Dünya Mutluluk Raporu'nun temelini oluşturan Gallup anketinde katılımcılardan yaşamlarını değerlendirmeleri isteniyor; bu anket ise ‘Cantril merdiveni’ adı verilen şu soruya dayanıyor:
Lütfen en altta sıfırdan en üstte 10'a kadar numaralandırılmış basamakları olan bir merdiven hayal edin. Merdivenin en üst basamağı sizin için mümkün olan en iyi yaşamı, en alt basamağı ise sizin için mümkün olan en kötü yaşamı temsil ediyor. Şu anda hangi basamakta duruyorsunuz?
Araştırmaya göre son altı yıldır dünyanın en mutlu ülkesi olan Finlandiya’yı, Danimarka ve İzlanda takip ediyor. Finlerin diğerlerinden daha mutlu olmasının nedeni, düşük gelir eşitsizliği (yani en yüksek maaş alan ile en düşük maaş alan arasındaki fark), güçlü sosyal destek, fikir özgürlüğü ve düşük yolsuzluk seviyeleri gibi bir dizi faktöre dayanıyor. Burada kullanılan gelir eşitsizliği ölçüsünün, OECD tarafından benimsenen Gini katsayısı olduğunu belirtmekte fayda var.
Elbette Finlandiya, insanların daha mutlu hissetmesine yol açan başka özelliklere de sahip. Ülkede kamu tarafından finanse edilen bir sağlık sistemi var, özel sağlık sektörü çok küçük ölçekte varlık gösteriyor. Toplu taşıma güvenilir ve ekonomik ve Helsinki Havaalanı Kuzey Avrupa'nın en iyisi olarak değerlendiriliyor. Finlandiya, Norveç ve Macaristan'da gelir eşitsizliği benzer seviyelerde olmasına rağmen Finlandiya'daki insanlar ortalama olarak daha mutlu.
100'den fazla küresel ekonomik ve sosyal başarı ölçütünde ilk üç sırada
2021 yılında bir sosyoloji profesörü, İskandinav ülkelerindeki insanların daha makul beklentilere sahip oldukları için daha mutlu göründüklerini söyledi. Tamam ama bu Finlandiya'nın mutluluk ölçeğinde Norveç'ten neden bu kadar farklı olduğunu açıklamıyor. Kültürün yanı sıra dildeki küçük nüanslar da dahil olmak üzere her türlü açıklama mümkün. Finler artık bu sorunun kendilerine neden sorulduğunu bildiklerinden, bu küresel anketin sonuçlarında sapmalar olabileceğine dair soru işaretleri bile var.
Tüm bunlarla birlikte, Finlandiya'nın daha eşitlikçi okullara sahip olması, hangisini seçerseniz seçin iyi bir eğitim alma olasılığınızın yüksek olması ve Norveç'ten daha adil bir okul politikasına sahip olması ülkeyi bir adım öne taşıyor olabilir. Aynı şekilde, çok çeşitli sosyal konutların varlığı, evsizliği az rastlanan bir duruma indirgeyen iyi bir konut politikası, (pandeminin en kötü döneminde bile) dünyanın gıpta ettiği bekleme süresine sahip bir sağlık hizmeti ve daha pek çok övgüye değer şey…
Finlandiya, Medya Okuryazarlığı Endeksi’nde 76 puanla ilk sırada. Devlet okulu sistemi dünyanın en iyileri arasında, üniversite ücretsiz ve ayrıca pandemiden en az etkilenen Avrupa ülkelerinden biri. Neredeyse 100'den fazla küresel ekonomik ve sosyal başarı ölçütünde birinci, ikinci veya üçüncü sırada yer alıyor. Norveç'ten daha az paraya (ve neredeyse sıfır petrole) sahip. Yani Finleri biraz kendini beğenmişlik (omahyväisyys) konusunda mazur görebilirsiniz.
Peki Finlandiya'yı bu kadar mutlu eden şey ne?
New York Times muhabirleri haklı olarak bu sorunun peşine düşmüş; yaşları 13 ile 88 arasında değişen, çeşitli cinsiyetleri, cinsel yönelimleri, etnik geçmişleri ve meslekleri temsil eden yaklaşık bir düzine Finli ile konuşmuş. Çok kısaca özetlemek gerekirse, Finliler bu sıralamanın çok daha karmaşık bir gerçekliğe işaret ettiğini söylüyor.
Ayrıca birçoğu ülkedeki seçimlerde aşırı sağcı bir partinin kazanımları, Ukrayna'daki savaş ve ülkenin NATO'ya katılmasıyla daha da kötüleşebilecek olan Rusya ile gergin ilişkiler dahil olmak üzere yaşam tarzlarına yönelik tehditlerle ilgili endişelerini paylaşıyor.
Örneğin ülkenin batı kıyısında orta ölçekli bir şehir olan Kokkola'da İngilizce öğretmeni olan 58 yaşındaki Nina Hansen, "Çok mutlu olduğumuzu söyleyemem. Aslında bu kelimeye biraz şüpheyle yaklaşıyorum” diyor.
Genel kanı, Finlandiya gibi, devletin tatmin edici bir yaşam ve umut verici bir gelecek inşa etmek için güvenli bir temel sağladığı bir ülkede mutlu olmanın daha kolay olduğu yönünde. Ancak bu beklenti aynı zamanda ulusal itibara uygun yaşamak için baskı yaratabiliyor.
Bayan Hansen'in Kokkola'daki öğrencilerinden biri olan 19 yaşındaki Clara Paasimaki, "Biz çok ayrıcalıklıyız ve ayrıcalığımızın farkındayız," diyor ve ekliyor: "Bu yüzden herhangi bir konuda hoşnutsuz olduğumuzu söylemekten de korkuyoruz, çünkü diğer insanlardan, özellikle de İskandinav olmayan ülkelerden çok daha iyi durumda olduğumuzu biliyoruz."
Aalto Üniversitesi'nde psikoloji araştırmacısı olan Frank Martela da Paasimaki'nin değerlendirmesine katılıyor: "Finlandiya'nın altı yıldır üst üste 'dünyanın en mutlu ülkesi' olması insanlar üzerinde baskı yaratmaya başlayabilir. Hem eğer biz Finler bu kadar mutluysak, ben neden mutlu değilim? Bu anlamda, en mutlu ikinci ülke olmak Finlandiya'nın uzun vadeli mutluluğu için iyi olabilir."
Isınan gezegenden korkan kemancı ve diğerleri...
New York Times’ın konuştuğu insanların çoğu doğanın zenginliğinin Finlandiya'nın mutluluğu için çok önemli olduğunu belirtiyor. Finlandiya'nın yaklaşık yüzde 75'i ormanlarla kaplı ve ‘jokamiehen oikeudet’ ya da ‘herkesin hakkı’ olarak bilinen bu alanların tamamı, insanlara kamuya ya da özel mülkiyete ait tüm doğal arazilerde özgürce dolaşma hakkı veren bir yasa sayesinde herkese açık.
Ülkesini 1980 ve 1984 Olimpiyat Oyunlarında temsil etmiş eski bir atlet olan 66 yaşındaki Helina Marjamaa, "Doğadaki huzur ve hareketten keyif alıyorum. Güç aldığım yer orası. Kuşlar ötüyor, karlar eriyor ve doğa canlanıyor. İnanılmaz derecede güzel” diyor.
Fakat yaklaşık üçte biri Kuzey Kutup Dairesi'nin üzerinde yer alan Finlandiya'nın doğal zenginlikleri iklim krizinin etkilerine karşı savunmasız. Finlandiyalı metal grubu Korpiklaani'nin eski üyesi ve kemancı Tuomas Rounakari de muhafazakar partilerin artan popülaritesinden ve savundukları iklim karşıtı politikalardan endişe duyuyor. Nesli tükenmekte olan türler ve iklim değişikliğine atıfta bulunarak, “Küresel kapitalizm hâlâ oyuna liderlik ediyor. Bana göre tüm bunlar endişe verici. Kendi doğamıza karşı bu cehalet seviyesi beni endişelendiriyor" diyor.
Fin yaşam tarzı, ulusal karakterin bir parçası olan ‘sisu’ ile özetleniyor
Bu kelime kabaca, ülkenin uzun kışları gibi ‘zorluklar karşısında sarsılmaz kararlılık’ anlamına geliyor. 18 yaşındaki Matias From, “Kışın hayatta kalmanın o kadar da kolay olmadığı günlerde insanlar mücadele etmek zorundaydı ve sonra bu nesilden nesile aktarıldı. Ebeveynlerimiz, büyükannelerimiz ve büyükbabalarımız da böyleydi” diyor.
Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığını kazanmasından 17 yıl sonra doğan Eeva Valtonen, anavatanının İkinci Dünya Savaşı'nın yıkımından yıllar süren yeniden inşa sürecine ve dünyaya örnek gösterilen bir ulusa dönüşümünü izlemiş. "Annem, 'Unutma, hayattaki nimet çalışmaktır ve yaptığın her işi iyi yap,' derdi" diyor. 88 yaşındaki Valtonen ekliyor: "Finlandiyalıların da aynı şekilde olduğunu düşünüyorum. Herkes her şeyi birlikte yapar ve birbirine yardım eder."
Görünüşe göre dünyanın en mutlu insanları bile o kadar mutlu değil, daha çok hoşnut gibiler. Kimilerine göre mesele, Finlerin diğer herkesten çok daha mutlu olması değil beklentilerinin daha makul olması.
Finlandiya Üniversitesi'nde profesör olan ve toplumda refahı araştıran Arto O. Salonen, konuya ilişkin New York Times’a gönderdiği e-postada, Finlandiyalıların sürdürülebilir bir yaşam sürmekten memnuniyet duyduklarını ve finansal başarıyı temel ihtiyaçları belirleyip karşılayabilmek olarak algıladıklarını belirtiyor: “Başka bir deyişle neyin yeterli olduğunu bildiğinizde mutlu olursunuz."
Bununla ilgili bir de Fin atasözü var: Onnellisuus on se paikka puuttuvaisuuden ja yltäkylläisyyden välillä. Yani mutluluk yoklukla bolluk arasındaki yerdir.
Kaynak: Mashable Türkiye