"İstanbul'da 540 bin civarında Suriyeli kardeşimiz var. Bunların hepsinin İstanbul'da oturum belgeleri var. Türkiye'nin diğer illerinde oturum belgesi belgesi verdiğimiz, 'Ancak bu ilde oturabilirsin, bu ilden çıkarken bizim verdiğimiz yol belgesi olmadan gidemezsin' dediklerimizi, şayet İstanbul'da muhafaza etmeye çalışırsak, İstanbul'da hiçbirimizin kontrol edemediği, yönetemediği ve karşı karşıya kalmış olduğumuz bir sorun baş gösterir, açıklamasında bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Düzenimiz, kuralımız, açık ve nettir. Herkes, sağladığımız oturum belgesinin tarif ettiği vilayette hayatını devam ettirecektir" dedi.
"İstanbul Valiliğimiz dün gerekli açıklamasını gerçekleştirdi. Diğer vilayetlerde de bu çaptaki çalışmalar aynı biçimde devam ediyor. Bizim sağlamaya çalıştığımız mesele bir kamu düzeni meselesidir"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İstanbul'da 540 bin civarında Suriyeli kardeşimiz var. Bunların hepsinin İstanbul'da oturum belgeleri var. Türkiye'nin diğer illerinde oturum belgesi verdiğimiz, 'Ancak bu ilde oturabilirsin, bu ilden çıkarken bizim verdiğimiz yol belgesi olmadan gidemezsin.' dediklerimizi, şayet İstanbul'da muhafaza etmeye çalışırsak, İstanbul'da hiçbirimizin kontrol edemediği, yönetemediği ve karşı karşıya kalmış olduğumuz bir sorun baş gösterir. Düzenimiz, kuralımız, açık ve nettir. Herkes, sağladığımız oturum belgesinin tarif ettiği vilayette hayatını devam ettirecektir." dedi.
Soylu, Haliç Kongre Merkezi'nde Kamusal Asayiş Analiz Nitelik Geliştirme (KAAN) ve Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyon (ÖGNET) projelerinin açılışında, Türkiye'de 2004-2019 arasında özel güvenlik şirketi sayısının 91 kat, eğitim kurumu sayısının 19 kat, faal özel güvenlik görevlisi sayısının 14 kat artığını ve bu sayının 319 bin 760 kişiyle polis sayısından fazla olduğunu ifade etti.
Terör örgütlerinin artık küresel organizasyonlar haline geldiğine işaret eden Soylu, "Bugün DEAŞ'ın mantalitesiyle PKK'nın mantalitesi, DEAŞ'ın stratejisiyle PKK'nın stratejisi, DEAŞ'ın saldırma şekliyle PKK'nın saldırma şekli arasında hiçbir fark söz konusu değil. Çünkü talimat verenler aynı, stratejilerini biçenler aynı, onların akıl küpleri aynı." şeklinde konuştu.
Soylu, güvenlik ihtiyaçlarının farklı bir yere evrildiğini, tehdit öğelerinın çok farklı ve geniş bir yelpazeye dağıldığını ve bu yapıyı resmi kolluk birimleriyle yönetebilmenin çok maliyetli ve fiilen imkânsız hale geldiğini dile getirerek, meseleye yalnızca polis, jandarma ve özel güvenlik sayısı açısından bakmanın yetmediğini açıkladı.
Temel hedeflerini, "niteliği artırmak, bu birimlerin hem özgün yapılarını ve tecrübelerini güvenliğini sağlamak hem de birbirleriyle oldukça uyumlaştırmak, iletişimlerini artırmak, ortak çalışma zeminleri oluşturmak ve teknolojilerini sürekli yukarıya çekmek" biçiminde açıklayan Soylu, bir araştırmanın, polis-özel güvenlik iş birliğinin, özel güvenlikçilerin iş doyumuna yüzde 21 pozitif katkı sağladığını ortaya koyduğunu aktardı.