İtalya Savunma Bakanı Guerini Lorenzo, Londra'daki DSEI 2019 savunma fuarında Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı Savunma Donanım ve Destek (DE&S) kurumu CEO'su Simon Bollom ve İtalya Savunma Genel Sekreteri Korgeneral Nicolò Falsaperna ile birlikte resmi niyet beyanını imzalayarak, İtalya'nın 10 Eylül'de projeye ortak olduğunu kabul etti.
Guerini Lorenzo, "Savunma Bakanlığı tarafından İtalya Savunma Sanayisinin mükemmelliğini teyit eden etkili ve somut çalışmalar sayesinde [programa katılmak] çok olumlu bir sonuçtur" dedi.
İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından belirtildiği gibi iki ülke arasındaki niyet beyanı şu taahhütleri içeriyor:
- Gelecekteki Eurofighter Typhoon geliştirmeleri ile ilgili daha yakın hükümet uyumu
- Tempest askeri gereksinimleri üzerine tartışmaların derinleştirilmesi
- Bir hava savaşı yol haritası geliştirmek ve Eurofighter Typhoon'dan Tempest'e gelişmiş teknolojilerin entegrasyon fırsatlarını belirlemek
- Tempest'i ortaya koymak için yenilikçi, çevik ve işbirliğine dayalı bir endüstriyel çerçeve geliştirmek
- Yeni ve işbirlikçi çalışma biçimlerini göstermek için pilot çalışmalar başlatmak.
İSVEÇ DE PROGRAMA KATILMIŞTI
18 Temmuz 2019'da İsveç ve Birleşik Krallık hükumetleri gelecekteki hava muhabere sistemleri ile ilgili işbirliği konusunda bir Mutabakat Zaptı imzaladı.
SAAB firması, anlaşmayı Gripen de dahil olmak üzere mevcut platformların uzun vadeli gelişimine devam edecek olan gelecekteki bir hava muharebe sisteminin ortak geliştirme fırsatını araştırmak için bir başlangıç noktası olarak gördüğünü açıklamıştı.
TÜRKİYE DE İLGİLENİYOR! İTALYA ÜÇÜNCÜ ORTAK OLDU
6. nesil savaş uçağı Tempest programına İtalya'nın katılmasıyla ortak sayısı 3'e yükselmiş oldu. İngiltere, İsveç ve İtalya'nın ortaklığında devam eden projeye, Japonya, Hindistan ve Türkiye'nin ilgisi olduğu biliniyor. Bu ülkeler dışında potansiyel ortak olabilecek ülkeler arasında ise Norveç, Kanada ve Avustralya gösteriliyor.
Türkiye, İngiltere'yle TF-X / Milli Muharip Uçak (MMU) projesini de yürütüyor.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, iki gün önce Londra'daki Uluslararası Savunma, Güvenlik, Ekipman Fuarı'nda (DSEI) gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ve İngiltere arasında önemli bir iş birliği potansiyeli bulunduğunu vurgulayarak, "Bunun en önemli örneklerinden biri de malumunuz Milli Muharip Uçak Projemizde bir İngiliz firması ile bir mühendislik destek anlaşması yaptık. Projenin ön değerlendirme anlaşmasının sonuna kadar belirli sayıda İngiliz ve Türk mühendislerin ortak çalıştığı bir ortam oluşturuldu ve devam ediyor. Bu ortam devam ederken, bunun bir sonraki aşamaya geçmesi için ise görüşmelerimiz sürüyor" şeklinde konuşmuştu.
Rolls-Royce firmasının da milli muharip uçağına motor temin etmek gibi çeşitli teklifleri olduğunu anlatan Demir, "Bu, belli aşamalarda görüşüldü. Burada tekrar bir daha görüşme yapmamız mümkün. Bu arada İngiltere'nin de geçen yıl Tempest diye bir proje açıkladığını biliyoruz. Gelecekteki savaş uçağı konseptini tartışıyorlar. Türkiye ile şu anda çalışmayı yürüten ülke olarak kendi projeleri ile hangi konularda ortak çalışma, hangi konularda iş birliği yapılabileceği meselesi de burada görüşmeye açık konulardan bir tanesi" ifadelerini kullanmıştı.
Hem İsmail Demir hem de diğer Türk yetkililer, daha önce yaptıkları açıklamalarda Tempest projesine olan ilgilerini dile getirmişlerdi.
TEMPEST'IN ÖZELLİKLERİ
Henüz konsept aşamasında olan uçak, ülkenin hava savunması için kilit bir rol üstleniyor. Direkt olarak alanın öncüleri Typhoon ve F-35 Lightning II karşısına çıkartılan uçak, F-22 Raptor'u andıran bir tasarım üzerine kuruluyor. Delta kanat yapısını benimseyen ve bünyesinde iki jet motoru taşıyacağı görülen Tempest, söylendiği kadarıyla hipersonik roketler ile donatılabiliyor. BAE Systems, Rolls-Royce, MBDA, Leonardo, Defense Equipment & Support ve RAF Rapid Capability Office ortaklığında geliştirilen uçak, şu an 2.6 milyar dolarlık bir fonla destekleniyor. Lazer silahlar ile donatılabileceği belirtilen yeni nesil savaş uçağı, özel iletişim sistemleriyle uçan bir komuta yönetim merkezi olarak da kullanılabilecek deniyor.
İhtiyaca bağlı olarak oldukça özelleştirilebilir olacağı söylenen uçak, 2035 yılında operasyonel hale getirilecek şekilde tanıtılıyor. Yani önünde çok uzun bir araştırma geliştirme ve üretim süreci yer alan hava aracı, yine de İngiltere için büyük önem veriyor. Bu uçak sadece savunma değil, yerel savunma sanayisini canlandırmak adına da önemli bir rol üstleniyor.
KAYNAK: Ajanslar / Haber7