Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, ABD’nin Türkiye’den S-400 satın alma girişimini “Türkiye’den S-400 alabileceğini düşünmesi trajikomik, son kullanıcı belgesi diye bir gerçek var” diye değerlendirdi. Karataş, Türkiye’yi S-400’de kararlı kılan süreci de tüm detaylarıyla Sputnik’e aktardı.
ABD, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri üzerinden yarattığı krizi sürdürmekte ısrarcı. Yakın zamanda Washington’dan gelen hazırlık ve açıklamalar, Türkiye’nin hava savunma stratejisinin hedef olmaya devam edeceğini gösterir nitelikte. Tartışmaları yeniden güncel kılan gelişme ise, ABD'nin 2021 Yılı Savunma Bütçesi Yetkilendirmesi için hazırlanan yasa tasarısına, S-400'ler ile ilgili ekleme yapılması oldu. Buna göre, Türkiye ABD'ye NATO uyumlu olmayan sistem almayacağının garantisini verirse, ABD'nin Türkiye’ye teslim edilmiş olan S-400 sistemini satın alabileceği ifade edildi.
ABD, Türkiye’ye yaptırımlar için yeniden harekete geçti
Ancak mesele bu teklifle de sınırlı değil. Konuyu Sputnik’e değerlendiren Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş’a göre, ABD’nin S-400’leri satın alma teklifinin yanı sıra, Türkiye’ye yaptırımlar da bir kez daha yolda. Karataş “Cumhuriyetçi Parti Idaho Senatörü James Elroy Risch ile Demokrat Parti New Jersey Senatörü Robert Menendez tarafından önerilen yasa tasarısının 149’uncu sayfasında yer alan ve yasanın 172’nci bölümüne eklenen maddelere göre; 12 Temmuz 2019 tarihinde Rusya Federasyonu’ndan S-400 hava savunma sistemi alan Türkiye’ye, Amerika'nın Düşmanlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Kanunu CAATSA’da yer alan 5 veya daha fazla maddenin yasa yürürlüğe girdikten en geç 30 gün içinde S-400 alımına bilerek dahil olan her kişi için ağırlıklı olarak mali yaptırımların uygulanmasını içermektedir” hatırlatmasında bulundu.
Ankara ve Moskova: S-400’lerin ABD’ye devri söz konusu bile olamaz
Elbette ABD’nin bu tutumu gerek Moskova, gerekse Ankara tarafından cevapsız bırakılmadı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ABD’nin bu girişimine “Bir silah sistemi bir ülkeye satıldığı zaman son kullanıcı olarak satılır. Türkiye Cumhuriyeti açısından bakarsak Türkiye Cumhuriyeti köklü devlettir” yanıtı verdi. Rusya Federal Askeri ve Teknik İşbirliği Servisi (FSVTS) Sözcüsü Mariya Vorobyeva, Türkiye’ye teslim edilen S-400 füze savunma sistemlerinin Rusya’nın izni olmadan yeniden ihraç edilmesinin mümkün olmadığını bir kez daha hatırlattı.
‘ABD’li senatörlerin bu girişimi trajikomik, son kullanıcı belgesi diye bir gerçek var’
Peki, ABD’nin bu uygulanması mümkün olmayan girişimlerinin amacı ve motivasyonu ne? Emekli Hava Pilot Tümgeneral Karataş, buna ilişkin “S-400’lerin ABD’ye satılmasına yönelik maddenin uygulanmasının mümkün olmadığını ifade etmiştim. Hatta ABD’li senatörlerin bu maddeyi inanarak ilave etmelerinin daha da ‘trajik komik’ olduğunu belirtmiştim. Devletler arası bu tür büyüklükte silah satışlarında anlaşmalar gereği bağlayıcı maddeler vardır. Devletler arası silah satın almalarında devlet garantisi verilir. Ayrıca, ‘Son Kullanıcı Belgesi’ diye bir belge vardır ve bunu imzalarsınız. Üretici ülkenin onayı olmadan silahları üçüncü taraflara satamazsınız. Hukuki açıdan uluslararası alanda sorumluluklarınız vardır. Örneğin; satıcı ülkenin izni olmadan üçüncü bir tarafa doküman ve eğitim bile veremezsiniz. Türkiye tarafından yapılan resmi açıklamalarda bu yöndedir ve S-400 anlaşmasına bağlı kalınacağı bir kez daha vurgulanmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
‘ABD’nin bu tutumu Türkiye’ye yönelik şantaj girişimidir’
Karataş “Diyelim ki Patriot aldık ve ABD ile aramızdaki ilişkiler yaptırımlar ve ambargolar nedeniyle onarılamayacak kadar bozuldu. Patriot’ları başka bir ülkeye satıp, onlardan daha iyi hava savunma sistemi alsak, olmadı üzerine bir de F-16 versek olur mu? Olmaz. ABD hemen ortaya atılıp, ‘ne yapıyorsunuz, anlaşmaları ihlal ediyorsunuz demez mi, der. ABD’li senatörlerin dünyadan bu kadar kopuk ve gerçeklerden uzak olmasının en önemli nedeni, kendilerini hala dünyanın tek lideri gibi görmelerinden kaynaklanmaktadır. Yarın başka bir konuda ABD yine aynı uygulamaya başvuracaktır. Şantajcı elindeki imkanları sonuna kadar kullanacaktır. Burada önemli olan şantaja uğrayanın ne yapacağıdır. Yani elinizi verirseniz kolunuzu kaptırırsınız” diye devam etti.
‘Türkiye, NATO ittifakını sorgulamalı’
Türkiye’nin S-400’lerde ısrarcı davranmasının sebebinin ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin ‘PYD ve FETÖ gibi örgütlere yönelik desteği’ ve bu alandaki ‘ikiyüzlü politikaları’ olduğunu söyleyen Karataş, bu ülkelerin Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik politikalar izlediğine de işaret ediyor:
“Yıllardır bazı NATO üyelerinin; PKK/KCK, PYD/YPG terör örgütüne olan destekleri, Irak ve Suriye’de uyguladıkları politikalar, FETÖ/PDY’na destekleri, 15 Temmuz’un arkasında durmaları, Suriye’de ağırlığı PKK/KCK, PYD/YPG’den oluşan 60-100 bin kişilik bir gücü muhafaza etmeye yönelik çalışmaları açık bir şekilde Türkiye’yi hedef almaktadır. Bu özünde ABD/NATO’nun Türkiye’ye karşı düşmanca tutumundan başka bir şey değildir. Elbette Türkiye ABD/NATO’nun kendisine tehdit teşkil ettiğini sorgulayacaktır. En önemli gösterge ABD/NATO ve Batı, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne karşıdır. Artık ittifaklık ilişkilerinin bu yalın gerçekler karşısında sorgulanması ve ona göre tedbir alınması gereklidir.
‘S-400’lerin saldırı değil savunma sistemi olduğu unutulmamalı’
S-400’ler bir hava savunma sistemi olup, saldırı silahı değildir. Çok açık bir şekilde “ülkemize, anavatanımıza” tehdit teşkil edecek ve saldıracak düşmanlara karşı kullanılacaktır. Bu şu anlamı taşımaktadır; en çok gündeme getirildiği gibi yani direkt olarak NATO’ya karşı değil, havadan gelebilecek ister halihazır NATO üyesi bir ülkeden olsun, ister olmasın kimden gelirse gelsin ‘düşman ülke’ tehditlerine karşı kullanılacak bir sistemdir."
‘S-400’lerden geri dönüş yok’
ABD’nin baskılarına rağmen Türkiye’nin S-400’lerden dönmeyeceğinin altını çizen Karataş “S-400 eğitimlerinin önemli bir kısmı zaten sistem aktif edilerek sürdürülme ihtiyacındadır, yani sistem zaten aktiftir. Personelin ‘İlk Safha Harbe Hazırlık Eğitimlerinden’ sonra “Son Safha Harbe Hazırlık Eğitim” süreci de devam edecektir. Şu çok açık bilinmelidir ki zaten eğitimler burada bitmeyecektir. Eğitimlere S-400’ler Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kaldığı müddetçe ömür devri boyunca çeşitli seviyelerde her zaman devam edilecektir. S-400’ler geldi aktif olmayacak, aktif olursa ABD yaptırım uygulayacak ve dolar yükselecek beklentisindekiler ile 1960’lardan bugüne kadar Türkiye’nin uzun menzilli yüksek irtifa hava füze savunma sistemi yok. Bu sistemin olmamasından rahatsız olanlara kötü haberim ise, S-400 konusundan geri dönüş olmayacağı. S-400 personel eğitimlerinin ilk aşama için yeterli seviyeye geldiğini tahmin etmek zor değildir. İstenildiğinde intikale de hazır hale gelecektir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Türkiye’yle Rusya arasındaki S-400 anlaşması, komşu ülkelerle işbirlikleri açısından da önemli’
Karataş “Elbette siyasi ve ekonomik kararlar hayatımız ve yaşantımızı etkilemiş bundan sonrada etkileyecektir. Ama tarihiyle övünen ve gururuyla köle olmadan yaşamanın temelleri üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar varlığını sürdürmesinin de bir bedeli olacaktır. Türkiye ve Rusya arasında S-400 tedariğine ilişkin imzalanan anlaşmanın uygulanması bu anlamda Türkiye’nin güvenirliği, güvenliği, uluslararası alanda saygınlığı ve komşu ülkelerle işbirliği açısından da büyük önem içermektedir” diye ekledi.