Akademik dergi Science'ta yayımlanan bir araştırmaya göre, uydu görüntüleri kullanılarak dünyadaki en büyük 1972 gölde 1992-2020 yılları arasındaki su kayıpları incelendi.
Araştırmanın bulguları, dünyanın sıvı yüzey tatlı suyunun yüzde 87'sini depolayan göllerin iklim değişikliği ve insan faaliyetleri nedeniyle giderek daha fazla tehdit altında olduğunu ortaya koydu.
Buna göre, son 30 yılda büyük göllerin yüzde 53'ü küçüldü, tüm geniş rezervuarların yaklaşık üçte ikisinde ise önemli ölçüde kayıp yaşandı.
Göllerde her yıl 22 gigaton su kaybı görülürken, toplam küçülme hacmi 602 bin 28 kilometre olarak hesaplandı. Bu büyüklükteki alandaki su kaybı ABD'nin 2015'teki toplam su tüketimine eşit seviyede.
Küçülme ve rezervuar kayıpları, Orta Asya'nın batısı, Orta Doğu, Hindistan'ın batısı, Çin'in doğusu, kuzey ve doğu Avrupa, Okyanusya, ABD, Kanada'nın kuzeyi, Afrika'nın güneyi ve Güney Amerika'nın büyük bir kısmındaki göllerde tespit edildi.
Dünyadaki en büyük iç su kütlesi olan Hazar Denizi'ndeki daralma toplam kayıpların yüzde 49'unu, doğal göl hacmindeki net düşüşün ise yüzde 71'ini oluşturdu.
Göller tatlı su ve yiyecek temini, su kuşu habitatı, kirleticiler ve besinler döngüsü gibi temel ekosistem hizmetlerini sağlarken, küresel kara alanının yüzde 3'ünü kaplıyor.
Ayrıca biyojeokimyasal süreçlerin temel bileşenleri olan göller, karbon döngüsü koluyla iklimin düzenlenmesine katkı sağlıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütüne göre, küresel sıcaklık artışı geçen yıl sanayi öncesi döneme göre 1,15 dereceye ulaştı.