Türkgün Gündem Deprem öncesi doğadaki şok eden tuhaf değişiklikler!

Deprem öncesi doğadaki şok eden tuhaf değişiklikler!

Gece saatlerinde merkezi Kahramanmaraş olan Malatya, Diyarbakır ve Osmaniye'nin de içinde bulunduğu toplam 10 ilde etkisini gösteren 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından vatandaşlar, " Deprem önceden tahmin edilebilir mi? Depremin yeri belirlenebilir mi? Depremin gerçekleşeceği zaman öngörülebilir mi? " gibi sorulara yanıt arıyor. 

Ne yazık ki depremin önceden tahmin edilebilmesi için kanıtlanmış bir yöntemin bulunmamasıyla birlikte, deprem uzmanları fay hatlarındaki hareketleri izleyip depremin büyüklüğü ve zamanı hakkında bir yorumda bulunabiliyorlar. Diğer bir yandan, deprem öncesi doğada bazı tuhaflıkların gözlemlendiği ve hayvanların bu nedenle huzursuz olup sinyal verdikleri düşünülüyor. Peki deprem öncesi doğada gözlemlenen değişiklikler nelerdir, bu değişiklikleri gözlemleyerek depremi önceden tahmin etmek mümkün mü? İşte detaylar...

17 Ağustos 1999 depreminin ardından birçok kişi doğada tuhaf değişiklikler gözlemlediğini belirtmişti.

İnsanların gözüne çarpanlar arasında, yıldızların çok yakın ve parlak olduğu, suyun çok sıcak olduğu, havanın ise bunaltıcı olduğu gibi değişiklikler vardı.

Tabii ki bu değişimler, her deprem öncesi gözlemlenmese de şüphesiz yer altında hareketlenmeler sonucunda yeryüzünde de belirli olaylar meydana geliyor.

Deprem öncesinde doğada ve atmosferde yaşanan tuhaf değişikliklerden bazıları;

HAYVANLARDA HUZURSUZLUK
Hayvanların algıları insanlardan çok daha gelişmiştir. Yer altında meydana gelen titreşimleri hissedebilirler. Bu belirtilerin süresi depremden hemen öncede olabilir, günler öncede. Eğer bir evcil hayvanınızın varsa onun davranışlarında bir huzursuzluk hissettiğinizde bunu ciddiye alın. Deprem öncesinde balıklar, suyun ısınması nedeniyle kıyıya yüzmeye çalışır. Kediler ise, sebepsiz yere hırçınlaşmaya başlayabilirler. Genellikle kapalı ortamlara kaçarak saklanırlar. Köpekler ise korkularını uluyarak ya da havlayarak açığa çıkarır ve bir alana toplanarak gruplaşmaya çalışırlar. 17 Ağustos depreminden önce de köpeklerin aşırı derecede havladığı pek çok kişi tarafından belirtildi. Bunun yanı sıra eşek, inek ya da at gibi ahır hayvanları da ahırlarından kaçmaya çalışabilir.

HAVADAKİ BUNALTICI SICAKLIK
Özellikle yaz aylarında havaların sıcak olması normal. Ancak deprem öncesinde havadaki nem oranının artar ve sıcaklık çok yüksek seviyelerde hissedilebilir. Bunaltıcı sıcaklık deprem belirtileri arasında yer alıyor.

YILDIZLARDAKİ ANORMAL GÖRÜNÜM
Yine 17 Ağustos depremi öncesinde, insanların yıldızların çok fazla parlak ve sanki "elle tutulabilecekmiş kadar yakın" olduğunu söylediği görüldü. Bu durumun sebebi açıklanamasa da, deprem öncesi atmosferde değişiklikler meydana gelebiliyor. Gökyüzünde yanan bir alev topuna benzer görüntüler oluşabiliyor.

AÇIK HAVADA GÖKYÜZÜNDE YAŞANAN DEĞİŞİKLİKLER
Deprem öncesinde açık havada kısa gökkuşakları oluşabiliyor. Ayrıca farklı renkli bulutlar ya da ışık hüzmeleri gözlemleniyor. Bunun yanı sıra hava açıkken depremin olacağı noktada parçalı bulutların olması da deprem belirtileri arasında. Ancak eğer kapalı bir hava varsa, sık sık yıldırım görülebiliyor.

DENİZLERDE DURGUNLUK, DALGALANMA VE ISINMA
Denizlerdeki hareketlilik depremden 2 hafta öncesine kadar sinyal verebilir. Deniz suları yükselip, sularda büyük bir ısınma yaşanabilir. Bunun sonucunda ise toplu balık ölümleri gerçekleşebilir. Bazı denizler çarşaf gibi olurken, bazı denizlerde ise dalgalanma meydana gelebilir.

17 Ağustos depreminden 15 gün önce 2 Ağustos 1999 tarihinde Yalova/Termal Kaymakamı Kasım Esen, Termal Kaplıcaları'ndaki zeminlerin çatlayarak yeni kaynakların ortaya çıktığı, suların 60 dereceden 80 dereceye ulaştığı ve her zaman temiz akan suların çamurlu akmaya başladığı bu durum sonrasında tutanak tutularak Sağlık Bakanlığı ve Turban Genel Müdürlüğü'ne bildirildiğini söyledi.

Esen, İTÜ'den istenilen inceleme talebinin, 17 Ağustos'ta yapılacağının belirtildiği fakat inceleme gerçekleştirilemeden büyük depremin yaşandığını belirtti. Denizlerdeki hareketlilik de deprem belirtileri arasında yer alıyor.

AÇIKLANAMAYAN UĞULTU
1999 depremini yaşayan birçok kişi o gece deprem olduğu esnada duvarlardan ya da yerden bir uğultu geldiğini duydu. Depremden birkaç gün önce de oluşabilen bu uğultunun nedeni henüz açıklanamasa da, dünyada deprem faciasını atlatan pek çok kişi deprem esnasında bu sesin şiddetlendiğini belirtiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Dünya Yafa’da skandal! Filistinli aileler sığınağa alınmadı

Yafa’da skandal! Filistinli aileler sığınağa alınmadı

İsrail ile İran arasındaki gerilimde Tel Aviv yakınlarında yaşayan Filistinli aileler, daha önce kullandıkları sığınağa komşuları tarafından alınmadı ve şifre değiştirildi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

İsrail ile İran arasında artan gerilimle birlikte sirenlerin çaldığı Tel Aviv yakınlarındaki Yafa’da, Filistinli aileler bir hayli zorlanıyor.

Yafa’daki Yehuda Hayamit Sokağı’nda yaşayan Filistinli vatandaşlar, daha önce kullandıkları sığınağa artık giremiyor.

Aileler, sığınakların şifrelerinin değiştirildiğini söyledi.

"KODU DEĞİŞTİRİYORUZ"

63 yaşındaki Nasir Ktelat, sağlık sorunları nedeniyle dördüncü katta oturduğunu ve sirenler çalınca birkaç komşusuyla birlikte sığınağa indiklerini anlattı. İlk gün sessizce sığınağa giren grup, ertesi gün geldiklerinde İsrailli komşuların açık mesajıyla karşılaştı:

“Bu son gelişiniz. Artık sizi istemiyoruz. Kodu değiştireceğiz.”

Ktelat, “Oradaki Yahudi komşular sığınağa girmeye devam ediyor ama bize yasak. Bu ayrımcılığa şaşırmadık, çünkü bu bizim için yeni değil.” dedi.

SIĞINAKLAR HERKESE AÇIK MI

Filistinli vatandaşlar, nüfusun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. Ancak İsrail’deki pek çok Arap mahallesinde kamuya açık sığınak bulunmuyor. Oysa yeni yapılan Yahudi yerleşimlerinde her binada sığınak zorunlu.

Geçtiğimiz hafta, Hayfa yakınlarındaki Tamra kentinde dört Filistinli, İran’dan gelen füzenin bir binaya isabet etmesiyle hayatını kaybetti. 35 bin kişinin yaşadığı kentte tek bir kamu sığınağı bile bulunmuyor.

Buna karşılık, yakınlardaki Mitzpe Aviv yerleşiminde yalnızca 1.100 kişi yaşıyor ama tam 13 sığınak mevcut.

"BU İNSANLAR SİZİN KOMŞUNUZ AMA..."

Filistinli aktivist Abed Abu Shahada, yaşananları “İsrail toplumuna yerleşmiş ırkçılığın” bir örneği olarak değerlendirdi.

“Yafa’daki bu olay bize bir gerçeği daha gösterdi. Bu insanlar sizin komşunuz ama tehlike anında sizi dışarıda bırakıyorlar. Bu yalnızca bireysel bir tutum değil, toplumsal bir meşruiyete sahip.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *