Koronavirüsü salgını dünya çapında bir gerçekliğe dönüştüğünden beri ülkelerin değişen politikaları kapsamında karantina uygulaması başladı. Bu sayede dışarıda bulunan insan sayısında önemli bir düşüş yaşanmış oldu. Buna bağlı olarak azalan trafik, uçak yolculukları, konserler ve spor müsabakaları gibi eylemler küresel anlamda gürültü kirliliğinin yüzde 50 oranında düşmesini sağladı.
Uluslararası bir araştırma ekibi, corona virüsü salgınının yayılmasını önlemek üzere alınan önlemlerin, gürültü kirliliğinde benzeri görülmemiş bir düşüşe yol açtığı sonucuna ulaştı. Araştırmacılar bu sonuca ulaşmak için, 117 ülkedeki sismik istasyonlardan alınan verileri değerlendirdi.
Science dergisinde yayımlanan çalışma, mart ve nisan aylarında, özellikle büyük şehirlerde, sismik gürültü veya insan aktivitesinden kaynaklanan titreşimleri gösteriyor. Çalışmanın yazarlarından olan Mika McKinnon normal şartlarda yapılan pek çok eylemin gerçekleşmediğini vurguluyor. Bu da kaçınılmaz olarak sessizlik dönemine girilmesine neden oluyor bu süreç de ”antropause” olarak adlandırılıyor.
Sessizlik en çok büyük şehirlerde kendisini gösterirken, McKinnon, şehirlerde yer alan sessizliği örneklendiriyor. Corona virüsü sürecinde yaşanan sessizlik, Almanya’da bulunan ve dünyanın en sessiz yerlerinden biri olarak konumlandırılan terk edilmiş maden şaftları ile benzerlik gösteriyor.
McKinnon, sessiz dönem olarak adlandırılan antropause döneminde toplanan verilerin bilim insanlarının depremi daha iyi tespit etmesine ve insan kaynaklı ya da doğal sismik sesler arasında daha iyi ayrım yapmasına yardımcı olacağını söylüyor.
RSS
