Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in, Mescid-i Aksa'nın altında sebebini belirtmeksizin geniş çaplı kazı çalışmaları yürüttüğü belirtildi.
Kazıların tehlikeleri konusunda uyarıda bulunulan açıklamada, bunun uluslararası hukuka yönelik bir suç olduğu ve konuyla ilgisi bulunan İsrailli yetkililerin mutlaka yargılanması gerektiği vurgulandı.
ÖZELLİKLE KIŞ MEVSİMİNDE ORTAYA ÇIKIYOR
Açıklamada, kazıların felaket boyutundaki sonuçlarının, vatandaşların evlerinde ve iş yerlerindeki duvarlarda büyük çatlakların oluşması ve su sızması suretiyle, özellikle kış mevsiminde ortaya çıktığı dile getirildi.
İsrail yönetimine bağlı Kudüs Belediyesi'nin, Mescid-i Aksa'yı çevreleyen bölgelerde Yahudi yerleşim projelerini uygulamayı amaçladığı kaydedilen açıklamada, toprak kayması ve duvarlarda çatlaklar oluşması gibi bahaneler öne sürülerek, sivilleri evlerini boşaltmaya zorladığı ifade edildi.
DÜNYAYA ACİL ÇAĞRI
Açıklamada, yollarda ve evlerin duvarlarındaki çatlakların, belediyenin ihmali nedeniyle oluştuğu aktarıldı.
Açıklamada ayrıca, uluslararası toplumdan ve ilgili kurumlardan sorumluluk üstlenmeleri ve İsrail'i kazıları derhal durdurmaya zorlamaları istendi.
MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ MESCİD-İ AKSA
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla 1967'den bu yana kazı çalışmaları yapıyor.
UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 20016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle ilişkisine dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı oylamış ve 6'ya karşılık 24 oyla kabul etmişti. Karar tasarısı daha sonra UNESCO Yürütme Kurulu tarafından da onaylanmıştı.
UNESCO Dünya Mirası Komitesi ise 7 Temmuz 2017'de İsrail'in Kudüs'te Mescid-i Aksa ile çevresinde egemenlik hakkı iddiaları ve yürüttüğü yasa dışı kazıları kınayan bir tasarıyı kabul etmişti.