Türkgün Gündem İçişleri Bakanı Yerlikaya: İstanbul'daki artçı sarsıntılar azalma eğiliminde

İçişleri Bakanı Yerlikaya: İstanbul'daki artçı sarsıntılar azalma eğiliminde

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul'daki 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntıların azalmakta olduğunu belirtti. Acil çağrıların düşmesi ve barınma ihtiyaçlarının karşılandığını vurgulayan Yerlikaya, devletin sahadaki çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

KAYNAK: AA

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından son 12 saatlik dilimde 4'ün üzerinde artçı sarsıntı yaşanmadığını belirterek, ''Özellikle son 16 saat değerlendirildiğinde, artçı sarsıntıların net bir biçimde azalma eğiliminde olduğu görülmektedir." dedi.

Hasdal'daki İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde kurulan kriz merkezindeki değerlendirme toplantısının ardından gazetecilere açıklama yapan Yerlikaya, dün saat 12.49'da Marmara Denizi'nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrası en büyüğü 5,9 olmak üzere, 4 ve üzeri 8 artçı deprem kaydedildiğini söyledi.

AFAD Deprem Bilim Kurulunun yaptığı değerlendirmeye göre bu artçıların 7'sinin depremden sonraki ilk 4 saatte olduğunu dile getiren Yerlikaya, "Son 12 saatlik dilimde 4'ün üzerinde herhangi bir artçı sarsıntı meydana gelmedi. Özellikle son 16 saat değerlendirildiğinde, artçı sarsıntıların net bir biçimde azalma eğiliminde olduğu görülmektedir." ifadelerini kullandı.

Türkiye Afet Müdahale Planı’nın (TAM) tüm afet gruplarının temsilcileriyle birlikte çalışmalarını büyük bir titizlikle sürdürdüğünü aktaran Yerlikaya, saha taramaları ve 112 Acil Çağrı Merkezine gelen ihbarların değerlendirilmeye devam edildiğini anlattı.

Merkeze gelen çağrı sayılarını paylaşan Yerlikaya, "112 Acil Çağrı Merkezimize şu ana kadar 16 bin 793 çağrı geldi. Bunlardan 997’si 'depremle ilgili acil yardım' talebiydi. Bu da gösteriyor ki gelen çağrılarda büyük azalma mevcut." dedi.

Çalışmalara destek vermek üzere akredite sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) birlikte toplam 903 araç ve 11 bin 481 personelin görev aldığını ifade eden Yerlikaya, barınma ile ilgili olarak 27 lojistik depo ve 54 cep deposunun aktif olduğunu belirtti.

Dün gece 101 bin vatandaşın barınma ihtiyacının cami, okul, yurt ve sosyal tesislerde karşılandığını hatırlatan Yerlikaya, bugün de talepleri olması halinde vatandaşların barınma ihtiyaçlarının karşılanmaya devam edileceğini dile getirdi.

Yerlikaya, Jandarma ve Emniyet'ten saat 18.00 itibarıyla aldıkları bilgilere göre, acil toplanma alanlarında, parklarda bulunan vatandaşların sayısının düne göre büyük oranda azaldığını ifade etti.

Türk Kızılay koordinasyonunda belediye ve STK'lerle birlikte beslenmeyle ilgili çalışmaların devam ettiğini aktaran Yerlikaya, bugün de 348 noktada ikramların süreceğini söyledi.

Devletin tüm kurumlarıyla sahada olduğunu vurgulayan Yerlikaya, vatandaşların huzur ve güvenliği için tüm tedbirlerin alındığını ve risklerin titizlikle değerlendirildiğini kaydetti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Şu dünyanın dengesine ve adaletine bakar mısınız?

ABD Başkanı Trump, Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes çağrısında bulunuyor. Bu çağrıya yanaşmadığı için Rusya Devlet Başkanı Putin’e şu sözlerle sesleniyor:
“Ben olmasaydım, Rusya’nın başına çok kötü şeyler gelecekti. Ateşle oynuyor.”

Yüzeyden bakıldığında Trump, sanki dünya barışı için çabalıyormuş gibi görünüyor, değil mi?

Oysa tam da bu açıklamaların yapıldığı sırada, haber ajansları şu bilgiyi geçiyordu: ABD, 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nde başlayan saldırılardan bu yana İsrail’e 90 bin tondan fazla silah ve askeri mühimmat gönderdi.

İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar büyük sivil kayıplara yol açarken; ABD, hem sağladığı askeri destekle hem de siyasi tutumuyla bu vahşetin başlıca sorumlularından biri haline geldi.

Seçim öncesinde “Gazze’de barışı ben sağladım” söylemleriyle sahneye çıkan Trump, göreve gelir gelmez İsrail’e verdiği açık destekle, Gazzelilerin başka ülkelere gönderilmesini savunarak ve hatta Gazze Şeridi’nin ABD tarafından devralınabileceğini öne sürerek bu vahşetin ve soykırımın daha da artmasına zemin hazırladı.

Dünya kamuoyunda tepkiler yükselmeye başlayınca da “Gazze’ye bakıyoruz, ediyoruz, görüşüyoruz” gibi muğlak ifadelerle zaman kazanmaya çalıştı. Ancak bu sırada İsrail’in Gazze’deki vahşetleri aralıksız sürdü.

Şimdi de Trump, “Gazze konusunda Hamas’la da aynı şekilde. Bunu durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz. İsrail’le de konuşuyoruz ve tüm bunları mümkün olduğunca çabuk durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz” diyerek aynı oyalama stratejisini sürdürüyor. Görünen o ki, İsrail Gazze’de neredeyse canlı bırakmayana kadar bu “cambaza bak” oyunu devam edecek.

Gazze’de bugün, çağımızın en büyük vahşetlerinden biri yaşanıyor. Sivil yerleşimlerin kasten hedef alındığı, çocukların ve kadınların bilerek öldürüldüğü bu ortamda, uluslararası toplumun sessizliği kadar, bu vahşete doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerin tutumu da insanlık vicdanında derin yaralar açıyor. İsrail’in Siyonist tüm sapkınları “Bebeklere kadar öldürelim” diyor ve dediklerini yapıyorlar. Dünya kör, sağır olmuş izliyor.

Bu çağda böyle bir vahşet ne görüldü, ne duyuldu.
Ancak ABD ve İsrail, el ele vererek dünyanın en büyük vahşetini adeta canlı yayında insanlığa izletiyor.
Bu zulmü durdurmaya çalışanları ya da durdurma potansiyeli olanları tehdit ederek sindirmeye çalışıyorlar.
Kendi çapında İsrail’e füze atan Yemen’i de zaman zaman bombalayarak “terbiye” ediyorlar.

Gazze’de:
Bebekler ölüyor…
Çocuklar ölüyor…
Gençler ölüyor…
Kadınlar ölüyor…
Yaşlılar ölüyor…
Hayvanlar ölüyor…
Ağaçlar ölüyor…
Velhasıl, bu vahşet ortamında nefes alan her canlı sistematik olarak yok ediliyor.

Gazze’de bu vahşeti onaylayan bir ABD’nin, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta ateşkes istemesinin sebebi ne olabilir?
İnsanlık ya da dünya barışı adına olmadığı açık.
Olsa olsa, Ukrayna’yla yapılan maden anlaşmaları sekteye uğramasın diye Rusya’nın olası bir işgalini “ateşkes” adı altında frenlemek istiyor olabilirler.

Trump’un insan hayatına ne kadar değer verdiğini Gazze’deki vahşete onay verirken tüm dünya gördü.
On binlerce çocuk ve masum ölürken, vicdanında zerre kadar insanlık emaresi göstermeyen biri, şimdi kalkıp “barış” çağrısı yapıyorsa bu olsa olsa timsah gözyaşıdır.

Bir mücahit tarafından kafasının koparılmasını sabırsızlıkla beklediğimiz yaratık Netanyahu, hem öldürüyor hem de aç bıraktığı Gazzelilerle alçakça dalga geçiyor: 'Gazze’de kıtlık yok, çünkü binlerce sivili tutukladık, onları çıplak halde görüntüledik ve üzerlerinde açlık izine rastlamadık; hatta spor bile yapmıyorlar.' 

Ne diyelim yaratık Netanyahu; İnşallah bir gün masumlarla dalga geçen o iğrenç dilini eline verirler!

Bu çağda, Gazze’de hayatta kalan insanlar açlıktan ölüyorsa,
Yere batsın sizin süper gücünüz!
Yere batsın küresel nutuklarınız!

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *