazı bölgelerde su konusunda gözle görülür iyileşme sağladığını, buralara Filistin ve DSÖ standartlarında kaliteli su ulaştırıldığını aktardı. Şeblak, yeraltı sularıyla da karıştırılarak günlük 75 bin metreküp su üretilmiş olduğunu ve böylece maliyetin de düşürüldüğünü ifade etti. Filistin`in İsrail`den satın aldığı su miktarının 2022`de 5 milyondan 15 milyon metreküpe çıktığına işaret eden Şeblak, bu miktarın 2023`te yıllık 20 milyon metreküpe ulaşmasını beklediğini söyledi.
ZORLUKLAR VE BEKLENTİLER
Su arıtma tesislerinde karşılaştıkları zorluklarla ilgili de bilgi veren Şeblak, şunları kaydetti: "En büyük sıkıntımız, tesislerde ihtiyaç duyulan ve İsrail`in hem sivil hem de askeri amaçlı kullanıma uygun olarak sınıflandırdığı kimyasal maddeler ile yedek parçaların Gazze`ye girişine izin verilmemesi."
Şeblak, donör ülkelerden gerekli finansman gelirse 3-5 yıl içerisinde bu üç tesise ek merkezi bir arıtma tesisinin inşasına başlanacağını ve İsrail`den satın alınan suyla birlikte tüm Gazze`ye temiz içme suyu sağlanacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: TRT Haber