Açıklamasında;
"Aziz Türk milleti, teröre kurban verdiği şehitlerinin acısını en derinlerde yaşarken Ankara Çubuklu şehidimiz Yener Kırıkçı’nın cenazesinde meydana gelen olaylar ve bu olayların ardından CHP yöneticilerinin yaptığı açıklamalar ve bunların yandaş medyası tarafından yayımlanan haberler Türkiye gündemini bir anda değiştirmiştir.
Kılıçdaroğlu’na yapılan bu saldırıya dair henüz net bilgilerin gelmediği dakikalarda CHP yöneticileri tarafından başlatılan “Memnun musun Sayın Bahçeli?” tarzındaki niyeti belli bir kampanya akılları karıştırmıştır. Sayın Devlet Bahçeli’nin Antalya dönüşü “Bu olaydan memnuniyet duymak mümkün değil.” açıklamasını yok sayıp bu olaya dair yaptığı yorumları, dikkat çektiği hususları idrak etmekten yoksun görünenlerin niyetleri ortadadır.
Bakmadan gördüğünü söyleyenlerin, dinlemeden anladığını iddia edenlerin konuştuğu her söz kendi zihinlerindeki kuruntu yahut ortalığı karıştırmak için bilinçli ürettikleri iftiradan başka bir şey değildir.
Sayın Genel Başkanımızın sözlerinin her bir harfinin arkasındayız ve kendisi gibi düşünmekteyiz. Siyasilerin görevi bilinçli ve tedbirli davranmaktır. Seçimlerden dolayı gerilen bir siyasi ortamda enine boyuna düşünülmeden alınmış bir kararla Kılıçdaroğlu’nun tepki görmesi muhtemel bir yerde bulunması akla ziyandır. Burası şehit cenazesi olabileceği gibi bir başka yer de olabilirdi.
YPG’yi terör örgütü olarak görmediği ifadeleri, PKK’nın siyasi görünümü HDP ile yapılan seçim ortaklığı, İstanbul adaylarının Demirtaş’a dair övücü sözleri gibi somut pek çok durumun hafızalarda canlı olduğu böyle bir dönemde PKK’ya yönelik nefretin en yoğun olduğu şehit cenazesinde gerçekleşecek bir ziyaretin alabileceği tepkileri bir siyasi düşünmek zorundadır.
Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinin ve ona maddi/gönülden bağlı basın organlarının tutup da tüm bu gerçekleri göz ardı ederek MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’yi suçlamalarını anlamak mümkün değildir. Hem PKK’lının leşine milletvekilini göndermek hem de terörist cenazesinde yer almak toplum vicdanında kabul görecek bir davranış değildir. CHP yöneticileri bizi suçlayacağı yerde bir özeleştiri yapsa daha yerinde olacaktır. Özeleştiri yapmak yerine hedef saptırtıp Milliyetçi Hareket’in Sayın Genel Başkanına saldırmak sağlıklı bir ruh hâlinin ürünü olamayacağı gibi sorunları çözmeye de fayda sağlamayacaktır.
Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP yöneticilerine tavsiyemiz Sayın Devlet Bahçeli’nin uyarılarını baştan sona defalarca okumaları, hatta bu ifadeleri büyük harflerle çerçeveletip duvarlarına asmalarıdır. Martın sonunda nasıl bir bahar beklediklerinin sinyallerini daha önce de veren bu sakat zihniyetin 1 Mayıs’a yönelik hazırlıkları gözyaşlarını artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu sorumsuz davranışların sahipleri yaşanabilecek gerginlik ve gerilimlerin müsebbipleri olarak tarihteki yerini alacaktır.
Basın mensubu yahut yorumcu kılığına girenlere ise girdikleri kılıktan çıkarak gerçek kimlikleriyle karşımızda yer almalarını tavsiye ederiz. Kendilerini bu şekilde kamufle ettiğini sananlar bilsinler ki buram buram ihanet ve buram buram nefret kokmaktadırlar.
Şerefli Türk Milliyetçileri ise Genel Başkanı’nın emrinde ve çizgisindedir. Bunların kara propagandalarına ve sözlerine bakarak bunların kirli emellerine alet olacak değildir. Türk Milliyetçileri aziz milletimizin refahı, huzuru için mücadelesine devam edecek, tüm enerjisini ülkesi ve büyük Türk milleti için sarf edecektir. " dedi.