KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM'nin 78 Genel Kurulu toplantısı için bulunduğu New York'ta, Akşam Gazetesi'nin sorularını cevapladı.
■ Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM kürsüsünden KKTC'nin tanınması çağrısı yaptı, benzer bir çağrıyı geçen yılki toplantıda da yapmıştı. Özellikle geçen yıl verilen o mesajdan sonra olumlu bir etki gördünüz mü?
Sayın Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak dünyada söz sahibi olan bir isim... Yaptıklarıyla dünyanın önemli liderleri arasında ve çok iyi biliyorum ki Sayın Guterres'in Sayın Erdoğan'a büyük saygısı var. Guterres Portekiz Başbakanı iken de Türkiye'nin AB'ye girmesi için çok çaba sarf etmişti. Erdoğan'ın konuşması dengeleri etkileyebilecek bir ağırlıkta konuşmaydı.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM
Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Türkü'nün anavatanıdır. Sayın Erdoğan, Kıbrıs Türkü'nün aleyhine insan haklarına uluslararası anlaşmalara nasıl aykırı hareket edildiğini çok iyi bilir. Hatırlayın 2003-2004'te Annan Planı'na Türkiye destek verirken Kıbrıs Türkü buna 'evet' demiş, Rum halkı 'hayır' dedi. Buna rağmen Rumlar AB'ye alındı. Şimdi birtakım oyunlarla Kıbrıs Türkü'nün önünü kesmeye çalışıyor, Türkiye'ye karşı veto haklarını kullanıyorlar. Ama hamdolsun Türkiye son zamanlardaki iddialarıyla, Doğu Akdeniz politikasıyla, savunma sanayiindeki atılımları ve bölgede kurduğu hakimiyetle Kıbrıs Türkü'ne her zamankinden daha fazla sahip çıkmaya başlamıştır. Bir anlaşma olacaksa mutlak suretle iki devletli bir anlaşma olacaktır. Sayın Erdoğan BM Genel Kurulu'nda da bu vizyonu ortaya koymuş, KKTC'nin tanınması gerektiğin güçlü bir şekilde vurgulamıştır. Bu konuşma Kıbrıs Türkü'nün yüreğine su serpmiştir.
BİZ AZINLIK DEĞİLİZ
■ Peki BM'nin KKTC'ye karşı tavrını nasıl görüyorsunuz? Liderlerin tavrını samimi buluyor musunuz?
BM, yine bu binada 4 Mart 1964'te Kıbrıs'a BM askerini göndermek için Makarios'un devletini muhatap almıştı ama herhangi bir ülkede azınlık değiliz, devletin kurucu ortağı olarak farklı bir muamele görmemiz lazımdı. Olmadı. Aradan 60 yıl geçti ve biz şimdi devletimizin 40. yılını kutlayacağız. Artık öyle iç içeyiz ki Türk dünyasından kopmamız mümkün değildir. Tam tersine Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olarak Türk dünyasına daha fazla entegre olduk. İnşallah oradan ayrı bir devlet olarak gerekli karşılığı da bulacağız.
ARTIK SESİMİZ GÜR
■ Çözüm buysa, iki devletli yapı neden istenmiyor?
Çünkü kendi inançlarına göre burası bir Helen adasıdır. Denizlerle birlikte öyle bir harita çiziyorlar ki ta Kıbrıs'a kadar. Bakarsan Türkiye'den daha büyük. Kıbrıs'ı dahil ettiğinizde Türkiye'yi kuşatacak bir Yunanistan, Türkiye'nin güvenliğini çok olumsuz etkilerdi. Bu kurgu görüldü, bu oyun bozuldu. Bugün 200 milyona yakın nüfusuyla tüm dünyadaki Türkler, doğru bir liderle büyük bir potansiyeli yakalayabilir. Biz de Kıbrıs Türkü olarak büyük bir milletin parçası olarak oradayız. Milletimin güvenliği orada geçiyor, benim oradaki varlığım önemli, bayrağımın orada dalgalanması önemli. Bütün Türk dünyasının da lideri konumunda Türkiye ve Erdoğan'ın güçlü pozisyonu ile bahsettiğim potansiyel gücün yavaş yavaş kazanıldığını görmek beni mutlu ediyor. Kıbrıs'ta şu anda 144 farklı ülkeden öğrenci var, 100'den farklı ülkeden turist geliyor ve 100'den farklı ülkeyle ticaret yapabiliyoruz. Artık sesimiz tüm dünyada daha gür duyuluyor, bu da bizi gerçekten mutlu ediyor.
BM, PİLE'DE YANLIŞ YAPTI
■ BM ile Pile yolu yüzünden bir kriz yaşandı? Çalışmalarda son durum nedir?
Erdoğan, BM kürsüsünde de değindi, orada bir yanlış yapılmıştır ve gerekli mesaj BM'ye BM binasında verildi. Nitekim, Pile'den Güney Kıbrıs'a Larnaka'ya her türlü yollar, binalar yapılmış BM buna seyirci kalmıştır. Burada büyük haksızlık yine bize yapıldı. Pile Köyü'nden bizim bölgemize gelmek isteyen Kıbrıs Türkü eziyet çekiyor. Bizim yapacağımız yola Rum'un itirazıyla BM'nin taş koymasını kabul edemeyiz. BM ile bizlerin ilişkisi Rum onayına kalmış bir şey değildir. Asıl dertleri Türkler çile çeksin Pile'yi terk etsin... Biz bu yolu yaparsak Türk gençleri orayı terk etmeyecek, hatta geri dönüşler olacak. Yolu tamamlayacağız.
BU SİLAHLAR KİME KARŞI?
■ Rumlarla yapılan silah anlaşmalarıyla ilgili neler düşünüyorsunuz?
Bunlar tabii hoş şeyler değil. Gerginlik ve bir takım istenmeyen hadiselere alt yapı hazırlama derdi yoksa bunun kimseye bir faydası yok. Çünkü Kıbrıs küçük bir ada, burada silahlanmanın bir mantığı yok. Peki bu verilen silahlar kime karşı? Bizim öyle bir niyetimiz yok, Rum kesiminden toprak almak gibi bir niyetimiz yok. Tek amacımız 1974'ten sonra oluşan barışın korunması.