İstanbul'da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından, Türkiye'nin önde gelen yer bilimcileri Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un değerlendirmeleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Uzmanlar, depremin etkileri ve ilerleyen dönemde yaşanabilecek riskler konusunda farklı görüşler ortaya koydu.
Celal Şengör: "Büyük Depremin Eli Kulağında"
Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul'da beklenen büyük depremin çok yakın olduğunu vurgulayarak, depremin tam tarihinin önceden tahmin edilemeyeceğini ifade etti.
Kuzey Anadolu Fayı ile Marmara Fayı'nın bağlantısına dikkat çeken Şengör, bu bölgelerde yaşanacak kırılmaların büyük yıkım yaratabileceğini belirtti.
Şengör ayrıca, deprem sonrası İstanbul'u yangınlar, açlık, yağma ve salgın hastalıklar gibi ciddi tehlikelerin beklediğini ve ülkenin uluslararası yardıma muhtaç hale gelebileceğini söyledi.
Naci Görür: "Deprem Riski Yüksek, Hızla Önlem Alınmalı"
Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Bölgesi'nde 7,2 ila 7,6 büyüklüğünde bir depremin olasılığının yüksek olduğunu belirtti.
Depremin kesin zamanının tespit edilemeyeceğini vurgulayan Görür, özellikle İstanbul'da 2,5 milyon insanın ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Görür, kentsel dönüşümün hızla tamamlanması ve deprem hazırlıkları konusunda acil adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti.
Şener Üşümezsoy: "Deprem Tehdidi YOK"
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise diğer uzmanlardan farklı bir görüş sundu.
Üşümezsoy, Marmara Denizi'nde büyük çaplı bir depremin yaşanma ihtimalinin olmadığını savunarak, yapılan açıklamaların halkı gereksiz yere korkuttuğunu ifade etti.
Ayrıca, Marmara Denizi’nde tsunami riski bulunmadığını ve paniğe kapılmaya gerek olmadığını belirtti.
Deprem Uzmanları Neden Fikir Ayrılığı Yaşıyor?
Deprem uzmanlarının görüş ayrılıkları, İstanbul'da beklenen büyük depremin olası etkileri ve risklerinin nasıl değerlendirildiği noktasında yoğunlaşıyor.
Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. Naci Görür, büyük depremin kaçınılmaz olduğunu savunarak önlem alınması gerektiğini vurgularken; Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, riskin abartıldığını ve kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini düşünüyor.
Bu görüş farklılıkları, kamuoyunda İstanbul'un deprem gerçeğine yönelik algının şekillenmesinde önemli rol oynuyor.
Ancak tüm uzmanlar, farklı derecelerde de olsa, İstanbul'un deprem riski karşısında hazırlıklı olması gerektiği konusunda ortak bir paydada buluşuyor.
Sonuç: Depreme Karşı Hazırlık Hayati Önem Taşıyor
6,2 büyüklüğündeki İstanbul depremi sonrasında yapılan açıklamalar, şehrin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Uzmanların görüş ayrılıkları bulunsa da, İstanbul'da deprem hazırlığı ve toplumun bilinçlendirilmesi acil bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor.