Türkgün Gündem Hakkında soruşturma açılan fenomen: Demek ki sona yaklaşıyoruz

Hakkında soruşturma açılan fenomen: Demek ki sona yaklaşıyoruz

Dilan Polat'ın "Şampiyonlar Ligi" adıyla paylaştığı fotoğrafta yer alan fenomenler hakkında soruşturma başlatıldı ve yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Bir süredir yurt dışında yaşayan ve soruşturma başlatılan isimler arasında yer alan Eylül Öztürk ise "Soruşturmaya veya incelemeye dahil olduk. Demek ki sona yaklaşıyoruz. Hep bir belirsizlik vardı" dedi.

Kara para aklama suçlamasıyla tutuklu bulunan Dilan Polat ve Engin Polat çiftine yönelik soruşturma sürerken, sosyal medyada gündem olan yemek masası fotoğrafındaki fenomenler için de harekete geçildi. Dilan Polat'ın 2019 yılında çekildiği ve "Şampiyonlar Ligi" olarak isimlendirdiği fotoğrafta yer alan tüm fenomenler hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı ve yurt dışı yasağı getirildi. İsimler arasında yer alan ve bir süredir Amerika'da yaşayan Eylül Öztürk ise yaptığı açıklamada "Demek ki sona yaklaşıyoruz. Hep bir belirsizlik vardı" ifadelerini kullandı.

BİRÇOK İSME SORUŞTURMA

Dilan Polat'ın paylaştığı fotoğrafta Eylül Öztürk ve eşi Barış Kenan Özkan'ın yanı sıra, Şulemsi olarak bilinen Şule Kayatürk, Yavuz ve eşi Merve Korkut, Tolunay ve eşi İleyda Topal, Ömer ve eşi Tuğba Bağ çiftleri bulunuyor.

EYLÜL ÖZTÜRK: SORUŞTURMAYA DAHİL OLMAK BENİ MUTLU ETTİ
Geçtiğimiz günlerde Amerika'da 10 tane evinin olmasıyla gündeme gelen ve bir süre önce Amerika'ya yerleşen Eylül Öztürk, soruşturma haberinin ardından sessizliğini bozdu. Instagram hesabından açıklama yapan Öztürk, "Evet şu anda bana geldikleri kesinleşti anladığım kadarıyla. Ben buradan bunu anlıyorum. Demek ki soruşturmaya veya incelemeye dahil olduk. Bu beni çok mutlu etti. Demek ki sona yaklaşıyoruz. Hep bir belirsizlik vardı. Ama ben zaten yurt dışındayım, o nasıl olacak anlamadım. Neyse bunu avukatıma sorayım" dedi.

asd-9

"ÇOK BÜYÜK BİR SINAVDAN GEÇİYORUM"
Zor günlerden geçtiğini söyleyen Öztürk, "Allah'ım sen bu sınavın sonunu güzel kıl, mükafatını tez zamanda göster. Çok büyük bir sınavdan geçiyorum arkadaşlar. Sonunda bir şey olmayacağına kendiniz eminsiniz belki ama itibarınız, binlerce kişinin binlerce şey söylemesi... Bu yara bende hiç geçmeyecek yani. Çok zor... Yaşayan anlayamaz" ifadelerini kullandı.

"PASAPORTUM ASKIYA ALINDIĞI İÇİN BİR KAĞIT ALARAK TÜRKİYE'YE GELEBİLİYORUM"
Amerika'da olduğu için hakkındaki yurt dışı yasağıyla ilgili avukatıyla görüşen fenomen son gelişmeyi de şu sözlerle aktardı: "Şimdi konuyu sordum, pasaportum askıya alındığı için (yurt dışı yasağı aynı zamanda pasaportun geçici de olsa iptali demek) eğer savcılık bir ifade isterse benden buradan bir kağıt alarak Türkiye'ye gelebiliyormuşum ifade vermek için. 'Ondan sorun çıkmaz, evrakla hallediliyor' dedi. Ben çünkü pasaportum iptalken nasıl döneceğim, dönmem gerekirse diye sordum. Savcı isterse konsoloslukta da ifade verebiliyormuşum. Tabi ifade vermem gerekirse. Şu anda bir araştırma var ama bir ifade talebi olur mu olmaz mı bilmiyorum. Yarın tekrar kontrol edilecekmiş. 'Süreci takip edeceğiz' dedi. Bakalım süreç ne gösterecek. Ben de paylaşırım sizinle."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem İmamoğlu 'Akın Gürlek' davasında ikinci kez hakim karşısına çıkıyor

İmamoğlu 'Akın Gürlek' davasında ikinci kez hakim karşısına çıkıyor

Ekrem İmamoğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili ifadeleri nedeniyle açılan davanın ikinci duruşması başladı.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Cezaevi karşısındaki salondaki duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Ekrem İmamoğlu ve avukatları katıldı.

Duruşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partililer de izleyici olarak yer aldı.
Mahkeme başkanı, Cumhuriyet savcılığınca hazırlanan esas hakkındaki mütalaanın dosyaya sunulduğunu belirtti.

EKREM İMAMOĞLU İÇİN İSTENEN CEZA BELLİ OLDU

Mütalaada, İmamoğlu'nun "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Mütalaada ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden, bu kapsamda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin de uygulanması talep edildi.

Duruşma, Ekrem İmamoğlu'nun savunmasıyla devam ediyor.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Başsavcı Akın Gürlek "mağdur" sıfatıyla yer aldı.

İddianamede, İmamoğlu'nun katıldığı bir panelde yaptığı konuşmada, Başsavcı Gürlek'e yönelik kullandığı ifadelerde suç içeriklerinin olduğunun tespiti üzerine resen soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

Halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapan Gürlek'in geçmişte de terör suçlarına bakmakla görevli ağır ceza mahkemelerinde başkanlık, sulh ceza hakimliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu aktarılan iddianamede, Gürlek'in görev yaptığı dönemlerde ve DHKP/C başta olmak üzere çeşitli terör örgütlerince hedef haline getirildiğinin bilindiği kaydediliyor.

Gürlek'in terör örgütlerinin çeşitli basın ve yayın organları ile sosyal medya hesaplarında açık kimlik bilgileri ve fotoğrafının yayımlanarak tehdit edildiğine dikkati çekilen iddianamede, İmamoğlu'nun söz konusu konuşmasıyla Gürlek'i hedef gösterip, "terörle mücadelede yer almış kişileri hedef gösterme" suçunu işlediği ifade ediliyor.

BAŞSAVCIYI HEDEF ALMIŞTI

İddianamede, İmamoğlu'nun aleni şekilde kullandığı söylemlerin, kamu görevini sürdüren Akın Gürlek'i küçük düşürmeye yönelik ve küçültücü ifade niteliğinde olduğu, söz konusu ifadenin düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı, suça konu ibare ve konuşmanın da ayrıca bir bütün halinde kişinin saygınlığına zarar vermeyi amaçladığı ve görüş açıklama niteliğinde bulunmadığı, eylemin ifade hürriyeti bağlamında hukuki koruma görmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor.

İmamoğlu'nun konuşmasında Başsavcı Gürlek ve aile yakınlarının hedef alındığı, zarara veya kötülüğe uğratılacağını içeren ifadeler kullanıldığı belirtilen iddianamede, "Fiilin mağdur üzerinde korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olduğu, bu haliyle şüphelinin tehdit suçunu işlediği anlaşılmıştır." değerlendirmesi yer alıyor.

İddianamede, İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında ise mahkemelerde bilirkişi olarak görevli kişilerden birini, görevli tek bilirkişi gibi göstererek gerçeğe aykırı şekilde soruşturma şüphelileri lehine sonuçlanacak şekilde karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstererek ve bu amaçla ismini de açıklayarak "yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs etmek" suçunu işlediği tespitine ilişkin soruşturmaya değiniliyor.

8 AYDAN 7 YIL 4 AYA KADAR HAPİSLE CEZALANDIRILMASI İSTENİYOR

İki olay bir arada değerlendirildiğinde İmamoğlu'nun görevinin getirdiği konumu ve nüfuzunu basın önünde aleni olacak şekilde kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığının değerlendirildiğine işaret edilen iddianamede, İmamoğlu'nun "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

İmamoğlu hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin uygulanması talep ediliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *