Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin yargılanan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararına karşı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan itiraza ilişkin istinaf dilekçesinde, Kavala'nın Açık Toplum Vakfı Kurucusu George Soros bağlantısı ve FETÖ elebaşı Gülen'in Açık Toplum Vakfı Kurucu Üyesi İshak Alaton arasındaki ilişkiler ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince 18 Şubat'ta sanıklar Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Ali Hakan Altınay, Çiğdem Mater Utku, Tayfun Kahraman, Şerafettin Can Atalay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Mine Özerden hakkında verilen beraat kararına itiraz ederek, hazırladığı dilekçeyi istinaf mahkemesine sundu.
Gezi kalkışmasının planlanması, eylemlerin yönelendirilmesi, eylem çağrıları, uluslararası girişimler, eylemlerin finansmanları ile sanıkların tek tek eylemlerine yer verilen dilekçenin detayları da ortaya çıkmaya başladı.
Macar asıllı ABD'li iş adamı George Soros tarafından 1984 yılında Macaristan'da kurulan Açık Toplum Enstitüsü/Vakıflarının (Open Society Institute) 120'den fazla ülkede faaliyet gösterdiği, bazı ülkelerde de temsilcilik düzeyinde yapılandığı anlatılan dilekçede, kuruluşun, 2001 yılında Türkiye'de Açık Toplum Enstitüsü Temsilciliği ile faaliyetlerine başladığı, 19 Haziran 2008'de ise Açık Toplum Vakfının kurulduğu anımsatıldı.
George Soros'un siyasi iktidarı değiştirmeyi amaçladıkları ülkelerde Otpor ve buna benzer grupları aktif olarak kullandığı belirtilen dilekçede, özellikle Sırbistan, Malezya, Venezuela, Gürcistan ile Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerdeki devrim hareketlerinin Açık Toplum Vakfı kanalıyla George Soros tarafından fonlandığının bilindiği anlatıldı.
Dilekçede, 2003 yılında Gürcistan'da yaşanan devrim sırasında İngiliz Globe and Mail gazetesinin, "Geçtiğimiz Şubat ayından itibaren milyarder Soros, Gürcistan Cumhurbaşkanı Shevardnadze’yi devirmek için çalışmalara başladı. Bu aydan itibaren Açık Toplum Vakfı'ndan fonlar aktarıldı ve 31 yaşındaki Gürcü aktivist Giga Bokeria, Sırbistan'a hareket ederek Otpor direniş hareketiyle buluşarak sokak aktivizmi için gerekli taktikleri almaya başladı." şeklindeki haberi, Soros'un, siyasi iktidarı değiştirmeyi amaçladıkları ülkelerde Otpor ve benzeri grupları aktif olarak kullandıklarını ortaya koyduğuna örnek gösterildi.
Gezi kalkışmasının başlamasından kısa bir süre önce 5 Nisan 2013'te, Osman Kavala'nın firari sanık Gökçe Tüylüoğlu ile Açık Toplum Enstitüsünün merkezinin yer aldığı Budapeşte'de, George Soros'un da katıldığı toplantıya gittiklerinin tespit edildiği anlatılan dilekçede, uçak biletlerinin görsellerine de yer verildi.
"FETÖ elebaşının vize işini de halletmişler"
Dilekçede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'le ilgili dikkat çekici tespitler yer aldı.
Açık Toplum Vakfı kurucu üyesi ve aynı zamanda 2013 yılı itibarıyla vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan İshak Alaton'un 28 Ekim 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu ile yaptığı görüşmeye, dilekçede şu şekilde yer verildi:
"Gökçe: Benim sizinle konuşmak istediğim bir konu daha var aslında İshak Bey... Ee bakın Zaman ve Todays Zaman hiç ilgi göstermedi yani siz aradığınız için geldiler ama tek bir kelime çıkmadı her ikisinde de... İşte bilemiyorum bir de yani onu siz, yani sizce neden diye ben size sormak istiyorum.
İshak: Ben o zaman bunu soracağım çarşamba günü.
Gökçe: Çünkü şöyle bir şey de var eğer bu ar... biliyorum ki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı farklı, Zaman ve Todays Zaman da farklı iki yapı ama eğer onlar hiçbir şekilde de cemaatin bir yayın organı burası eğer onlar hiç ilgi göstermiyorsa Anadolu'da o zaman onlarla bir şekilde ortaklık kurmamız da mümkün değil yani.
İshak: Ben o zaman bir şey yapayım istiyorsan Turhan Bozkurt'u (FETÖ firarisi) davet edeyim bana.
Gökçe: Ya Turhan Bozkurt ne kadar etkili.
İshak: E vallahi ben sana söyleyeyim şöyle oldu, etkisini şöyle düşünebilirsin. Bir pazartesi günü, geçen pazartesi o beni aradı, saat dört buçuğa doğru... Dedi ki 'Hocaefendi hastaneden döndü, yerinde morali bozuk. Sizin gibi yakın dostları onu arayınca morali çok düzeliyor acaba siz bir ara arayabilir misiniz?' Ben 'Hay hay ararım.' dedim. Bunun üzerine hemen atladı üzerine 'Ekrem Dumanlı Pensilvanya'da, hocanın yanında saat şimdi orada 9, kahvaltıya oturacaklar biraz sonra, tam zamanıdır arar mısınız?' dedi. 'Ararım.' dedim, numarayı verdi Ekrem Dumanlı'nın, şimdi bu aramayı organize eden..."
Dilekçede, sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun aynı gün İshak Alaton ile yaptığı şu görüşme de yer aldı:
"Gökçe: Hı hı peki yani hani Turhan Bozkurt'a neden yapmadığı sorulabilir dediğiniz gibi.
İshak: Ben onu yapacağım çarşamba günü de sen bana dedin ki ne kadar... Sen haklısın belki de, Ekrem Dumanlı'yı arayacağım biliyor musun neden... Hadi sana bir şey daha açıklayayım Ekrem Dumanlı benden şeyi istedi o eski hikaye vize... Hatırladın mı?
Gökçe: Ha evet hatırladım evet evet hatırladım.
İshak: O zaman onu temsil eden oydu ve onu görüştürdüm bir öğle yemeğinde Morton Abramowitz ile... Yani bana bu kadar borçlu.
Gökçe: Aynen bence sizi kırmamaları gerekiyordu dolayısıyla önce bir Turhan Bozkurt'a ne oldu diye mutlaka sormak gerekiyor.
İshak: Demek oradan başlayayım..."
Dilekçede, bu görüşmelerin Açık Toplum Vakfının Türkiye'deki misyonunu açıkça ortaya koyduğu kaydedildi.
Dilekçede, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'in, 1999 yılından bu yana ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşadığı hatırlatılarak, Gülen'in, ABD’de ikamet etmesi için gerekli olan Yeşil Kart (Green Card) alması amacıyla mahkemeye sunulan tavsiye mektuplarında, eski CIA yöneticisi Graham Fuller ve eski ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz'in imzalarının olduğu ve örgüt elebaşının bu belgeler ile ABD'de oturum izni aldığının bilindiği kaydedildi.
Söz konusu telefon görüşmesinde de Gülen'in ABD'de oturum izni alabilmesi için tavsiye mektubu veren Abramowitz'le FETÖ/PDY bağlantısının, Açık Toplum Vakfı Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapan İshak Alaton tarafından sağlandığının anlatıldığı belirtilen dilekçede, "Bu sebeple de FETÖ/PDY'nin kendilerine 'borçlu' olduğunu, istedikleri şeyleri yapmak durumunda olduklarının belirtildiği görülmektedir. Tek başına bu görüşme bile Açık Toplum Vakfının Türkiye'deki misyonunu alenen ortaya koymaktadır." denildi.
"Gezi kalkışması ile ilgili Avrupa'daki gençler de harekete geçirilsin"
Dilekçede, 1 Temmuz 2013'te, 2009-2018 yılları arası Açık Toplum Vakfı Genel Müdürlüğü yapan sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun, Jordi (Açık Toplum Enstitüsünde Küresel Öngörü ve Analiz Direktörü olan daha önce Avrupa Açık Toplum Vakıfları Bölge Müdürlüğü ve Avrupa Açık Toplum Girişimi Eş Direktörlüğü yapmış olan Jordi Vaquer olduğu değerlendirilmektedir) ile yaptığı görüşmeye de yer verilerek, şunlar kaydedildi.
"Görüşmede, özetle, Jordi'nin 'George Soros'la beraber Yunanistan'da olduklarını, Soros'un Gezi kalkışması ile ilgili Avrupa'daki gençlerin de harekete geçirilmesi, Gezi kalkışmasını desteklemeleri için organize edilmeleri talimatı verdiği, bu yönde bir organizasyona başladıklarını' beyan ettiği, sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun da 'kısa bir süre önce protesto grubuna liderlik eden 3 kişi ile akşam yemeğinde buluştuğunu ve protestolarla ilgili yapılacakları konuştuklarını' söylediği aktarıldı."
Sanık Osman Kavala'nın, 3 Eylül 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu ile yaptığı görüşmeye de özetle yer verilen dilekçede, Gökçe'nin "George Soros'un kendisini 20 Eylül sabahı ABD'ye (New York) kahvaltıya çağırdığını, bu sebeple 19-26 Eylül arası ABD’de olacağını, Soros'un Türkiye’de olup bitenlerle ilgili bilgi istediğini, bu amaçla kahvaltıya çağırdığını, kendisinin de gitmeden önce sanık Osman Kavala ve İshak Alaton'la görüşüp değerlendirme yapmak istediğini" beyan ettiği, Osman Kavala'nın da "bir hafta sonra görüşüp değerlendirme yapmayı" teklif ettiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Dilekçede, 27 Ağustos 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun George Soros'la görüşmek üzere gittiği ABD'den dönmesinin ertesi günü sanık Mehmet Osman Kavala ile yaptığı görüşmeye değinilerek, Tüylüoğlu'nun, ABD'de George Soros'la yaptığı görüşmeye ilişkin "Açık Toplum Enstitüsünün Küresel Yönetim Kurulu Toplantısı gerçekleştirildiğini söyledikleri, orada da Türkiye'deki durum hakkında uzun ve detaylı görüşmelerin yapıldığı, George Soros'un da gelişmeleri takip ettiği, bundan sonra da Türkiye'de olup bitenleri takip edecekleri" şeklindeki gözlemlerini aktardığı anlatıldı.
Uluslararası spekülatör George Soros'un, kurduğu Açık Toplum Enstitüsünün Türkiye'deki temsilciliği olan Açık toplum Vakfı üzerinden Gezi kalkışmasını organize ettiği, Gezi kalkışması ile ilgili süreçlerin dönemin Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü sanık Gökçe Tüylüoğlu tarafından George Soros'a zaman zaman yüz yüze aktarıldığı anlatılan dilekçede, George Soros'un kalkışmanın yayılması ve yurt dışı desteğinin sağlanması maksadıyla özellikle Avrupa'daki kuruluşlarına talimatlar verdiği anlatıldı.
"Kalkışmanın danışmanı Kavala"
Dilekçede, kalkışmanın, Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiği, bu kapsamda Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen forumlar koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin olduğu belirtilerek, buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da kararların Kavala'ya danışılmadan alınmadığı, Gezi kalkışmasıyla ilgili tüm uluslararası girişimlerin Kavala üzerinden kurulduğunun tespit edildiği anlatıldı.
Kavala'nın Gezi kalkışmasıyla ilgili belgesel hazırlanması ve uluslararası film festivallerinde sahnelenmesiyle ilgili Ermenistan/Erivan'da Rada Sejic ile görüştüğü belirtilen dilekçede, bu görüşme üzerine, Anadolu Kültür AŞ danışmanı sanık Çiğdem Mater Utku'nun görüştüğü Özge isimli kişiye "Hazırlıkları devam eden 'Video İşgal' isimli Gezi kalkışmasını konu alan belgesel çalışmasının ne durumda olduğunu" sorduğu, Rada Sejic ile olan görüşmeyi anlatıp hazırlanan belgeselle alakalı danışmanlık hizmeti almak için Özge ve bir kişinin 21-24 Ağustos’ta gerçekleşecek Saraybosna Film Festivali'ne götürülmesini, masrafları Açık Toplum Vakfının Anadolu Kültür AŞ üzerinden karşılayacağını" beyan ettiği kaydedildi.
Dilekçede şu tespiti de yer verildi:
"Bununla beraber Gezi kalkışması ile ilgili belgesel hazırlatıp bu belgeselin uluslararası film festivallerinde gösterimini yaptırarak kalkışmanın uluslararası platformlarda sanat camiasında da ilgi görmesini ve böylece Türkiye Cumhuriyeti 61. Hükümeti’ne yönelik uluslararası tepkilerin yoğunlaşmasını amaçladığı tespit edilen sanık Mehmet Osman Kavala, Anadolu Kültür AŞ'de görevli sanık Çiğdem Mater Utku aracılığıyla 'Video İşgal (Videoccupy)' isimli belgeselin hazırlık çalışmalarını takip etmiş, bu ve buna benzer faaliyetleri de bir-iki sayfalık göstermelik projeler hazırlatarak Anadolu Kültür AŞ üzerinden fonlatmıştır."
"Mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırı"
Sanıklar hakkında beraat kararı veren mahkemenin gerekçelerine de itiraz edilen dilekçede, yargılama sürecinde müşteki ve mağdurların dinlenilmeden hüküm verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu aktarıldı.
Dilekçede, sanık Osman Kavala hakkında yargılamanın başladığı tarihten itibaren gelen süreçte tutukluluğunun devamı yönünde karar veren mahkemenin, gerekçeli kararında, tutukluluk gerekçesi yaptığı ve tüm tensip 5 farklı ara karar ve 6 farklı celsede hukuka uygun kabul ettiği tape kayıtları ve teknik fiziki takip tutanaklarını hüküm aşamasında hukuka aykırı bularak beraat kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu vurgulandı.
Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararlarının bu davaya emsal teşkil ettiği yanılgısına düşülerek sanıklar hakkında beraat kararına gerekçe olarak sunulduğu anlatılan dilekçede, her iki mahkemedeki yargılamanın farklı olduğu kaydedildi.
Dilekçede, yerel mahkemenin bazı sanıkların aynı eylemlele ilgili İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandıkları, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "2911 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından kesinleşmiş beraat kararlarının bulunduğu gerekçesine değinilerek, İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi kararı ve 30. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında yürütülen kovuşturmaya ilişkin dosyalar incelendiğinde, bir kısım sanıklar hakkında daha öncesinde 33. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davası ile kovuşturmanın aynı iddialara ilişkin olmadığı aktarıldı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen kovuşturmaya konu iddianamede sanıkların üzerine atılı eylemlerin TCK'nın 312. maddesi (hükümete karşı suç) kapsamında kaldığı ve farklı deliller de sunularak cezalandırılmalarının talep edildiği anımsatılan dilekçede, bu nedenle sanıklar hakkında İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesince verilen "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "2911 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından yapılan yargılama ile İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden yargılama arasında mükerrerlik durumunun olmadığı anlatıldı.
Dilekçede, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada, sanıklar savunmalarında, mahkeme tarafından hukuka aykırı delil olarak nitelendirilen dinleme ve fiziki takip tutanaklarına yönelik inkarda bulunmayarak bu tespitlere dair hususların aidiyetini kabul ettikleri anlatılarak, bu savunmalar doğrultusunda iletişimin tespiti ve fiziki takip tutanaklarından elde edilen deliler ikrar deliline dönüştüğü, bu gerekçe ile de mahkemenin beraat kararında belirtildiği şekilde soyut değerlendirme ile bahsi geçen bulguların yargılama dışı bırakılması usul, yasa ve dosya muhteviyatına aykırılık teşkil ettiği kaydedildi.
Dilekçede, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tüm sanıklar hakkındaki beraat kararının kaldırılarak mahkumiyetlerine karar verilmesi ve sanık Osman Kavala'nın da tutuklanması istendi. AA