Türkgün Gündem Feci kaza: Lüks otomobil beton bariyerlere saplandı

Feci kaza: Lüks otomobil beton bariyerlere saplandı

Kuzey Marmara Otoyolu Sakarya geçişinde sürücüsünün kontrolünden çıkan lüks otomobil, gişelerdeki beton bariyerlere ok gibi saplandı. Hurdaya dönen otomobilde sürücü olay yerinde hayatını kaybetti, doktor eşi ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

KAYNAK: İHA

Kaza, Kuzey Marmara Otoyolu Akyazı gişelerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İstanbul istikametinden Düzce istikametine doğru seyir halinde olan Selman Güngör (33) idaresindeki 81 DY 180 plakalı Mercedes marka lüks otomobil, sürücüsünün kontrolünden çıkarak beton bariyerlere adeta ok gibi saplandı. 

Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Adrese ulaşan sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde sürücü Güngör'ün olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Ekiplerce araç içerisinden ağır yaralı olarak çıkarılarak Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan sürücünün eşi Yonca Haymana Güngör ise burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hayatını kaybeden çiftin 5 günlük kız bebeklerinin ise durumunun ağır olduğu ve hastanedeki tedavisi sürdüğü öğrenildi.

Kadın hastalıkları bölümünde doktormuş

Öte yandan, hayatını kaybeden Yonca Haymana Güngör'ün, Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda doktor olarak görev yaptığı öğrenildi.

Yorumlar
H
Hüseyin Özharputlu 2 ay önce
Allah rahmet eylesin
BEĞENME
0
CEVAPLA
Türkgün Gündem Depremde 36 kişiye mezar olmuştu... Rıza Bey Apartmanı davasında bilirkişi raporu kararı

Depremde 36 kişiye mezar olmuştu... Rıza Bey Apartmanı davasında bilirkişi raporu kararı

İzmir'deki depremde en fazla can kaybının yaşandığı Rıza Bey Apartmanı'nın yıkılmasına ilişkin 20 sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkeme başkanı, yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

KAYNAK: AA

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada bazı tutuksuz sanıklar, müşteki yakınları ile taraf avukatları hazır bulundu.

Tanık F.E, projenin çizildiği mimarlık-mühendislik firmasında asistan olarak görev yaptığını, çalıştığı dönemde Rızabey Apartmanı'nın yapılmadığını savundu.

Sözleşmeleri kendisinin daktiloda yazdığını ancak apartmanla ilgili bir sözleşme yazmadığını belirten F.E, "Firma sahibi İ.K. ve binanın fenni mesul müdürü mimar A.S.B'nin özel asistanıydım. O dönemde böyle bir bina yapıldığını hatırlamıyorum. Deprem olduğunda bu apartmanı gördüm. 'Keşke firma sahibi İ.K. yapsaydı' dedim. Çünkü onların yaptığı tüm binalar ayakta." dedi.

Binanın projesinin çizildiği mimarlık mühendislik firması sahibi tutuksuz sanık İ.K, yargılanmasının tek sebebinin projede kullanılan antetli kağıtta firması ve adının geçmesi olduğunu savundu.

Olaydan dolayı çok üzgün olduğunu dile getiren İ.K, "Ben bu kadar suçlanınca dosyalarımı karıştırmaya başladım. Başlıkta mimarı benim adım yazıyormuş. Herkes beni projenin başlığı yüzünden suçluyordu. Ben müteahhit H.H.Ö'yi tanımıyorum. 10 binlerce inşaat yaptım. Hepsi sağlam. Benim kendi inşaatımda hiçbir şekilde aykırılık olmamıştır." diye konuştu.

Projenin fenni mesulü A.S.B. de kendisinin projede imza yetkisi olmadığını öne sürdü.

Müteahhit H.H.Ö. de projeyi arsa sahibi Rıza Beyin hatırı için İ.K'nin bürosuna çizdirdiğini, kendisiyle görüşüp ödemeyi de ona yaptığını söyledi.

İ.K'nin adının sadece projedeki kağıtta geçtiğine ilişkin yalan söylediğini savunan H.H.Ö, "Bazı şeyleri kurtarmak için yalana düşüyorlar. Ben onun mimar ve mühendislerini tanımam, kendisini bilirim. Eksiksiz, kesintisiz binamı yaptım. Bir sürü dokunulmuş binaya. Ben suçsuzum. Projeyi ben İ.K'ye çizdirdim. Eksik malzeme kullanmadım. Herkes kendisini kurtarmak için bir şey söylüyor." ifadelerini kullandı.

“BURADA ÖYLE BİR KARAR ÇIKMALI Kİ HERKESE ÖRNEK OLMALI”

Depremde 2 çocuğunu kaybeden müşteki Emine Yücel de sanık vekillerinin sürekli yeni bilirkişi raporu istediklerini söyledi.

Yücel, "Canlarımızı kaybettik. Doğal afetten değil binanın çürük olmasından dolayı öldüler. Bu dosyada bilirkişiler en yetkin kişilerden seçildi. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken heyet alandaydı. Tüm örnekler polis eşliğinde alındı, fotoğrafları çekildi. Yeni heyet atanmasının akla mantığa ters olduğunu düşünüyorum. Bu talepler yargılama süresini uzatmaya yöneliktir." dedi.

Sanıkların duruşmada hazır olmasını isteyen Yücel, yeğeni Lena'nın doğum günü olduğunu ve 10 yaşını kutlayamadığını vurgulayarak, yargılamanın artık sonlanmasını istedi.

Kızı Aslı Taner'i depremde kaybeden anne Arzu Taner de 5 yıldır davaya gelip gitmekten yorulduğunu belirterek, "Hepimiz ilaçlarla ayakta duruyoruz. Herkes birbirine suç atıyor. Peki suçlu kim? Suçlu bizim evlatlarımız mı? Buraya gelip gittikten sonra 1 hafta kendime gelemiyorum. Her gün mezarlıktayım. Suçlular en ağır cezayı alsın. Burada öyle bir karar çıkmalı ki herkese örnek olmalı." diye konuştu.

Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında yeni sunulan belgeler ışığında her bir sanık yönünden sorumluluğun belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmasını mütalaa etti.

Mahkeme başkanı, yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

DAVA SÜRECİ

İzmir'de 30 Ekim 2020'deki depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nda 36 kişi hayatını kaybetmiş, 17 kişi yaralanmıştı.

Binanın yıkılmasında sorumlulukları bulunduğu iddiasıyla 13 sanık hakkında İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme" suçundan dava açılmıştı.

Dönemin 2 belediye görevlisi hakkında da "görevi kötüye kullanma" suçundan İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ana davayla birleştirilmesiyle sanık sayısı önce 15'e ardından 20'ye çıkmıştı.

Davanın 4 tutuklu sanığı önceki duruşmalarda tahliye edilmişti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *