Türkgün Gündem Depremzedelerden KDK'ya 2 bin 45 başvuru geldi!

Depremzedelerden KDK'ya 2 bin 45 başvuru geldi!

TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu'na (KDK) depremzedeler tarafından 2 bin 45 başvuru yapıldı. Deprem bölgesinden en fazla başvuru; kamu personel rejimi, adalet, milli savunma ve güvenlik, ekonomi, maliye ve vergi, eğitim-öğretim, gençlik ve spor, çalışma ve sosyal güvenlik konularında geldi.

KAYNAK: DHA

Vatandaşın kamu idareleri ile yaşadığı sorunları başvuru üzerine inceleyip, çözümü noktasında tavsiye kararlar veren KDK'ya 2023 yılında depremzedeler ve aileleri tarafından afet ve sosyal yardımlarla ilgili 2 bin 45 başvuru yapıldı. Depremden etkilenen illerden gelen başvurulara öncelik veren KDK, ilgili kurum yetkilileri ile iletişime geçerek, deprem felaketi nedeniyle ihtiyaç sahibi vatandaşların artan yardım taleplerinin karşılanabilmesi için yürütülen tüm iş ve işlemlerle ilgili bilgiler aldı. KDK'nın devreye girmesiyle başvurucuların son durumu ile ilgili gerekli tahkikatların yapılması sağlanarak, yapılacak tüm yardımların başvuruculara ve ailelerine hızlı bir şekilde ulaştırılması sağlandı. Deprem bölgesinden en fazla başvuru; kamu personel rejimi, adalet, milli savunma ve güvenlik, ekonomi, maliye ve vergi, eğitim-öğretim, gençlik ve spor, çalışma ve sosyal güvenlik konularında geldi.

KDK ARACILIĞIYLA YARDIMLARDAN FAYDALANDI

Kahramanmaraş'tan başvuran vatandaş, 6 Şubat depremlerinde evinin ağır hasar aldığını, gerekli belgelerle gerekli başvuruları yaptığı halde herhangi bir haktan yararlanamadığını bildirdi. Başvurucu, şahsına birçok yardımın yapılmaması nedeniyle maddi olarak mağdur olduğunu, ilgili yerlere yaptığı başvurular üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen cevap verilmediğini belirterek, mağduriyetinin giderilmesi için çözümü KDK'da aradı. Başvuru üzerine harekete geçen KDK, depremzedenin sorununun çözülmesi için ilgili yerler ile görüşmeler yaptı. KDK'nın yaptığı girişimler sonucunda başvurucuya gerekli yardımların yapılması sağlandı. Malatya'dan başvuruda bulunan bir vatandaş ise 15 Ocak 2023 tarihinde terzi dükkanı açtığını ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı'na başvuramadığını ve hemen ardından deprem olduğunu belirtti. Bakanlığa bildirim yapamadığı için ne mesleğini yapabildiğini ne de konteyner alabildiğini belirten vatandaş, ilgili yerlere başvurduğunu ancak çözüm bulamadığını bildirdi. İşsiz kaldığını söyleyen başvurucu, tarafına konteyner verilmesi için çözümü KDK'da aradı. Başvuruyu alan KDK konuyu incelemeye aldı. Çözüm için çalışmalara başlandı. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem 30 fay kırılmak için gün sayıyor! Kritik raporlar teslim edildi

30 fay kırılmak için gün sayıyor! Kritik raporlar teslim edildi

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye genelinde deprem üretme potansiyeli taşıyan 30 aktif fay hattı tespit ettiklerini açıkladı. Sözbilir, bu faylara ilişkin hazırlanan detaylı raporların, ilgili belediyelere teslim edildiğini ve belediyelerin de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordineli şekilde çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

KAYNAK: AA

Sözbilir, AA muhabirine, 1996 yılında ilgili bakanlık tarafından yapılan bilimsel çalışmada 15'e yakın deprem üretmemiş fayın tespit edildiğini, bugüne kadar bunların 6'sının kırıldığını söyledi.

Kahramanmaraş merkezli 2023'teki depremlerin ardından ülke genelindeki fayların durumunu belirlemek için çalışma başlattıklarını ifade eden Sözbilir, "Türkiye'de 2011 yılından bu yana tanımlanan 485 fay var. Bunların içinde 'sismik boşluk' dediğimiz bir fay tipi var. Bunlar, deprem üretme zamanı gelmiş fay sınıfında değerlendiriliyor." dedi.

Sözbilir, fayların üzerinde son 125 yılda gelişen depremlere öncelik verdiklerini anlatarak, şöyle konuştu:

"Depremler yoksa bu, fayların deprem üretmeden stres biriktirdiği anlamına geliyor. Bu birinci çıkış noktamız. İkinci çıkış noktamız da özellikle son 20 yılda Türkiye'de fayları kesip inceleme yöntemini uygulamaya başladık. 'Paleosismoloji' denilen bu yöntem de uygulanınca fayların geçmiş dönemde ürettikleri depremleri ortaya çıkarmış olduk ve ona göre fayın deprem tekrarlama aralığını bulduk. Bir de fayın en son depremin ardından geçen süresi var. Bu süreyle deprem tekrarlama aralığı birbirine ne kadar yakınsa ya da üst üste çakışıyorsa fayın deprem üretmesi çok yakında olacak anlamına geliyor. Bütün bu kıstaslara göre değerlendirdiğimizde, Türkiye ölçeğinde 30 sismik boşluk sınıfında, yani her an deprem üretebilecek fayların olduğunu ortaya çıkarmış olduk."

İstanbul'un güneyindeki Kumburgaz, Adalar ve Avcılar segmentinin oluşturduğu fay hattında yıkıcı deprem beklendiğine dikkati çeken Sözbilir, şunları kaydetti:

"Akdeniz ve Ege Denizi'nde de aslında denizin içinde belirli faylar var. Ama onların dışında karada 30'a yakın fay var. Batı Anadolu'da İzmir'de Tuzla, Gökçeyazı segmentli Balıkesir, Eskişehir faylarını sayabiliriz. Orta Anadolu'da Tuz Gölü, Kayseri-Erciyes ve Erkilet fayları bu sınıfın içine giriyor. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde çoğu kırılmış durumda ama bir kısmı da Erzincan, Bingöl tarafındaki Yedisu Fayı gibi parçalar, sismik boşluk sınıfında değerlendiriliyor. Doğuya doğru gittiğimizde Malatya, Ovacık gibi faylar sismik boşluk sınıfında değerlendiriliyor. 3 bin, 4 bin yıldır deprem üretmemiş faylar. Sürekli stres biriktiriyor. Güneydoğu Anadolu bindirme kuşağı var. Bu da çok büyük ölçekli bir fay hattı. Burada da Şirvan, Cizre ve Yüksekova fayları sismik boşluk sınıfında değerlendirilen faylar sınıfına giriyor."

FAY ÜZERİNDEKİ YERLERDE YAPILMASI GEREKENLER

Sözbilir, hazırladıkları raporları, çalışma yürüttükleri fayların bulunduğu belediyelere teslim ettiklerini, onların da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşmeler yaptığını belirtti.

Bu faylar üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi gerektiğine işaret eden Sözbilir, "Öncelikle bu fayların yapılaşma açısından mekansal planlamada değerlendirilmesi lazım. 'Fay sakınım bandı' dediğimiz bantlarla, bu fayların üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi, kısıtlanması gerekiyor. Fayların üzerinde yapı stoku varsa bunların bu fay kırıldığında yapacağı hareketin bina anlamında ne ifade ettiğini ortaya koymak gerekiyor. Hasar alma yüzdesi yüksekse binanın kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *