İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ankara'da Anadolu Ajansı tarafından düzenlenen 'Kanıt Belgeseli' gala programına katıldı. Belgeselde emeği geçenlere teşekkür eden Altun, yaşanan soykırımın kayıt altına alındığı bir belgesel olduğuna dikkat çekerek, "Kanıt Belgeseli 7 Ekim'den bu yana İsrail'in işlediği her türlü zulmün, her türlü savaş suçunun, her türlü kötülüğün, soykırımın kayıt altına alındığı bir belgesel. Kanıt Belgeselinde birçok değerli uzmanın birçok değerli ismin katkısı var. Burada şu acı gerçeği ifade etmem lazım. Karşımızda 52 dakikalık bir belgesel var fakat bu belgeselde her ne kadar başarılı bir şekilde İsrail'in zulmü İsrail'in uygulamaya koyduğu soykırım belgeleriyle ortaya konmuş olsa da söz konusu olan İsrail'in insanlığın vicdanında açtığı yaralar olduğunda gerçekten dakikalar, günler yetmez. Geçtiğimiz günlerde bir Filistinli genç, elinde tuttuğu bir kitabı ateşe verdi ve dedi ki ‘Uluslararası hukuk diye bir şey yokmuş, hepsi bir yalanmış.’ Gerçekten bu çok haklı ve bir o kadar da ahlaklı bir isyan. Evet, uluslararası hukuk yokmuş. Aydınlanmacıların, pozitivistlerin modernistlerin, batıcıların, ilerlemecilerin insanlığın en üst seviyesi olarak takdim ettiği, içinde bulunduğumuz bu zaman diliminde, tarihin bu evresinde gerçekten hep birlikte insanlığın günden güne ölümünü izliyoruz" dedi.
'İSRAİL FİLİSTİNLİLERİ SOYKIRIMA TABİ TUTUYOR'
Filistin halkının dünyanın gözleri önünde yok edilmeye çalışıldığını ifade eden Altun, "Medeni dünyanın birer üyesi olarak addedilen devletler, apaçık şekilde İsrail'e destek veriyorlar ve bu destekle birlikte İsrail, Filistinlileri soykırıma tabi tutuyor. Bugün kendisi vesilesiyle bir araya geldiğimiz Kanıt Belgeseli de işte ısrarla yok sayılan üzeri örtülmeye çalışılan, görmezden gelinen bu soykırımı delilleriyle gözler önüne seriyor. Öyle inanıyorum ki bu belgeselle birlikte tüm dünya hem bugün hem de yarın 14 bini çocuk olmak üzere 34 bin insanın dünyanın gözleri önünde nasıl katledildiğini görecek, bu denli büyük bir soykırım karşısında insanlığın nasıl bu kadar kör, nasıl bu kadar sağır, nasıl bu denli dilsiz olduğunu fark edecek ve kimlerin bu süreçte doğru yerde, kimlerin hakkın yanında, kimlerin yanlış yerde, batılın yanında olduğunu idrak edecek" diye konuştu.
'140'I AŞKIN GAZETECİ İSRAİL TARAFINDAN ŞEHİT EDİLDİ'
Şu ana kadar 140'ı aşkın gazetecinin İsrail tarafından şehit edildiğini belirten Altun, İsrail’in gazetecileri 'stratejik bir hedef' olarak gördüğü için kasıtlı bir şekilde saldırdığını ifade ederek, "Gazetecileri, hedef gözeterek, bile isteye onları öldürüyor, katlediyor. Nitekim bayram günü yine TRT Arabi ekibinin de hedef alındığını gördük. Tankla saldırdılar ve orada kameraman arkadaşımız Sami Sami Muhammed Şehadet ne yazık ki bacağını kaybetti ve iki gazeteci kardeşimiz de yine yaralandılar. Allah'tan onlara da şifa diliyorum. Gerçekten hakikat uğruna ölümü göze alan gazetecilere hepimiz çok büyük minnet borçluyuz, şükran borçluyuz. Bu yolda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum. Yaralananlara da Cenabı Allah'tan şifa niyaz ediyorum. İsrail bir taraftan gazetecileri hedef alarak hakikatin ortaya çıkmasını engellemeye çalışırken diğer taraftan da dezenformasyonla, yalanla, kurgulanmış içeriklerin bir şekilde dolaşıma sokulmasıyla hakikatin üstünü örtmeyi hedefliyor. 7 Ekim'den bu yana biz Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak 200’ü aşkın İsrail kaynaklı dezenformasyonu ifşa ettik" ifadelerini kullandı.