Türkgün Gündem İBB Başkan adayı Murat Kurum Arnavutköy'de: İstanbul'a tek bir çivi çakmadılar

İBB Başkan adayı Murat Kurum Arnavutköy'de: İstanbul'a tek bir çivi çakmadılar

Arnavutköy'de vatandaşlara hitap eden AK Parti'nin İBB Başkan Adayı Murat Kurum, mevcut İBB yönetimine tepki gösterdi.

KAYNAK: Haber Merkezi

Kurum'un açıklamalarından satır başları şöyle; Bizim bir hayalimiz var. Ancak samimi hayaller muradına kavuşur. Şimdi bu hayalleri gerçekleştirmek için yarın son gün.

Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki İstanbul'un artık çilesi bitsin. Arnavutköy'ün otobüsü yok. Bunlar bihaber. İlgilenmediler. Öyle bir İstanbul istiyoruz ki sokakları güven ve huzurla dolsun. Gençleri geleceğe umutla baksın. Size söz veriyoruz; Biz İstanbulumuzu asla ve asla kaderimize terk etmeyeceğiz. Milletimizin yanında olacağız. Bu söz eser adamların sözüdür. Bu söz sağlam adamların sözüdür. Bu söz Murat Kurum sözüdür. Bu söz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sözüdür.

"BU AZİZ MİLLETİN KAYNAKLARINI ÇARÇUR ETTİLER"

'Bu şehri depreme hazırlayacağız' dediler, tek bir çivi çakmadılar. Reklama depreme ayırdıkları bütçenin 2 katını verdiler. O algı siyasetiyle 5 yıldır koca İstanbul'u meşgul ediyorlar. Ulaşım sorununu çözeceğiz' dediler, 5 yıldır çileye dönüştürdüler. Bu aziz milletin kaynaklarını çarçur ettiler. 

2019'da oyunuzu istediler, gittiler. Yüzlerce vaat verdiler, makama oturunca hepsini unuttular. Deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için sağlam konutlar yaparken bunlar balya balya para kuleleri yaptılar. Mal beyanlarını açıkladılar, 1.5 milyar liralık yepyeni mallar ortaya çıktı.

"BİRİLERİNİ SÜRESİZ TATİLE GÖNDERECEĞİZ"

Bu millet kendini unutanlara kaybolan yılların hesabını sandıkta soracak. 31 Mart hesap günüdür. Birilerini süresiz tatile göndereceğiz.

Eş genel başkan da genel başkanlığı bırakacak. Onlar her türlü manipülasyonu yapacaklar. Yarın sandıklarımıza sahip çıkalım, sandıkları terk etmeyin.

'Mayıs seçiminde kazanıyoruz' dediler, ne oldu? Millete yine yalan söylediler. Onların savurduğu paraları İstanbul'un projelerinde harcayacağız.

Sen İstanbul'u kara kışa teslim edip, balıkçıda büyükelçiyle yemek yerken biz yuva yapıyorduk. Sen genel başkanını devirmek için gizli gizli toplantılar yaparken biz İstanbul'a yatırım yapıyorduk. 

Hep birlikte İstanbul'un geleceğine emin adımlarla yürüyoruz. Yarın sandıkta tüm bunların hesabını sormaya hazır mıyız?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldı

Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldı

Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katılarak Türk mutfağının zenginliğine vurgu yaptı. Gastronominin kültürel kimlik üzerindeki etkilerine değinen Erdoğan, 12 bin yıllık mirasa sahip tematik liselerin önemini belirtti.

KAYNAK: İHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'nın Etiler Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ndeki etkinliğine katıldı. Programda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de hazır bulundu.
Programda öğrencilere yönelik bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Anadolu'nun, tarımın başladığı, ilk ekmeğin piştiği, zeytinin işlendiği, bereket topraklar olduğunu belirtti. Erdoğan, "Binlerce yıllık tarih ve eşi benzeri görülmemiş, bir kültür zenginliği ile iç içe olduğumuz için, ne kadar şükretsek az. Bu zenginliğin, en görünür olduğu yerlerden biri de, şüphesiz mutfağımızdır. Topraktan tabağa uzanan zincirin halkalarını; tarih, kültür, bilim, estetik, sanat ve şifa oluşturur. Bu mirasa sahip çıkmak, onu dünyada hak ettiği konuma taşımak, hepimiz için, hem bir ödev, hem de, bir vefa borcuydu" ifadelerini kullandı.

"Yemek, bir milletin kimliğidir"
 

Gastronominin son yılların yükselen yıldızı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Gastronomi, turizmin ana motivasyonlarından biri haline gelmiş, ünlü şeflerin alana yaptığı katkılarla, popüler bir kariyer seçeneği olmuştur. Ancak bunun da ötesinde gastronomi artık devletlerin sıkça başvurduğu, bir kamu diplomasisi aracıdır. Çünkü yemek, bir milletin kimliğidir, hikayesidir. Gastronominin, ülke algısını olumlu anlamda değiştirdiği gibi milli kültürü tanıtmada da etkin bir rol oynadığı hepimizin malumudur. Şahsen, Türkiye'nin, gastronomi dünyasının kutup yıldızı olması gerektiğine yürekten inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyaca tanınan yemekleri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Oysa ülkemizin her bir köşesinde, yerel ürünleriyle, pişirme teknikleriyle, kültürel unsurlarıyla, ayrı bir gastronomi dünyası mevcut. Anadolu'nun buğdayında, Akdeniz'in turunçlarında, Karadeniz'in fındığında, Ege'nin zeytininde sembolleşen, eşsiz bir çeşitliliğe sahibiz. Üstelik bu çeşitlilik, bugün dünyanın peşinden koştuğu, ‘yavaş yemek' gibi, birçok akıma da, cevap verebilecek niteliktedir" dedi.

"Mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir"
 

Türk mutfağının geniş yelpazesi, vejetaryen ve vegan tercihlere kadar her ihtiyacı karşılayan reçetelere sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, "Tüm bunlara ek olarak mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir. Küresel sağlık göstergelerine baktığımızda, batı tipi beslenmeye bağlı, kronik hastalıkların hızla arttığını görüyoruz. İşte bu yüzden tariflerimizin sağlığa olan iyileştirici etkilerini ön plana çıkarmalıyız. Bu noktada çağın ruhunu yakalayacak yeni bir anlatı kurmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Kimi zaman gastronominin, tabaktaki lezzete indirgendiğinin altını çizen Erdoğan, "Halbuki, İç Anadolu sofralarında buğdayın serüveni saklıdır. Marmara'da kurulan sofralarda, İmparatorluğun izleri ve medeniyetler etkileşiminin dinamizmi vardır. Güney Doğu Anadolu sofraları, zorlu doğa koşullarının insana kattığı ustalıkla kurulur. Doğu Anadolu sofraları, uzun kış hikayelerini, sert iklimleri ve ekolojik uyumu anlatır. Akdeniz sofraları, binlerce yıllık doğa ve insan etkileşiminin biyo-kültürel mirasıdır. Karadeniz sofraları, bahçe kültürünün, sabrın ve kolektif emeğin özetidir. Ege sofralarının baş tacı zeytinyağına, acelesi olmayan doğanın sükuneti, sadeliğin, derin anlamları eşlik eder" ifadelerini kullandı.

"12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler"
 

Türkiye'nin 7 bölgesinde hayata geçecek tematik gastronomi liselerinde öğrencilerin, bölgelerinin tüm gastronomi unsurlarını öğreneceklerini söyleyen Erdoğan, "Yani 12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler. Hem geleceğin hünerli elleri, hem de mutfağımızı küresel ölçekte hak ettiği konuma yükseltecek temsilciler olacaklar, inşallah. Reçetelerimiz, damakta lezzete, dilde duaya, kalpte şükre, sofrada, birlik ve beraberliğe dönüşür. Çorbalar, helvalar; hastalık ve ölüm gibi hayatın sert rüzgarlarını sakinleştirir. Şerbetler, pilavlar, doğumların ve düğünlerin sevincini pekiştirir. Lokmalar, insanlar arasında, müjdeli haberleri yayar. Adaklar, ihtiyaç sahiplerinin sofrasını şenlendirir. Tatlılar, her konuyu tatlıya bağlar. Dünyanın hiçbir yerinde, yaşamla bu kadar iç içe geçen ve sosyal ilişkileri güçlendiren, başka bir mutfak kültürü gerçekten yok" diye konuştu.

"Türkiye Gastronomi Liseleri sivil katılımlı bir model olacaktır"
 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de, "Bu ekosistem bütünlüğü içinde Türkiye Gastronomi Liseleri, üreticilerden yerel yönetimlere, ticari işletmelerden sivil toplum örgütlerine kadar sivil katılımlı bir model olacaktır. Bu çok paydaşlı yapı sayesinde öğrenciler, yalnızca akademik bilgiyle değil, aynı zamanda sektörel deneyimle de donatılacaktır. Her biri Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde konumlandırılacak olan bu tematik liseler, bulundukları bölgenin iklimsel özelliklerine, tarımsal zenginliğine ve kültürel mirasına uygun özgün alanlara odaklanacaktır. İtalya'nın bu alandaki güçlü temsiline alternatif olarak, daha kapsayıcı ve zengin bir öneri sunma potansiyeline sahiptir. Bu okulda üretilecek ürünlerin başta Antalya'daki beş yıldızlı oteller olmak üzere geniş bir pazara sunulması hedeflenmektedir" dedi.

Bakan Tekin, Erdoğan'a Osmanlı Mutfağı'ndan hediye takdim etti
 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, konuşmasını tamamlayan Emine Erdoğan'a, 1904 yılında Osmanlı Sarayı'nda misafirler için hazırlanan yemeğin İngilizce ve Osmanlıca yazılmış menüsünü armağan etti. Daha sonra proje yöneticileri, gastronomi araştırmacıları, şefler, STK temsilcileri ve lise öğrencisi şef adaylarının yer aldığı toplu aile fotoğrafı çekildi, Erdoğan bu karenin ardından şef adaylarını alkışladı. Projenin amacı, beklenen etkisi ve kurulacak liselerin Türk Mutfağı'nın tanıtıma yapacağı katkılar hakkında bilgiler alan Erdoğan, programın sonunda öğrencilerle özel olarak ilgilendi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *